Kadın vekillerin nafaka direnişi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bizim önceliklerimiz arasında nafaka konusu yok” diye açıklama yaptığında, hemen aklımıza bu noktaya nasıl gelindiği düştü. Biraz araştırınca, olası bir yeni düzenlemenin, mevcuttan daha kötü olacağına inanan kadınların başarısı olduğunu gördük. Şöyle ki; AK Parti içerisinde “nafakanın sınırlandırılması” için kulis yapan bir grup var. Bunların etkisiyle yapılan taslak çalışmalar, kadınların nafakasız kalması, boşanmanın zorlaşması sonucunu doğurmaya adaydı. Kaldı ki yapılan araştırmalar bugün dahi mahkemelerin hükmettiği nafakaların yüzde 50’sine yakınının ödenmediğini gösteriyor.

Haberin Devamı

Bu gelişmeyi fark eden AK Partili bazı kadın milletvekillerinin kulis yaptığını biliyoruz. Aile Bakanlığı’nın, “Nafakayı süreli diye sınırlamayın, süresine mahkeme karar versin” diye devreye girdiği belirtiliyor. Sonuçta “mevcuttan daha iyi olmayacaksa, yasaya dokunmayın” noktasına gelindiği aktarılıyor. “Nafakanın sonu İstanbul Sözleşmesi gibi olmasın” dediklerini biliyoruz. Bu konuda tüm kadın örgütlerinin ayakta olduğunu söylemeye gerek yok.

Gelinen noktada, bu yoğun faaliyet bakanı da ikna etmiş olmalı ki, bakanlığın gündeminden çıkardı.

Bakan Bozdağ, partisinin kadın milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, hem nafaka konusundaki direnişi gördü hem de boşanmanın kolaylaştırılması konusundaki talepleri. Şimdi sırada bu var.

KEDERİMİZ ARAŞTIRILSIN

Haberin Devamı

Meclis’te her konuda araştırma önergesi verildiğini biliyoruz. Ancak ‘Mutsuzluğumuzun nedenleri araştırılsın’ başlıklı bir önergeye pek rastlanmaz.

Umut Erdem’in aktardığına göre geçen haftalarda, İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel, bunun için araştırma komisyonu kurulmasını istedi, ama kabul edilmedi. Önergede, iki ay önce yapılmış bir araştırmaya atıf yapıldı. Buna göre, her 10 vatandaşdan 4’ü kendini “ne mutlu ne de mutsuz” diye tanımlıyor. 3’ü “mutsuz”, geri kalanı ise “stresli” hissediyor. Ruh halimizin pek iyi olmadığı ortada.

Önergede, araştırmanın 15 yaş üzeri Türkiye geneli bin 938 kişinin katılımıyla yapıldığı belirtilirken, insanların kendisini iyi hissetmemesinin nedeni olarak “ekonomik sıkıntılar, pandemi ve siyasetteki gerilimler” gösterildi. Araştırmadaki ilginç bir nokta ise eğitim düzeyi attıkça, kaygıların da fazlalaştığı. Üniversite mezunlarının yüzde 65’i kendini stresli hissederken, ilkokul mezunlarında bu oran yüzde 56’ya geriliyor. Stresli olsa bile kendini mutlu sayanların oranı sadece yüzde 13.

Siyasette her şey toplumun mutluluğu için yapılıyorsa, araştırmaya değmez mi?

ANNENİN OTİZM MEKTUBU

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü nedeniyle, tüm siyasiler duyarlılık gösteren açıklamalar yaptı. Ancak, hiçbiri otizmli çocuğu olan ve sorunlarına yeterli duyarlılık gösterilmediğini dile getiren annenin mektubu kadar etkili olamadı. Mektubu, TBMM Genel Kurulu’nda HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık okudu. Karadenizli annenin Âşık Serdari’nin dörtlüğüyle başlayan mektubu şöyle:“Nesini söyleyeyim canım efendim /Gayri düzen tutmaz telimiz bizim/Arzuhal eylesem -yâr yâr- deftere sığmaz/ Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim...

Haberin Devamı

Ülkemizde 2013 yılında tanımlanan ama geçen sekiz yıllık süre içerisinde uygulamaya konulmayan Otizm Eylem Planı’nı hemen uygulayın desem, kimin umurunda...

Bugün ilgili bürokratlar, seçilmişler, atanmışlar, müdürler günün önemine binaen ‘cek’ ‘cak’la biten sevgi dolu cümleler kurarak konuşmalar yapacak... Ateş düştüğü yeri yakıyor. Çocuklarımız her yeni yılda bir yaş daha aldıkları için sorunları artıyor. Milyonlarca engellinin arasında damla olan otizmli bireyler için talepte bulunmak zor geliyor.”

Türkiye’de otizmli bireylere sunulan sağlık, eğitim ve istihdam hizmetlerinin yetersizliğine sürekli vurgu yapılıyor. BM’nin Otizm Eylem Planı’nı hayata geçirmek için bir yıl daha beklemesek...

Yazarın Tüm Yazıları