Paylaş
AÇEV için ilk adım, 1980’li yıllarda Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, Prof. Dr. Diane Sunar ve Prof. Dr. Sevda Bekman tarafından yürütülen bir araştırma projesi ile atıldı. Söz konusu araştırma, o yıllarda Türkiye’de çocukların sadece yüzde 7’sinin okul öncesi eğitim olanaklarından yararlandığını ortaya koyuyordu. Bu son derece yetersiz rakamla yola çıkılarak alternatif bir okul öncesi eğitim modeli olan Anne Çocuk Eğitim Programı (AÇEP) geliştirildi ve ilk uygulamalara başlandı. Elde edilen başarılı sonuçlar ışığında, kurucu başkan Ayşen Özyeğin’in önderliğinde Anne Çocuk Eğitim Vakfı kuruldu ve o günden itibaren okul öncesi eğitimin önemi konusunda başta anneler olmak üzere babalara da eğitim verilip, kamuoyu aydınlatılıyor. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in de okul öncesinde hedefini yüzde 100 olarak belirtmesi ile bu konuda çeyrek asırdan fazla zaman harcayan, hatta “7 Çok Geç” kampanyası ile hafızalara kazınan AÇEV’in kapısını çaldım. Yeni Genel Müdür Senem Başyurt ile projelerini konuştuk:
Senem Başyurt
ÇOCUKLARIN İYİLİK HALİ...
“Biz 28 yıldır çocukların iyilik hali üzerinde çalışıyoruz. Yani çocukların güvende olması için hem çocukları hem de onların en yakın çevresindeki anne ve babaları destekliyoruz. Yılbaşına yaklaşırken ‘Okuyan Bir Gelecek’ adlı bir projemiz var. Çocuklarla okuma atölyeleri yapıyoruz. Küçük yaştakiler anneleri babalarıyla birlikte geliyor, daha büyükler için okullarda çalışma yapıyoruz. Anne babalara kitap okumanın önemini aktarıyor, etkinlikler düzenliyoruz. Daha sonra da okullarda birer kütüphane, minik birer okuma alanı oluşturmayı hedefliyoruz. Çocukların da buralardan kitap alarak bu alışkanlığı devam ettirmesi önemli. Bu projeyi bu senenin başında daha fazla çocuğa ulaşması için dijital platformlara da taşıdık. Cem Yılmaz, Beren Saat, Selçuk Yöntem, Yekta Kopan gibi sanatçılar çocuklarımıza kitap okudu. Fazıl Say projemizin çok büyük bir destekçisi oldu.
Ünlü isimler, AÇEV için dijital ortamda çocuklara kitap okuyor.
EN GÜZEL HEDİYE KİTAP
Bu projede anne babalara, çocuklarına nasıl kitap okuyabilecekleri ve sonrasında o kitapla ilgili neler yapabilecekleri anlatılıyor. Mesela yeni öğrendikleri kelimeler neler, okuma sonrasında ne tür bir aktivite yapılabilir, nasıl bir oyun çıkarılabilir... Bunları da göstermeyi hedefliyoruz. Platform üzerinden anne babalar eğer arzu ederlerse bu kitapları kendi çocukları için satın alabiliyorlar. Ama bu projenin en büyük katkısı gelen kişilerin bağışlarıyla bizim ihtiyaç sahibi çocuklara gönderdiğimiz kitap setleri. Bir set hazırladık, sadece kitap yok içinde. Bilim dergisi, boya kalemi, resim defteri var. Bunları ihtiyaç sahibi olarak belirlediğimiz çocuklara ulaştırıyoruz. Bugüne kadar 7 bin çocuğa kitap ulaştırmış durumdayız. Sadece kitapları göndermekle de kalmıyoruz. Bizim gönüllü eğitimcilerimiz bu aileleri arıyorlar. Kitapları gerçekten kullanmaları yönünde motive ediyor ve nasıl bir gelişim gösterdiklerine yönelik takip ediyorlar. Çünkü bir yandan şunu da gördük pandemi döneminde, özellikle belli bir kesim için çocuklarla ilgili materyal yok evin içinde. Çocuklar evin içinde ve normal olarak belki dış dünyada, mahallenin oyun parkında, başka bir yerde oynayabilecekken bundan da yoksun kaldılar. Ev içinde de kullanabilecekleri materyal son derece sınırlı. Tabii ki anlaşılabilir nedenlerle ailenin önceliği çok farklı noktalarda oldu. O yüzden biz onları desteklemenin çok kritik olduğunu gördük. Genelde köy öğretmenleriyle çalışıyoruz. Öğrencilerinin küçük kardeşleri için talepte bulunuyorlar. Yerel STK’larla çalışıyoruz. Bizi bu şekilde yönlendirme yapan belediyeler arıyor. Bir kitimizin bedeli 200 lira.
ÇOCUKLUKTAKİ EŞİTSİZLİK TÜM YAŞAMI ETKİLİYOR
Anne Çocuk Eğitim Vakfı olarak 28 yıldır, ihtiyaç sahibi çocuklar, anne babalar ve genç kadınlar için bilimsel temelli eğitim programları geliştiriyor ve uyguluyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında sadece annelerin değil, babaların da çocukların bakımında sorumluluk almasını önemsiyoruz. Erken çocukluk döneminde başlayan eşitsizlikler tüm yaşamı etkiliyor. Erken yaşlar, AÇEV olarak tüm çalışmalarımızın odağını oluşturuyor; çünkü bu dönem hayatımızın en önemli, en belirleyici dönemi. Ailelerin sosyo-ekonomik durumu çoğu zaman çocukların desteklenmesini engelliyor. Bilimsel araştırmalar bize yüksek sosyoekonomik düzeye sahip ailelerde yetişen çocukların 4 yaşına geldiklerinde 45 milyon kelime duyduklarını, oysa düşük sosyoekonomik seviyede yetişen çocukların sadece 13 milyon kelime duyduklarını gösteriyor. Erken çocukluk döneminde başlayan bu fark hayatımız boyunca gerek akademik başarımızı gerekse insanlarla ilişkimizi etkiliyor.”
Paylaş