Siber zorbalığa karşı 10 adımda mücadele

Teknoloji her alanda hayatın içinde yer alırken, beraberinde ‘riskleri’ de getiriyor. Bunlardan biri de dijital dünyanın karanlık yüzü ‘siber zorbalık’... Doç. Dr. Ali Murat Kırık, çocukları ve gençleri hedef alan siber zorbalığa karşı ailelere 10 kural tavsiyesinde bulundu...

Haberin Devamı

Dijitalleşme hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Çocuklarımız artık dijital bir dünyaya doğuyor. Bu sayede her şeyi çok daha hızlı öğreniyor ve kavrıyorlar. Ancak uzmanlar, dijital dünyanın özellikle de çocuk ve gençler için bir de karanlık yüzünün olduğuna dikkat çekiyor. Bu karanlık yüzde saklı olan tuzaklardan biri de siber zorbalık.  Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Siber zorbalık, genellikle internet ortamında ve akıllı telefonlar aracılığıyla gerçekleşiyor. Özellikle gençler ve çocuklar arasında yaygınlaşan bir sorun. Üzülerek söylüyorum; siber zorbalık mağdurların fiziksel ve duygusal sağlığını olumsuz yönde etkiliyor, ruhsal çöküntüye neden olabiliyor. Aile iletişiminin sağlıklı olmadığı ortamlarda daha hızlı ortaya çıkıyor. Ancak bununla mücadelede on altın kural var” diyor. Doç.Dr. Kırık, çocukları ve gençleri koruyacak 10 kuralı şöyle sıralıyor:

Haberin Devamı

Siber zorbalığa karşı 10 adımda mücadele

1- BİLİNÇLENDİRME: Gençlere ve çocuklara, çevrimiçi zorbalığın ne olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini anlatmalı, internet ortamında kötü niyetli kişilerin olabileceğini söylemeliyiz. 

2- GÜVENLİ İNTERNET KULLANIMI: Yeni nesile interneti nasıl güvenli bir şekilde kullanabileceklerini öğretmeliyiz. Örneğin; kimlik bilgilerini paylaşmamaları, tanımadıkları kişilerle iletişim kurmamaları ve eğer siber zorbalığa uğrarlarsa ne yapmaları gerektiğini bilmeliler.

3- GİZLİLİK AYARLARI: Sosyal medya ve diğer internet platformlarında gizlilik ayarlarını doğru bir şekilde yapılandırmalılar. Hangi bilgilerin paylaşılabilir, hangilerinin gizli olduğunu bilmeleri gerekir..

Siber zorbalığa karşı 10 adımda mücadele

4- ŞÜPHELİ İÇERİKLERİ BİLDİRME: Kötü veya rahatsız edici içerikleri hemen ailelerine bildirmeliler. Aksi takdirde bu durum ciddi problemlerle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verebilir.

Haberin Devamı

5- DUYARLILIK EĞİTİMİ: Normal yaşamda olduğu gibi internet ortamında da başkalarının duygularını anlamayı ve saygılı davranmayı öğrenmeliler.

6- AİLE İLETİŞİMİ: Aileler, çocuklarının internet deneyimlerini öğrenmek için açık bir iletişim ortamı sağlamalı. Yani, çocuklara internet üzerinde neler yaptıklarını sormalı ve onlara destek olabileceğimizi hissettirmeliyiz. Bu yapılmazsa çocuk içine kapanabilir.

7- TAKİP VE DENETİM: Ebeveynler, çocuklarının internet kullanımını gözlemlemeli ve gerektiğinde uygun denetimleri sağlamalı. Yani, aileler çocukların hangi sosyal medya platformlarını kullandığını ve ne tür içeriklerle etkileşimde bulunduklarını bilmeli. Bu nedenle ebeveynlerin de dijital dünya konusunda bilgi sahibi olması önemli. 

Haberin Devamı

8- GÜVENLİ ŞİFRELER VE GİZLİ PROFİL: Hesapları korumak şifre güvenliğinden geçer. Ayrıca profilleri gizli hale almak ve tanımadığı kişileri takipçi listesine dahil etmemek de dikkat edilmesi gereken bir diğer etkendir. 

9- ENGELLEME VE BİLDİRİM SEÇENEKLERİ: Sosyal medya ve internet ortamındaki kötü niyetli kişileri engelleme ve rahatsız edici içerikleri bildirme seçeneklerini aktif olarak kullanmalı. Hemen hemen her mecrada “bildir” özelliği yer alır. Sadece engellemek tek başına yeterli olmayabilir.

10- DESTEK VE YARDIM: Gerekirse psikolojik destek almak, siber zorbalığın olumsuz etkilerini ortadan kaldırmada oldukça önemli. Çocuklar veya gençler, siber zorbalık deneyimlerinden kaynaklanan stres, kaygı, düşük özsaygı gibi psikolojik sorunlar yaşayabilirler. Psikolojik destek, bu olumsuz etkilerle başa çıkmalarına yardımcı olur.

Haberin Devamı

Siber zorbalığa karşı 10 adımda mücadele

ERGENLERDE TRAVMAYA YOL AÇIYOR

- Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu (Altınbaş Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi: Son zamanlarda okullarda siber zorbalık vakalarıyla çok sık karşılaşıyoruz. Özellikle ergenler, gözle görülür bir artışla uğradıkları siber zorbalık nedeniyle travma sonrası stres bozukluğu şikâyetiyle geliyor. Siber zorbalık, dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen bir tür zorbalıktır. Bu tür zorbalıklar sosyal medyada, mesajlaşma platformlarında, oyun platformlarında ve cep telefonlarında görülebiliyor. 

Siber zorbalığa karşı 10 adımda mücadele

İTİRAF SAYFALARINA DİKKAT

Son dönemde gençler arasında yeni yeni ortaya çıkan itiraf sayfaları da bir siber zorbalık türü olarak ele alınmalı. Bu itiraf sayfalarında, hedef alınan çocuğun arkadaşları ile ilişkili her türlü paylaşımını, sırlarını, özel bilgilerini içeren  bir ortam yaratılıyor. Bu sayfalarda herkes anonim bir şekilde diğerleri ile ilgili yorumlar yapabiliyor ve gençler bir çok yorumun, zorbalığın, suçlamanın hedefi olup çok zor durumda kalabiliyor. Buralarda hedef seçilen kişileri korkutmaya, kızdırmaya ya da utandırmaya yönelik içerikler paylaşılıyor. Örneğin sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak, başka birinin kimliğini kullanarak kötü mesajlar yaymak en yaygını.

Haberin Devamı

TÜM YAŞAMINI ETKİLER

Çocukların akranları hakkında nefret uyandıran materyaller üretmesi, yayımlaması veya dağıtması ve davranışsal bağımlılıklar bu kapsama giriyor. Diğer yandan çocuk ve gençlerimiz yaşlarına ve gelişimsel süreçlerine uygun içeriklere ilgi göstermeli, internet ortamında karşılaştırdığı kişiler ve onların yaşattığı davranışlar konusunda daha dikkatli olmalı. Dijital dünya mahremiyet ve sınırları ortadan kaldırıyor. Karşıda kim var ve nelere ulaşabilir sorusu kaygı uyandırıyor. Kontrolsüz fotoğraf ve video paylaşımları çocukların ve gençlerin hayat boyu başlarına bela olma riski taşıyor. Zira bir içerik, internete düştüyse artık geri döndürülemez bir süreç başlıyor. 

EĞLENCEYLE BAŞLIYOR BAĞIMLILIĞA DÖNÜYOR

“Gençler oyun, sosyal medya iletişimi, pornografi, alışveriş ve online kumar gibi nedenlerle “eğlenmek” için dijital dünyaya giriyor. Ve bu dünyada, sınırlarının kaybolduğu yerde, bağımlılıklar başlıyor. Ayrıca aşırı düzeyde teknoloji kullanımı obezite ve kardiyovasküler riskler yaratabiliyor. Pasiflik ve hareketsizliği teşvik ediyor.  Dijital dünya gençlerde algı değişikliklerine yol açabiliyor. Hakikat çarpıtılabiliyor, sıradan bir yaşam çok üst düzeymiş gibi veya normal biri daha zayıf gibi gösterilebiliyor. Gerçekle çok ilgisi olmayan bu durumun, gençlerin hayatındaki etkileri de ağır oluyor. Erken çocukluk döneminde aşırı teknolojik cihaz kullanımı çocuklarda bilişsel, dilsel, sosyal, duygusal ve motor gelişimde gecikmelere neden oluyor. Aşırı izleme süreleri, ebeveyn-çocuk etkileşimini olumsuz etkiliyor.”

Yazarın Tüm Yazıları