Paylaş
Komisyon tutanakları, hayvan hakları savunucularının isyan belgesi gibi. Doğal olarak konu, İstanbul Adalar’da faytonlarda kullanılması yasaklanan atların akıbetine de geldi.
Umut Erdem’in bilgisine göre, Uluslararası Yaşam Hakkı ve Toplumsal Değerler Derneği Başkanı Mehtap Topçuoğulları Özer, hayatının son 12 yılını adalardaki atları kurtarmak için harcadığını dile getirirken, bu atların bir kısmının yanlış ellere gittiğini ve hayvanların sucuk yapıldığını iddia etti. Özer’in tutanaklara yansıyan isyanı şöyle: “Atlar kurtarıldı. Biz de her şeyin güzel olacağını hesapladık. Umut ettik. Ama biz atları sucuk olsun diye faytonları yasaklatmadık. Bin küsur at, bir meta olarak satın alındı. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden rica ettik; Kızılkaya gibi devasa hayvan toplama kampı, atlar için çok uygundu. ‘Atları lütfen oraya çekelim, biz sahiplendirelim’ dedik, olmadı.”
Hayvan Hakları Savunucusu ve Aktivisti Fırat Ahmet Yıldız da Hatay’da hayvanları sahiplendiğini söyleyen adamın at kasaplığı sabıkası olduğunun sonradan ortaya çıktığını, bu kişiye 100 at verildiğini iddia etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Tarım Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde, aralarında AK Partili ve MHP’lilerin de bulunduğu belediyelerle, kamu kurumu, üniversite, jokey kulübü ve şahıslara verdiği atlardan bazılarının başına gelenler günlerce kamuoyunu meşgul etmişti.
Konu, TBMM Tarım Komisyonu’nda yeniden gündeme geldiğinde, komisyon başkanı AK Partili Yunus Kılıç, anlatılanların suç duyurusu kabul edilerek, gereğinin yapılacağını söyledi. CHP’li üyeler de kendisine destek verdi. Şimdi komisyon başkanından beklenen, atların başına gelenlerden kimlerin sorumlu olduğuyla ilgili süreci başlatmak...
BİR AK PARTİLİ-BİR CHP’Lİ
BİR KENT KONSEYİ HİKÂYESİ
ŞEHRİN sivil toplum örgütlerinin katkılarıyla yönetilmesi anlamına gelen ‘kent konseyleri’, birçok ilde belediye başkanlarının onlara ne kadar önem verdiğine bağlı olarak görev yapıyor. Bazı kentlerde çok aktif olmalarına rağmen bazılarında varlıklarından kimsenin haberi olmuyor.
Yıllarca ihmal edilen ‘Ankara Kent Konseyi’, yeni yapısıyla genel kurul yaptı. Önceki dönemde konseye davet edilmeyen Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği de bu kez hazır bulundu. Kendisini mahkeme kararıyla davet ettiren birliğin temsilcileri söz alıp, sitemlerini dile getirdi.
Hikâyenin ilginç yanı; Ankara Kent Konseyi’nin onur kurulunda görev alan isimler... Oylama sonucu, Onur Kurulu’na Ankara’nın eski belediye başkanları Mustafa Tuna ve Murat Karayalçın ile yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ruşen Keleş seçildi. Karayalçın, Ankara’da iz bırakan CHP’li belediye başkanlarından, Tuna ise AK Parti’nin son döneminde görev yapmış, siyasi polemik yerine iş yapmayı öncelemiş bir isim. Ankara’da yıllarca görev yapan Melih Gökçek’in kulakları çınlamıştır. AK Partili bir ismin tercih edilmesi ilginç.
Sonuçta, Halil İbrahim Yılmaz yeniden başkan seçildi. Yılmaz, şehrin sesi ve ortak yönetimi anlamına gelen kent konseylerinin önemini anlatırken, “6 milyon yurttaşın her birinin sesi değerlidir. Ankara, liyakatin vasatı yeneceği yerin adıdır. Ankara Kent Konseyi, kamu kaynaklarının harcanmasına kapalıdır. Kent konseyi yeni bir hiyerarşi, tepeden inme yeri değildir. Kent konseyi sadece birbirini tanıyan akraba topluluğu değildir. Kent konseyi kentsel sorunların tartışılacağı yerdir” sözleriyle dikkat çekti. Ankara nihayet bir kent konseyi olduğunu anımsadı.
Paylaş