Kırmızı acil, siyah ümitsiz vaka - Koronanın el kitabı

Korona günlerinin şartları adeta belleğimizi formatladı. Bildiklerimizi unuttuk, bilmediklerimizin uzmanı olduk. Pandemi, epidemi, karantina derken çeşit çeşit kavramlar öğrendik. Tarihteki 24 büyük salgını ezberledik. İzolasyon, entüpe, filyasyon gibi kelimeler maalesef hayatın parçası oldu.

Haberin Devamı

Bir de başta İtalya olmak üzere Avrupa’da yaşanan yaşlı ölümlerini konuşurken, “savaş triyajı” terimiyle karşılaştık. Peki nedir bu triyaj? Sizin için araştırdık. Öncelikle bu ifade, Fransızca “Aciliyetine göre sınıflama” anlamındaki “Triage” sözcüğünden geliyor. İlk olarak Napolyon’un cerrahı Baron Dominique-Jean Larey tarafından 1812’de uygulanmış. Tedavi önceliğine göre savaş süresince yaralı askerleri kategorize etmeyi tanımlıyor.

Bülent Sarıoğlu’nun araştırmasına göre, “acil durumlara göre renkli kod sistemi” denebilecek bu terimin tıbbi ve hukuki boyutunu Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı şöyle özetliyor:

Kırmızı acil, siyah ümitsiz vaka - Koronanın el kitabı

Haberin Devamı

Pek çok afet ve savaş durumunda uygulanmıştır. Triyajda renk sınıflaması yapılmaktadır. Kırmızı renk en acil iken, sarı ikincil acil, yeşil hafif vakalardır. Ümitsiz vakalar ise siyah olarak belirlenmektedir. Mantık şudur; Sağlık çalışanları ne yapabiliyorlarsa onu yapmalıdırlar; en iyi olan şey en iyi rakamdır. Normal koşullarda hayatı tehlikede olan bir hastanın, yaralının ve şüpheli durumda olanın hastaneye kabulü şarttır. Tabii ki doğal afet triyajı, savaş triyajı ile aynı değildir. Virüsle yaptığımızın bir savaş olduğunu düşünürsek triyaj da savaş triyajı olarak adlandırılabilir. Dinamik bir işlemdir; hastaların sürekli yeniden değerlendirilmesini gerektirir. Triyaj sorumlusunun kararları aciliyet nedeniyle tartışmaya açık değildir. Bir hekim için neye mal olursa olsun ümitsiz bir hastanın yaşamını korumakta ısrar etmesi, başka yerde gereken kaynakları harcamak anlamına geleceğinden ahlaki bir tutum değildir. En fazla sayıda kurbanı kurtarma niteliği taşıdığı zaman haklıdır.”

Umarız, Türkiye bu aşamaları tartışmadan salgınla mücadeleyi başarıyla atlatacaktır.

KİM BU 65 YAŞ ÜSTÜ?

7 MİLYON YAŞLININ 1 MİLYONU HÂLÂ ÇALIŞIYOR

KORONAVİRÜS ile mücadele kapsamında alınan ilk kararlardan biri 65 yaş üstünde olanların sokağa çıkmalarının engellenmesi oldu. Hastalığın yaşlılarda ölümcül sonuçları olduğu için doğru kabul edilen bu karar, kötü esprilere konu edilse de kimse parklara gidip güneşlenmek için can atan bu kişilerin gerçekte kim olduklarıyla ilgilenmedi.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık ilginç bir çalışma yaparak, sokağa çıkma yasağıyla gündeme gelen 65 yaş ve üzeri vatandaşların ekonomik durumuna ilişkin verileri ortaya koydu. Çoğumuzun hayatında, anne, baba, amca, teyze olarak var olan bu grup, toplamda 7.5 milyon kişi.

Üstelik bunların neredeyse bir milyonu halen çalışıyor. Bunlar arasında emeklilik güvencesi olmayan da emekli olduğu halde geliri yetmediği için çalışan da var.

Daha da ilginci, 65 yaş üstünde olan 10 bin kişi de iş bulabilmek İŞKUR’a müracat etmiş. Yani gençlerle yarışa girecek kadar zorunlular.

Çalışan emeklilerin bir kısmı kendi hesabına, bir kısmı ise işveren hesabına çalışıyor. TÜİK verilerine göre, 65 yaşın üzerindeki, 142 bin kişi ise ücretli işte ve her gün işe gitmek zorunda. Üstelik, son 5 yıl içerisinde, 65 yaşın üstünde olup da çalışmak zorunda kalanların oranı yüzde 77 artmış.

Haberin Devamı

Yani “Evde kal” derken, onların kayıplarının da hesaba katılması gerekiyor.

VEKİL BİLETİ CAN YAKTI

OLAN, ÜÇ KADIN ÇALIŞANA OLDU

CHP Eskişenir Milletvekili Utku Çakırözer, koronavirüs gündeminde kaynayıp giden bir konuda Meclis’e soru önergesi verdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan da görevden alınmadan önce belki de son iş olarak kendisine yanıt verdi. Bakan verdiği yanıtla, iddiaların doğru olduğunu kabul etti. Olan üç kadın çalışana oldu.

Olay şöyle gelişti. Bir milletvekili, Ankara-Eskişehir Yüksek Hızlı Tren hattında bilet bulamadı. İddiaya göre bu millekvekili, kendisine bilet kalmadı bilgisi veren ve yardım etmediğini iddia ettiği Eskişehir Yüksek Hızlı Tren Garı’ndaki VIP bölümünde görevli üç kadın çalışandan şikâyetçi oldu. Umut Erdem’in aktardığına göre, kısa bir süre sonra kadın çalışanlar hakkında soruşturma açıldı. İddiaya göre, bakanlık, burada çalışan 3 personelin başka bir birimde çalışmalarının uygun olacağı değerlendirilerek, bu konuda gereğinin yapılması için, hizmet veren şirketten yazı ile talepte bulundu.

Haberin Devamı

Konu Eskişehir’de kulaktan kulağa yayıldı. Sendika devreye gidi, genel müdürlüğü şikâyet dileklerini yazıldı. Sonuç alınamayınca, çalışanlara haksızlık edildiği iddiası CHP’li Çakırözer tarafından Meclis gündemine getirildi. Bakanlıktan verilen yanıtta, olay doğrulanırken, üç personelin görevden alınmasının gerekçesi paylaşılmadı.

Ama Eskişehir, üç çalışanı yerinden eden milletvekilini konuşuyor.

Yazarın Tüm Yazıları