Paylaş
İktidar partisi, farklı bir gözle yerinde inceleme yapmaları için afet bölgeleri başta olmak üzere vekillerden “nabız ekipleri” oluşturdu. Ekonomik sorunlar, pandemi sıkıntıları derken doğal afet yaralarını saptamak için yollara düşen ekibin ilk saptamaları, vatandaşların çifte felaketin altında ezildiği oldu.
Öğrendiğimize göre, öncelik yangın bölgelerine verildi. AK Parti Teşkilat Başkanlığı’nın yaptığı organizasyonla bölgelere giden vekiller, yangın sonrası öncelikli çalışmalar, vatandaşın istek ve taleplerinin belirlenmesi, kamu kurumları ve bakanlıkların yeterince çalışıp çalışmadığı konusunda değerlendirme yaptı. Bu raporlar, MYK toplantılarına getirilecek. Aynı yöntemle, sel felaketi yaşanan bölgelerde de ‘acil talepler’ toplanıyor.
Diğer bölgelerde ise vatandaşların ekonomik sorunları, pandemiden kaynaklanan sıkıntıların belirlenmesine başlandı. İlk değerlendirmelerin genel merkeze ulaşmaya başladığı, vatandaşların en büyük önceliğinin ekonomik sorunlar olduğu belirtildi. Küçük işletmelerin yeniden ‘kapatılma’ endişesi yaşadıkları öğrenildi. Bir kapatma kararının daha iflas anlamına geleceği dile getiriliyor.
Diğer yandan İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinin en büyük problemi kuraklık. Üreticilerin sulama sorunu yaşadıkları, tankerlerle köylere su getirmeye çalıştıkları anlatıldı. Kuraklık bölgeleri ise destek uygulaması bekliyor.
Yerelde yapılan incelemeler iç açıcı değil. Pandeminin üstüne, kuraklık, yangın, sel felaketi halkı çok yormuş. Şimdi sorumlulukları başkasına atmadan kısa sürede yaraları sarma zamanı.
TURKOVAC’IN YOLCULUĞU
ÜÇÜNCÜ doz sırası geldiği halde henüz randevu almamış olanların telefonlarına bir mesaj düştü;
“Üçüncü doz aşınız için Turkovac’ı tercih edebilir ve deneme çalışmalarına katılabilirsiniz”...
Sağlık Bakanlığı, artık Turkovac’ın yaygın olarak kullanılacağına ilişkin tarih vermekten vazgeçti. Çünkü çalışmalar gecikince, yerli aşının aktif olarak kullanılması ancak kış aylarında mümkün olacak.
Ayrıca faz-3 çalışmaları bitip, gerekli onayların alınmasından sonra seri üretim planlaması başlayacak. Türkiye’nin hem iç pazarın talebini karşılama, hem de ihraç etmeye yetecek kadar hızlı üretim yapacak bandı bulunmuyor. Şimdi ilaç şirketleriyle bunun görüşmeleri yapılıyor. Yoksa seri üretim sorunu kapıda.
Bir de yerli aşının popüler denekleri var. AK Parti milletvekili Abdullah Güler bunlardan biri. 1,5 yıl boyunca aşı olmayan Güler, tüm aşamalarda yerli aşı için denek oldu. Güler, Erciyes Üniversitesi tarafından geliştirilen Türk aşısının faz-3 çalışmaları kapsamında 2. doz aşısını da yaptırdı.
Güler, o dönemde sağlık görevlilerinin kendisini her gün aradığını, 9 ayrı başlıkta yan etki araştırması yaptıklarını, baş ağrısı, halsizlik, mide bulantısı gibi genel sorularla sonucu değerlendirdiklerini anlattı. Üç ay geriden gelse de, yerli aşının çalışmaları devam ediyor.
Tek temenni, Turkovac’ın Sınovac’ın yarattığı hayal kırıklığını yaşatmaması.
BALON BALIĞI SAVAŞÇISI
BİR süredir kara sularımızı tehdit eden balon balığı ile mücadelenin farklı yolları tartışılıyor. Tarım Bakanlığı’nın yakalayanlara ödeme yaptığını biliyoruz. Denizlerin doğal ortamını ve endemik türlerini yok eden balon balıklarının asıl savaşçılarının orfoz balığı olduğunu biliyor muydunuz?
Bülent Sarıoğlu’nun aktardığına göre, balon balığı gibi istilacı türleri engelleyen ve avlanması yasak olan orfozun tezgâh altından satışının yapılması, Meclis radarına takıldı. Bakanlık yetkilileri, avlanma yasağı uygulanan alanların genişletileceğini ve denetimlerin attırılacağını açıkladı.
Meclis Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’nda milletvekilleri, istilacı türlere karşı popülasyonu önemli olan orfoz, lahoz, lüfer, akya, grida gibi türlerin yasa dışı avlanmasından yakındı. HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, “Orfoz 5 yaşına kadar üreme kabiliyetine sahip değil ve endemik. Ama hangi şehirde, hangi lokantaya gitseniz, orfoz söyleyin, belki vitrinde yoktur ama size içeriden getirirler” dedi. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Akif Özkaldı ise “Marmara Denizi’nde trolle avlanmak artık yasak. Işıkla avcılık kesinlikle yasak. Üreme ve beslenme bölgelerinde kısıtlanan alanlar arttırılacak” güvencesini verdi. Bundan sonrası vatandaşa düşüyor. Avlanma sezonu dışındaki balıkları istememek bir davranış biçimi olabilse, satıcı da illegal yöntemlere başvurmaz. Sorumluluk hepimizin.
Paylaş