Paylaş
Akademisyen bir babanın iki oğlundan biri. Çocukluğunda dedesinin yanında çalışarak ilk ticaret deneyimini kazanan Levent Uysal, İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadi İlimler Enstitüsü Turizm İşletme Bölümü’nü okurken birçok öğrenci gibi çeşitli iş kollarında çalıştı. Öğrenci iken başarıları nedeniyle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ödüllendirilen Uysal, iş dünyasından aldığı bursla eğitim hayatını tamamladı. Mezuniyet sonrası Türkiye’nin köklü şirketlerinden birinde uzman yardımcısı pozisyonunda yarı zamanlı çalışmaya başlayarak profesyonel iş hayatına atıldı. Daha sonra Türkiye’nin en büyük telekomünikasyon şirketinde üst düzey yöneticilik yaptı. Kaybettiği babası Çukurova Üniversitesi’nin yapılanmasında katkısı olan Doç. Dr. Cevdet Uysal’ın vasiyetiyle 42 yaşında eğitim yatırımlarına başladı.
2010’da Nişantaşı Meslek Yüksek Okulu’nu, 2012-2013 eğitim döneminde de Nişantaşı Üniversitesi’ni kurdu. Burası da yaklaşık 30 bin öğrencisiyle Türkiye’nin en hızlı büyüyen vakıf üniversitelerinden biri oldu. Şu anda Sadabad, Paşa, Osmanbey, Premier, Tarabya Kampusları ile yeni açılacak olan Maslak 1453 Yeni Teknoloji Kampusu’nda yeni eğitim yatırımlarıyla sesini duyurmaya hazırlanıyor.
DRONE EN BÜYÜK HOBİSİ
Geçmişte klasik otomobillere büyük ilgi duyan Uysal, günümüzde teknolojiyi ve beraberinde getirdiği yenilikleri yakından takip ediyor. Çocuklarıyla birlikte iyi bir drone kullanıcısı da olan Uysal’ın bir diğer ilgi alanı da gastronomi. Yemek yapmayı seven, dünyanın farklı tatlarını bir araya getirmekten keyif alan Levent Uysal ile yükseköğretim sektörünü konuştuk:
Hedefimiz dünya çapında işler yapmak. Bununla ilgili çalışmalarımız başladı. İlk olarak İngilizceyle ilgili merkezi Londra’da açtık. Şu anda İstanbul’da 5 ayrı yerleşkemiz var. 2017 içinde Türkiye’ye çok büyük bir yatırım yapıyoruz. Yaklaşık 100 bin metrekarelik alan teknolojisi tamamen son sistemle kurulu, neoteknoloji dediğimiz sistemle donanan kampusumuz olacak. Ayazağa’daki 1453 kampusunda son teknoloji altyapılar kuruluyor.
Amaç, genç nesle şu anda kullandığı teknoloji üzerinden kampus yaşamı sunmak. Gençler, teknolojiyi çok iyi kullanmalı. Çünkü dünya burada gelişiyor ve bizim öğrencilerimiz artık burada yer almalı. Örneğin çok iyi bir mimar olunsa da bu tek başına yeterli değil. Artık çok iyi İngilizce konuşan, teknolojiyi iyi kullanan, etik kurallarla bezenmiş mezunlar yetiştirmemiz lazım. Bizim için her şeyden önemlisi sürdürülebilir ilişkisi olan insanlar yetiştirmek. Bu doğrultuda eğitim vermeye çalışıyoruz. Bunun için dünyanın birçok noktasına giderek, gelişen eğitim sektöründen neleri Türkiye’ye getirebiliriz diye düşünüyoruz.
Bir hayalimiz var. Gençlerimizin kesinlikle dünya projelerinde yer alması için çalışmalar yapıyoruz. Dünya markalarında işe girip, buralarda başarılı olmaları için onlara yol haritası vermemiz gerekiyor. Mezunlar ya akademide çalışabilir ya profesyonel olarak şirketlerde görev yapabilir ya da girişimci olarak kendi şirketlerini kurdukları gibi aile şirketlerini yönetebilirler. Üniversitemiz mezunları, isterlerse hiçbir ücret ödemeden bütün yerleşkelerini kullanabilirler. Şimdiki hedefimiz Nişantaşı olarak beş ülkede yerleşke açmak. İspanya’da açmayı planlıyoruz, çalışmalara başladık. Almanya, Kanada ve İrlanda da planlarımız arasında. Anlaşmalar yapıldı, yerleşkeler belirleniyor. Bizde okuyan çocuklar bu ülkelerde yazın gidip bir kültürü tanısın, dili öğrensin istiyoruz. Mezunlarımız çok dilli ve çok kültürlü olsun.
ÜNİVERSİTELERLE İŞ ORTAKLIĞIMIZ VAR
Öncelikle hepimizin çağa ayak uydurması gerekiyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde değişik yükseköğretim kurumlarıyla her konuda farklı farklı iş ortaklıklarımız var. Türkiye bence önümüzdeki 10 yılda çok hızlı büyüyecek ve çok daha büyük yerlere gelebilecek altyapıya sahip. Rektörümüzle Türkiye’deki akademisyenleri geliştirecek birçok program yapıyoruz. Genç akademisyenlerin kendilerini geliştirmesi için çaba harcıyoruz. Eğitimle büyüyeceğiz. Bir ailenin üç yaşında çocuğunu alıp, 23 yaşında onlara teslim etmek istiyoruz. İlk ve ortaöğretim düzeyinde iki farklı markamız bulunuyor. Birisi, Biltes Koleji. 7 kampusumuz oldu. 2020’de 12 kampusa çıkacağız. Özellikle bir İngiliz okuluna yatırım yapmayı planlıyoruz, şu anda bir markayla görüşmelerimiz sürüyor. Ayrıca gıda ve sağlık işimiz var. Ailemizin sahip olduğu bir yerde 8 bin dönümlük alanda yaş meyve üretim merkezimiz bulunuyor. Bir firmanın Türkiye üreticisiyiz. Sağlıkla ilgili de iki farklı markamız mevcut, bunlara finansal ortağız. Estetik sektöründe de varız, büyütmeye çalışıyoruz.
Paylaş