Paylaş
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bu konuda bazı açıklamalar yapıyor. Ancak, açıklamalar birbiriyle çelişkili. Son açıklamasında “Kapısında yığılma olan okullar için ayrı sınav yapılabilir” diyor Bakan Avcı. Diğer çarpıcı olan bir cümle de şu:
“Zaten yapılan, yani matematikte, Türkçe’de yapılan sene içi yazılı sınavlardan bazılarını, daha sonra okullara girişte değerlendirmeye esas teşkil etmek, değerlendirmeye katmak üzere merkezi bir organizasyonla yapacağız. Çocuklar sene içinde ne kadar sınav oluyorsa onların içinden seçeceğiz ama merkezi olacak, ilave sınava girilmeyecek.”
Bütün bunlardan sonra akıllarda daha fazla soru işareti kalıyor. Bu arada Bakan’ın önceden söylediği açık uçlu soru, sınavda öğrencinin diğer yetkinliklerine bakılacak bölümlerine hiç girmiyorum. Bir de TÜBİTAK Başkanı’nın ilk bana verdiği röportajda söylediği 5’inci sınıfta her derste yapılacak sınavlar vardı. Mayıs’ta habersiz yapılacaktı. Ordan da ses çıkmıyor.
Duyduğuma göre önümüzdeki yıl için artık çalışmalar tamamlanmak üzere. Bakan büyük ihtimalle TÜBİTAK sınavlarına atıfta bulunarak, bazı derslerde yapılan sınavların okullara girişte değerlendirmeye alınacağı vurgusunu yapıyor, merkezi sınavdan söz ediyor. Sınavlar her öğrencinin kendi okulunda yapılacak, öğretmenler sadece yer değiştirilecekti. Ama bütün bunların olması Türkiye şartları düşünüldüğünde zor görünüyor. Kendi öğretmenleri olduğunda da kayırmaların önüne geçilecek mi? ayrı bir soru işareti.
Ne olursa olsun SBS ile ilgili kararın bir an önce açıklanması gerekiyor. Öğrencilerin gelecek yıl lise seçerken yol haritasını bilmeye hakları var.
LYS sonuçları kısa zamanda açıklanacak. Ancak, ÖSYM’ye tepkiler de var. Okullardan diploma notlarını 21 Haziran’da istemişti. Ancak, birçok okulda bu hafta sonuna kadar devam eden ortalama yükseltme sınavları var. Bu sınavlara katılan öğrencilerin durumu ne olacak? ÖSYM bunu gözden kaçırdı mı, yoksa küçük gruba sonradan ekleme yapacak mı? Henüz belli değil.
**
İTÜ’de İngilizce kalkıyor mu?
ÖSYM kılavuzu yayınladıktan sonra İTÜ’de okuyan öğrencileri şaşırtan bir şey oldu. Kılavuza göre İTÜ’de 38 bölümden 16’sında İngilizce eğitim kaldı. Aslında bu konuda 3 yıl önce çok tartışma oldu. Yüzde 30 oranındaki İngilizce’den yüzde 100’e geçişe karar verdi. Sadece iç mimarlık İngilizce eğitime geçmedi. Senatodan bu karar yüzde 80 oyla geçti. Sonrasında da 30 yıldır ODTÜ’nün arkasında yer alan Makine, Elektrik-Elektronik ve İnşaat Mühendisliği bölümlerinde İTÜ öne geçti. Yani yüksek puanlı öğrencileri aldı. Peki durup dururken neden tekrar eskiye dönüldü? Duyduğuma göre rektör Prof. Dr. Mehmet Karaca bölümlere sorarak bu kararı alıyor. Ancak, akla da birkaç soru geliyor. YÖK bir yandan uluslararası öğretim üyesi ve öğrenci çekmeye çalışıyor, bir yandan da bu kararı nasıl onaylıyor? İngilizce’nin kaldırıldığı 22 bölüm arasında Makine, Gemi İnşaatı ve Denizcilik’te yer alıyor. Bu bölümlerden mezun olanlar uluslararası sularda Türkçe mi konuşacak?
Rektör Mehmet Karaca’ya işte bu soruları sorduk. Aldığımız cevap aşağıda, kararı siz verin:
“Öncelikle, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde eğitim dilinin Türkçe ve İngilizce olduğunu ifade etmemiz gerekir. Kısaca iki dilde eğitim yapan yüksek öğretim kurumlarındandır. Her öğrencimizin lisans eğitimine başlamadan önce akademik anlamda yeterli derecede İngilizce bilmesini talep ediyoruz. Başka bir deyişle, İngilizce Hazırlık sınıfını geçemeyen hiçbir öğrenci lisans eğitimine devam edememektedir.
İTÜ’de eğitim diline gore 2 farklı çeşit program var: 100 yüz İngilizce ve minimum yüzde 30 İngilizce.
Minimum yüzde 30 İngilizce programlarındaki öğrencilerimizin İngilizce olarak aldıkları krediler programlara bağlı olarak yüzde 50 ve daha yüksek oranda olabilmektedir. Dolayısıyla İTÜ mezunu her öğrenci yeterli derecede İngilizce bilmektedir.
Bu sene, bazı yüzde 100 İngilizce programlar öğretim üyelerinin sayı ve profiline uygun olarak bölümlerin talep ve ihtiyaçları üzerine revize edilmiş olup, senatomuz akademik kalitemizi yükseltmek için çalışmalarına devam etmektedir.”
Paylaş