Yatırım alışkanlığı değişiyor

Eminim başlığı okuyan çoğu kişi, ‘yatırım fonu da nedir?’ diyecektir. Haksız da sayılmazlar, çünkü yatırım denince çoğunluğun aklına gelen mevduat faizi.

Haberin Devamı

Bu konuda da haksız sayılmazlar, son 5-6 yıl hariç, faizlerin yüksek olmasından dolayı toplum olarak yatırım alışkanlığımız kısa vadeye ve faize odaklı. Tabi bir de dolar var. Hele, doların hızlı yükseldiği belli başlı dönemlerde –ki, şu sıralar öyle- üç kuruş birikimi bile koşturup, dolara yatırırız.

 

Peki, getirisi var mı? Ekim ayı itibariyle mevduat faizi (brüt) aylık reel olarak (enflasyondan arındırılmış getiri) yüzde 0.68 yatırımcıya kaybettirmiş ama yıllık da yüzde 2.39 getiri sağlamış. Dolara bakalım, aylık yüzde 2.20 reel getiri sağlamış, yıllık da ise yatırımcısına yüzde 2.03 kaybettirmiş. En basit anlatımıyla, parasını faizde ve dolarda tutan birinin yatırımı ne uzamış ne kısalmış. Ne mi demek istiyorum? Eski yatırım alışkanlıklarımızı devam ettirdiğimiz müddetçe paranın değerini korumak gittikçe zorlaşıyor demek istiyorum. Bir de yatırım alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini söylüyorum.

 

Haberin Devamı

13 MİLYON KİŞİ FONLARLA TANIŞACAK

 

Gelelim, yatırım fonlarına. Gelişmiş ülkelerde artık kişiler tasarruflarını yatırım fonlarına yönlendiriyor. Evet, tasarruf bizim için biraz uzak bir kavram ama bireysel emeklilik sistemi ile tasarruf alışkanlığı başladı ve özellikle, 2017’de tüm çalışanların bireysel emekliliğe girmesi ile daha da yaygınlaşacak. Bu da şu anlama geliyor, bugün 6.5 milyon kişi bireysel emeklilik sayesinde fonların ne olduğunu iyi biliyor; gelecek yıldan itibaren de 13 milyon kişi, yatırım fonları ile tanışacak. Neden? Çünkü her aybaşında maaşlarından bireysel emeklilik için kesilen paralar, emeklilik yatırım fonlarına yatırılacak da ondan.

 

Bu satırları okuyunca çoğunluğun aklına, ‘yatırım fonunun faiz ve dolardan ne farkı var?’ sorusu gelecektir. Büyük fark var. En basit şekliyle anlatayım: Yatırım fonuna yatırım yaptığınızda, türüne göre faiz, dolar, hisse senedi, bono, devlet tahvili, hazine bonosuna aynı anda yatırım yapmış oluyorsunuz. Yani, riskinizi dağıtıyorsunuz. Böylece faiz düşse dolar getiri sağlıyor, hisse senedi düşse faiz kazandırıyor. Tabi, ister emeklilik fonu ister yatırım fonu olsun, 3-5 yıl gibi uzun vadeli bakacaksınız ki, şunu da belirteyim uzun vadede, yatırım fonunun kaybettirmesi ya da birikimin erimesi diye bir şey pek söz konusu değil; tabi piyasalarda olağanüstü bir durum yaşanmazsa. Nitekim grafikte, son bir yılda türlerine göre yatırım fonlarının getirileri de bunu gösteriyor.

 

Haberin Devamı

Yatırım alışkanlığı değişiyor

 

40 MİLYAR LİRALIK PAZAR

 

Hazır yeri gelmişken bilmeyenle için şu bilgiyi de vereyim; para piyasa fonlarından özel sektör tahvil fonlarına, borçlanma araçlarına yatırım yapan fonlardan hisse senedi ağırlıklı fonlara, kıymetli maden fonlarından yabancı menkul kıymet fonlarına kadar yatırımcılara sunulan fon sayısı 400’ün üzerinde ve yatırım fonlarının toplam varlıkları 40 milyar liraya yaklaşmış durumda. Bunu da yaklaşık yüzde 70’i para piyasası fonlarında, yani fon seçiminde bile geleneksel yatırım anlayışımız sürüyor.

 

Açıkça söyleyeyim, ben şimdilik bir girizgah yaptım ama gerek bireysel emekliliğe otomatik katılım ile gerekse yeni kurulan varlık fonu ile önümüzdeki dönemde yatırım fonlarını sıkça duyacaksınız.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları