Paylaş
Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen proje kapsamında hazırlanan kılavuz, tüm öğretmenlere kaynak olarak sunuldu.
Kılavuzda tüm kademelerdeki öğretmenlere, iyi oluş halini nasıl kazanacakları, stres kaynaklarının neler olduğu, travma sonrası stresle başa çıkma ve öğrencilere destek olma konusunda gerekli teorik bilginin yanı sıra öğrencilerin sorunlarına yönelik çözümlere dair uygulamaya dönük öneriler yer alıyor.
Afet sonrası öğrencilerde anlam ve umut duygusunu arttırmak için öğretmenlerin önemli bir mihenk taşı olduğu vurgusunun yapıldığı kılavuzda birçok strateji ve öneri bulunuyor.
4 AKADEMİSYENİN İMZASI VAR
Proje kapsamında 4 öğretim üyesi liderliğinde her kademe için farklı bir kılavuz hazırlandı. Her okul türünde öğretmenlerin öz bakım konusu ortaklaşa yer alırken, tüm alanlarda öğrencilerin gelişimsel özellikleri dikkate alındı. ODTÜ’den Prof. Dr. Özgür Erdur Bake, öz bakım konusunu ele aldı. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Neslihan Güney Karaman ilkokul, Mersin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Ali Gizir lise, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’ndan Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez ortaokul kılavuzuna katkıda bulundu. Okulda ve sınıfta, afet sonrası bazı öğrenciler oldukça endişe verici ve riskli davranışlar gösterse de afete maruz kalmış bütün öğrencilerin travma ve stres tepkileri geliştirmeyebildiğini söyleyen ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Bugay Sökmez, “Bunun en önemli nedenlerinden biri de afete maruz kalmış öğrencilerin kendilerini güvende hissettikleri bir eğitim ortamında daha az travmatik tepkiler göstermesidir. Bu doğrultuda öğretmenlere umut duygusunu yeşertmeleri için bazı öneriler sunuluyor” diyor.
AFETZEDE ÖĞRENCİLERE YAKLAŞIM
Doç. Dr. Sökmez, şunları söylüyor: “Afet sonrası zorlayıcı koşullarla karşılaşan öğrenciler dünyaya karşı güvensizlik yaşayabilir. Hayata dair olumsuz düşünceler veya geleceğe yönelik umutsuzluk içinde olabilirler. Hayatta kaldıkları için suçlu hissedip kendilerinin de uzun süre yaşamayacağını düşünebilirler. Ebeveynleri olmadan kendilerini koruyamayacaklarına yönelik olumsuz bir algı geliştirilebilirler. Bu zorlayıcı koşullardan sonra, özellikle okul dönemi biterken öğrencilerin anlam ve umut duygusunu artırmaya çalışmak ve pozitif beklentiler geliştirmelerine destek olmak çok önemli.”
ÖĞRENCİLERE UMUT AŞILAMANIN İPUÇLARI
- Doç.Dr. Aslı Bugay Sökmez, zorlayıcı yaşam koşullarından sonra öğrencilere nasıl umut aşılandığına yönelik olarak da şu ipuçlarını veriyor: “Umut için üç temel öğe var. İlki bireyin amacının olması, ikincisi bu amacı gerçekleştirecek yolların olduğuna inanması ve üçüncüsü de bu yollarda ilerlemek için motivasyona sahip olması. Bu nedenle, umut aşılamanın ilk adımında öğrencilerin amaç belirlemeleri sağlanabilir. Bunun için de şu adımlar atılabilir:
- Hedefi küçük amaçlara bölmeli ve küçük amaca ulaşma çalışmasında yönlendirmeler yapılmalı. Küçük hedefler gerçekleştikçe umut da artar.
- Öğrencilere okul veya sınıf içinde başarı duygusunu tadabilecekleri çeşitli sorumluluklar verilmeli.
- Daha önceki başarılarını not etmeleri ve kendilerine hatırlatmaları için yönlendirilmeliler.
- Ortak gelecek beklentileri olan arkadaşlar arasında bir bağ oluşturulmalı. Örneğin aynı mesleğin hayalini kuran öğrenciler okulda birbirlerine daha yakın olabilirler.
- Gökkuşağı, tohum, filizin yeşermesi, kırlangıç, uçan balon, güvercin, kelebek, kardelen gibi umudu hatırlatıcı semboller içeren yazılar hazırlanabilir veya etkinlikler yaptırılabilir.
- Umut birçok romana, şiire ve şarkıya ilham vermiştir. Sınıf içerisinde umut içeren film izleme etkinlikleri planlanabilir (Forrest Gump gibi).
- Zor hayatlar yaşamış olan sanatçıların ya da bilim insanlarının yaşam öykülerinin sınıf içinde anlatılması da etkili olabilir.
- Sınıfta tahtaya ünlü bir kişinin umutla ilgili söylediği güzel bir söz veya atasözü yazılıp öğrencilerle çeşitli paylaşımlar yapılabilir.”
Paylaş