Paylaş
Geçtiğimiz hafta yaşanan İzmir depremi ile birlikte gözler yine yaşadığımız şehirlere ve bina güvenliğine çevrildi. 2020’nin ilk günlerinde Elazığ’da yaşanan depremle yıla başlamıştık. 24 Ocak akşamı Elazığ, merkez üssü Sivrice ilçesi olan 6.8 büyüklüğünde bir depremle sarsılmış, 41 kişi yaşamını yitirmişti. Bu depremin ardından şehrin yeniden yapılanması ve örnek bir proje oluşturulması için Yeditepe Üniversitesi, Emre Arolat Mimarlık, Elazığ Belediyesi, Sivrice Belediyesi ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası bir araya gelerek yaşanabilir, doğal yeni yaşam alanları projelendirmeye başladı.
600 BİN M2’LİK ALAN
‘Post–Elazığ’ projesi kapsamında; Elazığ merkezi için hem doğaya hem de çevreye duyarlı alternatif bir yaşam alanı tasarlanıyor. 600 bin metrekarelik alanın tasarımında öğrenciler ve yeni mezun mimarlar da yer alıyor. Konutlardan sağlık merkezlerine, eğitim/gelişim alanlarından kültür ve sanat merkezlerine ayrıca tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yürütülebileceği üretim alanlarına kadar halkın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak proje için, aynı zamanda şehrin kendi kendini kalkındırmasını sağlayacak alternatif mimari tasarımlar üretiliyor.
HER KESİME GÖRE...
Projede üç ana hedef gözetiliyor. Şehrin tüm katmanlarını kapsayacak projenin başta dar gelirliler olmak üzere halkın tamamının ihtiyaçlarına yanıt vermesine dikkat edilecek. Dünyanın içinde bulunduğu sorunları göz önünde bulunduracak ve baş edilebilir seviyede olanlarını çözecek. Yaygınlaştırılabilir örnek bir model olacak. Elazığ merkeze 14 kilometre uzaklıkta yeni yaşam alanında yüksek lisans ve doktora öğrencileri de görev yapacak. Yaklaşık 15’i lisans, 4’ü mezun olmak üzere 19 öğrenci her perşembe tam gün üniversitede mimar Emre Arolat ve Doç. Dr. Ece Ceylan Baba ile birlikte proje üzerine çalışıyor.
SON NOKTA JÜRİDEN
Öğrenciler tarafından tasarlanan projeleri değerlendirmek ve geliştirmek üzere mimarlık camiasının yakından tanıdığı mimarlardan oluşan bir jüri de belirlendi. Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, Fatma Yasemin Aysan, Levent Çırpıcı, Prof. Dr. Süha Özkan ve Prof. Dr. Uğur Tanyeli’den oluşan Jüri Üyeleri; projeleri inceleyerek çalışmalara katkı sağlayacak.
KAFA TUTAN BİR PROJE
Asilhan Arslan (Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı): 600 bin metrekare alandaki bu proje sadece belirli bir sosyo-ekonomik sınıfa hitap etmiyor. Yani bir tür üst sınıf projesi değil. Farklı toplumsal sınıfların içinde bulunabileceği, yaşayacağı ve kente de bu anlamda örnek oluşturabilecek bir proje. Bu bizim en önemli kırmızı çizgimiz. Bir tür seçkinci bir proje yapmak yerine aslında daha toplumcu bir proje yapmak için uğraşıyoruz. Aslında dünyada pek çok örneği var. Maalesef Türkiye kentlerinin en büyük problemlerinden bir tanesi bu tür bir sosyal ayrışma. Kentleri zafiyete düşüren ve aslında kentin sosyolojik mekaniğini de zafiyete düşüren çok önemli bir sorun bu. Bu proje aynı zamanda o soruna da bir tür kafa tutan, bu türden ayrışmaların tam tersine oynayan ve neredeyse onları kırmak üzere yola çıkan bir proje olacak.
HEM TAMİR EDİCİ HEM ÖNLEYİCİ
Emre Arolat (mimar): Bu proje hem bir yerel yönetimin hem üniversitenin hem de Türkiye’deki mimarlık ortamının bir araya geldiği ilginç olduğu kadar faydalı bir çalışma olacak. Türkiye’de örneğine çok fazla rastlanmayan bir birliktelik bu. Çünkü herkesin kendi derdinin dışına çıkıp, ortak bir dert edinmesi ve o ortak derdin üzerine gidip birtakım fikirler üretilmesi, birtakım durumların yeniden üretilmeye çalışılması çok rastlanan bir durum değil. Biz Emre Arolat Mimarlık olarak, Türkiye ve dünyanın pek çok yerinde birçok üretim yapıyoruz. Çok farklı ölçeklerde üretimdeyiz. Özelikle bu türden sosyal sorumluluk kapsamında ele alınabilecek projeleri çok önemsiyoruz. Bu çalışmada da özellikle Yeditepe Üniversitesi öğrencileri ve hocalarıyla birlikte çok müstesna bir süreç yaşadık. Bundan sonraki süreç çok verimli olacak. Bu gibi tamir edici projeler yapmalıyız. Umarım bu proje hem tamir edici hem de önleyici bir proje olarak öne çıkacak ve diğer yönetimlere de örnek olacak.
BİZ SUYA TAŞ ATTIK
Prof.Dr. Sedefhan Oğuz (Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi): Üniversitede kurulduğumuzdan beri mecburi olan sosyal sorumluluk dersini veriyorum. Benim için sosyal sorumluluk çok önemli. Onun için şu anda bence bu projede benden mutlu kimse yok diye düşünüyorum. Biz suya bir taş attık. O taşın düştüğü yerde halkalar çok büyüdü. Ben başladığımız zaman bu kadar büyüyeceğini pek de düşünmemiştim. Ama gerçekleşmesi bizim için çok büyük bir başarı, büyük bir onur. Topluma hizmet ediyoruz, gençlerimize örnek oluyoruz, halkımıza örnek oluyoruz. Bunlar da bizim misyonumuzun bir parçası.
Projede yer alan Yeditepe Üniversitesi öğrencileri
TÜRKİYE’YE UMUT OLACAK
Doç. Dr. Ece Ceylan (Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı): Elazığ’a kendi kendine yetebilen, depreme dayanıklı bir yapılaşma düşünüyoruz. Kendi içinde ekonomik sürdürebilirliği de olan, kentsel tarımı, depreme dayanıklı yapılaşmayı barındıran ama bunu çağdaş bir dille üretmeyi hedefleyen bir proje olsun, sadece Elazığ’a özgü değil, Türkiye’deki diğer deprem bölgelerine de bir umut, model olsun istiyoruz. Kendi kendine yetebilen ekolojik ve çevresel faktörlere duyarlı, yeterli yoğunlukta olan bir alan. Projenin çok büyük bir yoğunluğu konut. Ama konutu destekleyecek donatıları da içeriye yerleştiriyoruz. Sadece çok üst gelir grubunun ulaşabileceği konutlar değil, farklı büyüklüklerde farklı altyapıya sahip konut tipleri üreteceğiz. 10’un üzerinde tip üretmeyi hedefliyoruz. Yani 10-12 tip farklı aile büyüklüklerine, farklı ekonomik koşullara uygun olacak. Bazılarının bahçeyle, bazılarının teraslarla ilişkisi olacak. 5 bin konut planlıyoruz.
Paylaş