Paylaş
Aslında çoğu özel okulun takviminde ara tatil uzun yıllardır yer alıyordu. İkişer aylık eğitim döneminin ardından verilen bu molalarda öğrenci ve öğretmenler bir haftalık dinlenmenin ardından yeniden dersbaşı yapıyordu. Ancak, bu yılki devlet okullarını da kapsayan uygulamada öğretmenler pek de tatil yapamayacak. Devlet okullarında çalışan öğretmenlerin büyük çoğunluğu öğlene kadar okullarında yapılan etkinliklere katılacak ya da katılıyormuş gibi yapacak. Büyükşehir dışında olanların Bakanlığın önerdiği etkinliklere katılması da zor. Öğrencilere her ne kadar bazı etkinlikler yapılması önerilse de onlar tatilin keyfini çıkaracak. Aileleriyle birlikte olanlar daha şanslı ama çalışan anne-babalar için durum biraz daha zorlaşacak. Onlar çocuklarını bakacak birilerini arayacak.
16 ETKİNLİK UYGULANABİLECEK Mİ?
Bazı uzmanlar, özellikle ilkokul birinci sınıfta okuma yazmanın tam öğrenilmeye başladığı dönemde tatile çıkılmasını eleştirse de molaların yararlı olduğunu belirten eğitimciler de var. Ben buna pek takılmıyorum. Tatil ne olursa olsun çocuklar için şahane bir fırsattır. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk “Ara tatil, eğitime verilmiş bir ara değildir. Bu bir hafta, çocuğun sporla, sanatla, doğayla, kültürle, değerlerimizle buluşması için bir fırsat. 81 ilin faaliyet listesini hazırladık. Eğitime ara vermiyoruz. Çocuklarımızı hayattan beslenmeye, yaşamdan öğrenmeye gönderiyoruz. İstedik ki bu bir hafta eğitime okul dışında oyunla, kültürle, bilimle, sanatla, etkinliklerle, değerlerimizle devam edelim. Çocuklarımız için ara tatil etkinlik planı hazırladık” dese de çocukların bir haftalık sürede hele de büyükşehirde aileleri çalışırken yeni formüller bulmaları gerekecek. Okullarda da Bakanlığın açıkladığı 16 etkinlikten belki birkaçı uygulanacak, geri kalanı da yapılmış gibi gösterilecek. Öğretmenlerin yarım gün okulda bazı etkinliklere katıldığını göstermek gibi.
OKUL KAPATAN EĞİTİMCİLER
- BAZI özel okul yönetici ve patronları son zamanlarda eğitimin en önemli gündem maddesi. Açtığı özel okulu bir başkasına satarak kendi şirketlerine para aktarıp öğrencileri ortada bırakan bazı eğitimciler, bakıyorum yeni kurumlarda boy gösteriyor. FETÖ ve dolandırıcılıktan hakkında dava açılan, hatta hapse girip çıkanlar bir başka okulun yönetim koltuğunda ahkâm kesiyor. Daha fazla öğrenci almak için bazı ülkelerin isimlerini kullanıp öğretmenlere para ödemeyenler hâlâ iş anlaşmaları yapıyor. “Okul kurayım, nasılsa satar, çok para kazanırım” diye yükseköğretime adım atıp üniversite açanlar şimdi bu satıştan kazanacakları paranın hesabını yapıyor. İsimleri eğitim dünyasında herkes biliyor, herkes konuşuyor. Burada üç-beşini yazsam duyduklarımız dışındakiler üzerine alınmayacak. Benim merak ettiğim, herkesin duyduğu bu konuları devletin yetkili kurumları bilmiyor mu? Biliyorsa başka bir kurumda o koltuklara oturmalarına, velileri ve öğretmenleri kandırmalarına nasıl izin veriliyor?
‘GELECEĞİN MESLEKLERİ’ BEKLENİYOR
- YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, bir süre önce “Geleceğin meslekleriyle ilgili yeni programları 2020 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sisteminde kurgulayacağız. Bazı programların hayata geçirilmesi ötelenebilir ama amacımız, önümüzdeki sene geleceğin meslekleri programlarının açılmış olması” diye açıklama yaptı. Sağlık, sosyal, fen ve mühendislik bilimleri alanında geleceğin meslekleriyle ilgili lisans, önlisans ya da lisansüstü yeni programlar eklenecek. YÖK buna göre önümüzdeki sene birçok programda revizyona gidecek. Geleceğin mesleklerinin bir kısmı üniversitelerin kapasitesine göre eşleştirilip açıklanacak. Bu süre de aralık ayının sonuna kadar netleşecek. Büyük ihtimalle Türkiye’deki programların yurtdışındaki programlarla eşdeğerliliği karşılaştırılacak. Bu yıl tercih yapacak olanları yakından etkileyecek bu çalışma bakalım ne zaman açıklanacak...
Paylaş