Sağlıktaki mevcut politika ne kadar sürdürülebilir

ŞU gerçek ki, bazı uygulamaları tartışmaya açık olsa da son yıllarda hükümet, halkın sağlık hizmetine kaliteli ve ucuz ulaşabilmesi için başarılı bir politika izledi.

Her türlü sağlık giderini üstlendi... Halkın, özel hastanelerde tedavi görmesine imkan yarattı. Açıkça söylemek gerekirse, izlediği bu politikanın sonuçlarını da seçimlerde aldı.
Ama madalyonun bir de öbür yüzü var. Daha açık şöyle anlatayım. Halkın kaliteli sağlık hizmetine çok ucuz rakamlarla ulaşmasını sağlamanın; sosyal devlet anlayışı içinde vatandaşın tüm tedavi giderini kamu, özel ayrımı olmaksızın karşılamanın bir de maliyeti var.
Bu da öyle yabana atılır bir maliyet değil. Devletin sağlık harcaması adı altında ödediği rakam yıllık, 45 milyar doların üzerinde. Her yıl da bu rakam yüzde 15 artıyor. Kişi başına düşen sağlık harcaması ise, 600 dolar civarında. Bu yüzden de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bütçesi açık veriyor. Bu, işin finansman boyutu.
Peki, mevcut sistemden kimler memnun? Vatandaş belki memnun çünkü, sağlık hizmeti ucuzladı. Ama onun dışında hizmet sunucuları, yani hastaneler memnun değil... Çünkü devletten aldıkları pay maliyetlerini bile karşılamıyor. Bana göre Sağlık Bakanlığı da bu gidişten memnun değil... Çünkü global bütçeyi tutturamama gibi bir riskle karşı karşıya.
Anlayacağınız, bugünkü mevcut durum pek de sürdürülebilir gözükmüyor. Bir taraftan maliyeti yüksek ve kamu sağlık finansman bütçesi her yıl artıyor... Diğer taraftan sistem içindeki hizmet sunucularının memnuniyetsizliği büyüyor.
TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI
Peki, çözüm ne? Geçen cuma, tüm sağlık kuruluşları ve sigorta şirketlerinin ortak katılımı ile İstanbul’da büyük bir toplantı düzenlendi... Toplantıda, bu konu enine boyuna tartışıldı, konuşuldu.
Tüm taraflar, tek bir çözüm üzerinde ortak mutabakata vardı... Tamamlayıcı sağlık sigortasının biran önce devreye sokulması.
Nedir, tamamlayıcı sağlık sigortası? En basit haliyle devlet, yani SGK, sağlık giderini belirli bir miktara kadar karşılayacak, isteyen kişi üzeri için özel şirketten sigorta yaptıracak.
Böylece, SGK, ödediğinin daha altında bir para ödeyecek ve devletin sağlıktaki harcaması azalacak... Özel sağlık kuruluşları en azından maliyetlerini karşılayacak ve hizmet vermeye devam edecek... Devlet hastanelerindeki yığılmalar azalacak... Vatandaş daha kaliteli sağlık hizmeti alacak. Daha da önemlisi, sürdürülebilir sağlık politikası oluşturulacak.
Şunu da belirteyim... Tamamlayıcı sağlık sigortası, Türkiye’nin buluşu falan da değil. Avrupa, sistemi böyle kurgulamış ve böyle yürütüyor. Gerçi bu konu bizde de yıllardır konuşulup, tartışılıyor ama bir arpa boyu yol gidilemiyor. Gidilememesinin nedeni de siyasi iradenin yaklaşımı. ‘Devlet neyi eksik yapıyor da, özel sektör tamamlayacakmış’ yaklaşımı nedeniyle, tamamlayıcı sağlık sigortası kavramı bir türlü gündeme gelemiyor.
İşin özü, önce zihniyetin, ardından da söylemlerin değişmesi gerekiyor. ‘Bedava sağlık hizmeti, ücretsiz tedavi’ gibi söylemleri artık siyasetçilerin bırakması gerekiyor. Gerekiyor ki, toplumda da böyle bir beklenti oluşmasın. Daha açık bir anlatımla... Siyasetçiler, Türkiye dahil, dünyanın hiçbir yerinde sağlık hizmetinin bedava olmayacağını, bunun üzerine kurgulanan bir politikanın da sürdürülemeyeceğini bilmeli.
Nitekim, devletin bugünkü sağlık harcamaları bile bu politikanın sürdürülemeyeceğinin sinyallerini veriyor. O nedenle her ne kadar başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, SGK ve ilgili diğer kurumlar tamamlayıcı sağlık sigortası kavramından hiç hazzetmeseler de bu konunun bir şekilde gündeme gelmesi gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları