Paylaş
Uzaktan eğitim sürecinde yapılan sınavlarda sık sık gündeme gelen ‘kopya’nın ardından ödev, tez, proje ve makalelerini para karşılığı yazdıran ve yazanlara karşı Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ticarete dönüşen bu sahteciliği yaptığı tespit edilen internet siteleriyle ilgili incelemeler sürüyor. Bu durumda tezini, ödevini, projesini başkasına yaptıran öğrencinin çalışması da iptal edilecek.
PARA VE HAPİS CEZASI
Bununla da yetinilmeyip Türk Ceza Kanunu uyarınca bu kapsamda dolandırıcılık suçu işleyenlere para ve hapis cezası da verilecek. Yapılan inceleme sonucunda bu sitelerden yararlanarak yüksek lisans ya da doktora yaptığı tespit edilen öğrencinin yüksek lisans ve doktorası iptal edilecek ve unvanları elinden alınacak.
Bu durum sadece öğrencileri değil, bu işi yapanları ve buna destek veren akademisyenleri de kapsıyor. Bu tezlerin hazırlanmasına destek veren akademisyenlerin hem unvanları hem de işleri elinden gidecek.
‘YENİ YÖK’ OLARAK...
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç konuyla ilgili sosyal medya hesabında “Türk yükseköğretiminde ‘kaliteyi ve liyakati’ önemseyen ‘Yeni YÖK’ olarak, bu ve benzeri akademiyi zehirleyen yasadışı durumlara karşı hiçbir zaman müsamaha gösterilmeyeceğinin bilinmesini isteriz” diyerek tepkisini göstermişti. Ben de bütün bunları konuşmak üzere YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ile görüştüm. Başkan Saraç, özetle şunları söyledi: “Bu konuda dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken husus, sadece tez hazırlatan firmalar ve tezlerini bu şekilde hazırlayanlar değil, iddia edildiği gibi akademide bu gayri kanuni işlere karışanlar varsa bunların da bir an önce temizlenmesi. Bunlara katkı sağlayan akademisyenler varsa bunların akademi camiasında yer almamasını istiyoruz. ‘Haksız unvan’ kazanımının üzerinde ciddiyetle durulacak. Buna katkı sağlayanlar tespit edildiğinde akademiden uzaklaştırılacak.
‘AKADEMİNİN NAMUSU’
Bu durum akademinin canını acıtan bir şey. Olayın savcılığa intikali bu süreçlerin başlangıcıdır. Bu internet sitelerinin çoğunun, suç duyurusunda bulunulmasının hemen akabinde kapanması, girişimimizin henüz daha ilk anda ne denli caydırıcı olduğunu gösteriyor. Yargı süreçlerine güveniyoruz. Savcılığın azami dikkati göstereceğine inanıyoruz. Bu internet sitelerine destek verenler arasında akademisyenler var ise ve bunlar tespit edilirse bu kişilerin hem unvanları düşmeli hem de akademi camiasından uzaklaştırılmalılar. Biz bu hususta akademi camiasının da gerekli hassasiyeti göstereceğine, gerektiğinde ve şahit oldukları durumlar söz konusu olduğunda akademinin namusuna uzanan bu elleri kırma noktasında savcılığa yardımcı olacaklarına inanıyoruz.”
'AŞILAMADA ÖNCELİK TALEP ETTİK'
YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, sağlıkla ilgili eğitim için aşılama programında kademeli olarak öncelik istediklerini söyledi: “Sağlık Bakanlığı’ndan kademeli bir şekilde aşılama programında öncelik talep ettik. Zira özellikle uygulamalı programlardan başlayarak yüz yüze eğitim, ileride telafisi zor zararlarla karşılaşmamak için önemli. Özellikle sağlık eğitiminde uygulamalı programlarda uygulamalı eğitimin olmaması sağlık hizmeti sunumunda önümüzdeki yıllarda olumsuz durumlar oluşturabilir. Bugün ülkemizin sahip olduğu sağlık sistemi, nitelikli sağlık ordusu ile bu zor sınavı hamdolsun başarı ile veriyor. Dolayısıyla geleceğin sağlık ordusunun da yine aynı nitelikle donatılması gerekli. Bu hususu da Sağlık Bakanlığı’na anlatacağız. Bakanlığın da en doğru yönlendirmeyi yapacağına ve ellerindeki imkânlar nispetinde yardımcı olacağına inanıyoruz.”
ÜNİVERSİTELER AÇILACAK MI?
- Başkan Saraç’a öğrencilerin en merak ettiği soruyu da sordum: Üniversiteler ne zaman açılacak? İşte cevabı: “YÖK olarak her hafta küresel salgın sürecinde dünyada hangi tedbirlerin alındığını raporluyor, bu verileri de dikkate alıyoruz. Dünyanın gelişmiş üniversitelerinde erken normale dönüşte artan vakalar üzerine hızla yeniden online’a geçtiklerini, yükseköğretimde örnek gösterilen bu ülkelerin net bir tavır koyamamalarının öğrenciler açısından ne denli yıpratıcı olduğunu, kamu sağlığı açısından da ne denli tehdit oluşturduğunu gördük.
KAMU SAĞLIĞI ÖNEMLİ
Öğrencilerimiz tabii ki yüz yüze öğretim istiyor. Onların seslerine kulak tıkamıyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Online eğitim, örgün öğretimin alternatifi olamaz. Ancak kamu sağlığını tehdit eden bir durum varsa bakanlığın görüşlerini dikkate almalıyız. Örgün eğitime bütünüyle geçmeye karar verildiğinde sadece İstanbul’a yüz binlerce öğrenci gelecek. Öyle 2-3 ilden değil, bütün illerden öğrenci İstanbul’a aynı tarihlerde gelecek. Belli aralıklarla da kendi il, ilçelerine gitme gelme durumları, yani büyük bir hareketlilik olacak. Bu hareketlilik bütün illerimiz için geçerli. Öğrenci yurtları faktörü de dâhil, bu hareketliliğin bir risk oluşturup oluşturmadığını en iyi tahlil edecek yapı Sağlık Bakanlığı’dır. Biz bu çerçevede Bakanlığın görüşlerini ikinci dönem için de ilerleyen süreçte alacağız. Bu görüşe göre üniversitelerimizi yönlendireceğiz. YÖK olarak yükseköğretimi güçlü koordinasyon ama esnek ve çerçeve kararlar ile, üniversitelerimizin birbirinden farklı şartlarını, imkanlarını gözeterek, onlara hareket serbestisi tanıyarak süreçleri yönetiyoruz.”
Paylaş