Paylaş
Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) bir hafta kala uzmanlar hem adaylara hem de ailelere çok önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu...
ADAYLARA
KÜÇÜK AYRINTILAR BÜYÜK FARK YARATIR
Bilfen Liseleri Sınav Grubu Yöneticisi Sebahat Başusta:
- SON DÖNEMEÇTESİNİZ: 9’uncu sınıftan itibaren 4 yıldır hazırlanmakta olduğunuz YKS hazırlık sürecinde son günlerinizi nasıl değerlendireceğiniz, sınav sonucunun belirlenmesinde büyük rol oynayacak. Bu nedenle, çalışmalarınızı en verimli şekilde planlayın. 12’nci sınıfın ikinci dönem kazanımlarının olmayışı çalışma anlamında bir avantaj sağlarken bunun bir sıralama sınavı olduğunu göz önünde bulundurarak küçük ayrıntıların büyük farklar yaratacağını bilmenizde fayda var. Konulara ve kazanımlara tam hâkim olmak için AYT’de konu çalışarak soru çözün, TYT’de ise hem süre kontrolü hem bölümler arası geçişi daha rahat sağlayabilmek açısından bolca test yapın. Maratonun son dönemecini iyi değerlendirenler hedeflerine ulaşır.
- UYKU VE BESLENMEYE DİKKAT: Gerek sınav stratejilerinizi gerekse günlük uyku ve beslenme rutininizi gözden geçirin, sizin için en doğru olan yöntemleri benimseyin.
- BOL BOL SORU ÇÖZÜN Son hafta da ders çalışmaya devam edin. Deneme sınavı çözme sıklığınızı arttırın. Son gece uykuya dalmakta güçlük çekmemek için sınava yaklaşılan günlerde uyku düzeninize dikkat edin. Altı saatlik uyku bilimsel olarak yeterlidir. Daha az uyunmuş olsa bile bu, kaygı yaratmamalıdır. İnsan bedeni, vücudun birkaç gün için ihtiyaç duyduğu enerjiyi depolama imkânına sahiptir.
- SALONUNUZU GÖRÜN: Sınava gireceğiniz okulu görün, mümkünse sınıfınıza ve sıranıza bakın.
- STRATEJİNİZİ BELİRLEYİN: Sınav stratejinizi netleştirin. Kendinizi nasıl iyi hissediyorsanız öyle vakit geçirin. Mümkünse evde dinlenin.
- SINAV ANTRENMANI YAPIN: Zihninizde sınavı önceden yaşayın. “Gözlerinizi kapatıp, kitapçıkların dağıtıldığını, kitapçık türünü cevap kâğıdına kodladığınızı, soruları rahatlıkla çözebildiğinizi, uğraştıran soruları “Bekle beni, elimden kurtulamazsın, daha sonra dönüp seninle ilgileneceğim” diyerek ertelediğinizi ve daha sonra dönerek yanıtladığınızı, kodlamaları dikkatlice yaptığınızı, sınavı başarı ile bitirdiğinizi ve hedeflediğiniz puanı aldığınızı hayal edin.
- YENİ KONU ÇALIŞMAYIN: Yeni konu öğrenmeye çalışmayın. Yalnızca aklınıza takılan noktalara bakmak için zaman ayırın.
- DIŞARIDA YEMEK YEMEYİN: Sınavdan bir gün önce dışarıda yemek yemeyin ve alışık olmadığınız yiyecekleri tüketmeyin.
- SINAV KONUŞMAYIN: Sınav hakkında yakınlarınızla yapacağınız konuşmaları en aza indirin.
- NEFES EGZERSİZİ YAPIN: Bilgilerin hepsini unutmuş olduğunuzu hissettiğinizde, hepsinin zihninizin içinde olduğunu hatırlayın. Gevşeme ve nefes egzersizlerinden faydalanın.
AİLELERE
STRES KAYNAĞI OLMAYIN
İstanbul Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alim Kaya:
- SINAV ÖLÇÜ DEĞİL: Çocuklarınızın kıymetinin ölçüsü sınavlar değil, olamaz. Her şeyden önce çocuklarımız bizim en değerli varlıklarımız ve sadece “var olmaları” bizim için yeterli. Bizim için kıymetinin ölçüsü onların yapabildikleri veya yapamadıkları olamaz. Hele hele kuru akademik bilgilerin yoklandığı sınavlar hiç olamaz. Unutmayalım ki yaşamımızın her alanında önemli önemsiz pek çok durum hepimiz için bir sınav niteliğinde. Sınavlar hep olacak, bunlardan kaçınmak mümkün değil. Ama sınavlara ilişkin tutum ve düşüncelerimizi daha olumlu ve yapıcı hale getirmek ve böylece işimizi kolaylaştırmak elimizde. Bizim için stres kaynağı sınavların kendisi değil o sınavlara ilişkin esnek olamayan düşüncelerimiz, değerlendirmelerimiz. Hem kendimiz hem de çocuklarımızın sınav ve sınanma durumlarına ilişkin düşünce biçimlerimizi esnetmemiz ve daha yapıcı hale getirmemiz bizi bunların yaratacağı stresten korur.
- ÇOCUKLARINIZI DESTEKLEYİN: Çocuklarımız için yapabileceğimiz en güzel şey onların kendileri ile ilgili en doğru kararı verebileceklerine inanmak ve kararlarını desteklemek. Çocuklarımızın gelecekteki yaşamları için bir şeyler yapmak istememiz, bu nedenle bir miktar endişelenmemiz anne-baba olmanın doğasında var. Ancak bunu da fazla abartmamalı. Kendi isteklerimiz, hedeflerimiz, anlayışlarımız ve yöntemlerimizi çocuklarımıza dayatmamalı, onları zorlamamalıyız. Ne olmak ve nasıl yapmak istiyorlarsa bunun için onları destekleyin.
- ONLARI TAKDİR EDİN: Bu süreçte çocuklarımızın kendi gelecekleri için sorumluluk aldıklarına ve ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarına inanın ve bu inancınızı onlara hissettirin. Onlara “Çocuğum kendin için bu süreci elinden geldiğince başarılı bir şekilde yönettin ve elinden gelenin en iyisini yaptın. Bu yüzden seninle gurur duyuyorum. Bu çabanın ve emeğinin sonuçlarını da alacağına inanıyorum” diyerek, içten bir biçimde sarılın. Onların ihtiyacı bu.
- BAŞARISIZLIKTAN DA DERS ÇIKARIN: Başarılarımız öz güvenimizi arttırır, bizi mutlu eder ama başarısızlıklar da yol gösterir. Başarısızlıklarımızdan da çok şey öğreniriz. Başarısızlıklarımız olmasaydı başarılarımızın da bir anlamı ve değeri olmazdı. Çocuklarımıza başarı kadar başarısızlığın da öğretici ve değerli olduğunu erken dönemden başlayarak anlatmalı, onları başarısızlıklardan koruyucu bir tutum içinde olmamalıyız. Eğer aksini yaparsak, onları hem çok değerli bir öğrenme kaynağından mahrum etmiş oluruz hem de yaşama ilişkin “Hep başarılı olacaklarmış” gibi tek boyutlu ve sorunlu bir bakış açısı geliştirmelerine neden oluruz.
- RUTİNLERİNİZİ SÜRDÜRÜN: Sınava çok yaklaştığımız şu günlerde hem aile hem de çocuk rutinlerinin çok dışına çıkmamalı. Özellikle sınava atfedilen önemi artırıcı nitelikte ekstra etkinlikler, düzen ve düzenlemeler yapılması “olağanüstü durum” algısı oluşturarak yaşanan stresin artmasına yol açabilir. Aile yaşamı dün, bir önceki gün, bir ay önce nasıl ise öyle devam etmeli, çok fazla değişiklik olmamalı.
Paylaş