Paylaş
Çok önemli gizli görüşmelere ev sahipliği yaptığı için tarih kitaplarına konu olurlar. Çankaya Serender Pastanesi’nin de böyle bir ünü var. Bu ünün kaynağı da Ecevitler. Rahşan Ecevit’in “Bülent çok seviyor” diye sürekli pasta aldığı Çankaya Serender Pastanesi, maalesef kapılarını kapattı.
Ekonomik güçlükler ve pandeminin birçok küçük işletmeye verdiği zarar, Ankara’nın tarihinde iz bırakan mekânlar için de geçerli.
Bundan 30 yıl önce biri Çankaya Simon Bolivar Caddesi’nde, diğeri Bahçelievler’de açılan Serender Pastanesi, kısa sürede siyasilerin de tercih ettiği, bilinen bir mekâna dönüştü. Ancak bu pastanenin ünlenmesine Ecevit çiftinin katkısı çok büyük. Siyasi hayatı boyunca Oran’daki sitenin 3. katında oturan Ecevit çifti, neredeyse 10 yıl boyunca pastaneden düzenli alışveriş yaptılar.
Öyle yardımcıları aracılığıyla filan da değil, bizzat giderek. Başbakan Bülent Ecevit’in Başbakanlık’tan çıkıp DSP Genel Merkezi’ndeki eşini alıp Serender Pastanesi’ne uğradığı çok yazılıp çizildi. Üç araç, 6 korumayla pastanenin önünde duran Başbakan’ın arabada gazete okurken Rahşan Ecevit’in pastaları seçtiğini, elinde poşetle araca binip evlerinin yolunu tuttuğunu siyaseti izleyen gazetecilerden bilmeyen yoktur. Bir sinema salonu, bir pastane, küçük bir meyhane, bazen bir kebapçı o şehrin kimliğine dönüşür. “Serender Pastanesi’ni geçince sağa dön” tarifleri, Ecevit’ler ve onların mütevazı alışkanlıkları gibi tarih oldu, şimdi.
EYLEME GEÇME ZAMANI
YAPAY ZEKÂ ATLANMASIN
TÜRKİYE’nin önde gelen akademisyen ve bilişim uzmanları, teknoloji satın alan değil, teknoloji satan ülke olmamız için eylem planı hazırladılar. Bilim insanları, neredeyse tamamı yapay zekâ üzerine kurulu 7 hedef, 33 eylem belirlediler.
Aysel Alp’in aktardığına göre, Türkiye Bilişim Derneği 50. yıl kutlamaları çerçevesinde Türkiye’de yapay zekânın gelişimi için öneriler raporu hazırladı. TBD Başkanı Rahmi Aktepe, 10 yıl içinde yapay zekâya dayalı teknolojiler sayesinde küresel gayrisafi hasılada 15.7 trilyon dolarlık artış beklendiğini anlattı.
TBD Merkez İcra Kurulu Başkanı Dr. Aydın Kolat da “Mottomuz teknoloji tüketen değil, üreten Türkiye olmak. Yerli endüstrinin, bilişim sektörünün desteklenmesi gerekiyor. Bilişim elemanı eksikliği giderilmeli, beyin göçü önlenmeli, tüm bunlar için kamu, özel sektör, üniversiteler, STK’lardan katılımla ‘teknoloji bilişim yüksek istişare kurulu’ oluşturulmalıdır” dedi.
Hazırlanan rapor hayli ilginç. Büyük yapay zekâ projeleriyle, işsizliğin azaltılması; deprem, sel, heyelan gibi afetleri öngören sistemler geliştirilebileceği belirtiliyor. Kuraklık, su-hava kirliliği, küresel ısınma, ormanların bilgisayar sistemiyle izlenmesi, akıllı şehirler kurulması, pazarlara yönelik marka yaratılması, yangınlara müdahale gibi yapay zekâ programlarından söz ediliyor.
Karar vericilerin, bilim insanlarının bu çarpıcı önerilerine kulak vermesi zamanı.
TAŞKÖPRÜ SARIMSAĞI AB’YE GİRDİ
VATANDAŞTAN DAHA KOLAY DOLAŞACAK
ÜRETİMİNİN belli bir standarda kavuşturulması ve Avrupa ülkeleri tarafından tercih edilen markaya dönüşmesi açısından büyük önem taşıyan “AB tescil kurdelesini” bu kez Taşköprü sarmısağı takacak.
AB resmi gazetesinde yayınlanarak, tescil süreci başlayan son ürün Taşköprü’nün ünlü sarmısağı oldu. Türk ürünlerinin tercih edilmesi için çok önemli olan bu süreç, ilk olarak Gaziantep baklavasıyla başladı. Ardından Aydın inciri, Malatya kayısısı derken, Türkiye coğrafyasına ait, marka özelliği olan, eşi benzeri bulunmayan ürünler AB kapılarına dayandı. AB’nin tüm bürokratik süreçlerini geçerek tescil aşamasına gelmek oldukça önemli. Bu nedenle Dışişleri Bakanlığı AB Başkanı Faruk Kaymakcı da bunun sevincini her seferinde paylaşıyor. Kastamonu Tosyalı olan Kaymakcı, Taşköprü sarmısağının 17 Aralık’ta AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanarak tescil sürecinin başladığını duyururken, hemşerileri Kastamonuluları tebrik etmeyi de unutmadı. Aynı tarihlerde Çanakkale Bayramiç beyazı olarak bilinen kayısı da AB’den tescil aldı.
AB tescilinin belli standartta üretim sağlanması, ürünün kalitesinin korunması, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere diğer ülkelere daha kolay ve güvenle ihraç edilmesi, haksız kullanımının önüne geçilmesi, pazarlama ve satış kolaylığı gibi birçok avantajı var.
Artık Taşköprü sarmısağı, AB ülkelerinde Türk vatandaşlarından daha kolay dolaşacak.
Paylaş