Paylaş
Bakan Işıkhan’ın, açıklamalarına değineceğim ama önce hatırlamakta fayda var. Tamamlayıcı emeklilik, 2025-2027 döneminin kapsayan OrtaVadeli Programda (OVP) yer aldı. Programa göre, BES’teki otomatik katılım sisteminin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak. Yine programa göre, yapılacak kanuni düzenleme ile tamamlayıcı emeklilik sistemine 2025’in son çeyreğinde geçilecek. Program açıklandıktan sonra da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaptığı açıklamada, devletin sosyal güvenlik sisteminde bir değişiklik öngörülmediğini belirterek, “Sosyal güvenlik şemsiyesi güçlü şekilde devam edecek. Ama bunu tamamlayıcı neler yapılabilir diye baktığımızda bireysel emeklilik sistemini geliştirdik. Diğerinin yerine ikame bir sistem değil kesinlikle; onu tamamlayıcı, ona ilave gelen, insanımızın gelecekteki refahını artırmayı hedefleyen programlar” dedi. Bu açıklamaların hemen ardından da AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, tamamlayıcı emeklilik sisteminin yılbaşından sonra gündeme alınacağını açıklayarak, “Önemli bir çalışma olarak değerlendirilmesi lazım. Emeklilik sistemimize uyum açısından bu konuda biraz daha çalışmamız gerekiyor” dedi.
VEDAT IŞIKHAN NE DEMEK İSTEDİ?
Durum bu. Bir de Vedat Işıkhan’ın açıklamasına, satır arasını cımbızlamadan bakalım. Işıkhan, özetle, “Tamamlayıcı emeklilik sistemi ile ilgili Bakanlığımızın
herhangi bir çalışması yok. Kıdem tazminatının yerine mi geçecek diye endişeler var. Bu konuda hem işçi hem işveren kesiminin rahat olmasını istiyoruz. Böyle bir çalışmamız olsa dahi önce sosyal paydaşlarla uzlaşıya vararak kamuoyu ile paylaşırız” dedi. Tamamlayıcı emeklilik gündeme geldiğinden beri kimi çevrelerce konu sürekli olarak kıdem tazminatına bağlanmaya çalışılıyor ki, ilgili kamu kurumları baştan beri bu sistemin kıdem tazminatı ile hiçbir alakası olmadığını söylüyor. Bakan Işıkhan da açıklamasında, çalışanların bu konuda huzursuz olmamasına vurgu yapıyor. Doğrudur; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tamamlayıcı emeklilik konusunda bir çalışması yok. Peki, kimin var? Bu işle ilgili olan kurumun; yani, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK).Doğrusu da bu. Konu bireysel emeklilik ve tamamlayıcı emeklilik olunca; önce, SEDDK, sistemi yürütecek olan emeklilik şirketleri ile görüş alışverişinde bulunarak altyapıya yönelik çalışmayı yapar. Sonra bunu başta Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıklarla paylaşır. Onlar görüşlerini bildirir, varsa eklenecekler eklenir, çıkarılacaklar çıkarılır. Bu iş böyle yürür. Tüm tarafların mutabakatı ile de sistem yasalaşır. Nitekim SEDDK, tamamlayıcı emeklilik ile ilgili çalışmayı yürütüyor. Hatta son aşamalara da gelindi.
NASIL BİR MODEL KURGULANACAK?
Şöyle ki, 20’den fazla ülkenin tamamlayıcı emeklilik modelleri incelendi ve bu modellerin karması, Türkiye’ye uygun bir model belirlendi, taslak haline de getirildi. Hatta öyle ki, yapılan çalışmaya göre hedef bile ortaya kondu. Tamamlayıcı emekliliğe geçildikten 10 yıl sonra GSYİH’nın yüzde 10 seviyesine ulaşılacak (bugün için binde 2 seviyesinde), katılımcı sayısı 20 milyonu geçecek -ki, bugün için 7.5 milyon kişi- ve tamamlayıcı emeklilik sistemine giren çalışanlara 20-25 yıl sistemde bulunmaları halinde emeklilik döneminde ciddi bir gelir sağlanacak. Şunu da belirteyim; sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu durumu ve emekli maaşlarındaki durumu gözettiğimizde; eninde sonunda tamamlayıcı emeklilik sistemine geçilecek; 2025’te olmaz da 2026’ta olur. Bu işten kaçış yok. Tüm ülkeler
bizim bugün yaşadığımız sorunları yıllar öncesinde yaşamış ve tamamlayıcı emeklilik sistemlerine uzun yıllar önce geçmiş. Burada cevabı verilmesi gereken soru, biz daha da geç kalacak mıyız yoksa bir önce uygulamaya geçecek miyiz?
Paylaş