YAZININ başlığını okuyunca eminim şaşırıp, içinizden de ‘Libya ile sigortanın ne alakası var’ diye de geçirmişsinizdir. Açıkçası geçen cuma akşamına kadar benim için de Libya’da yaşanan olaylarla sigorta arasında bir bağ yoktu. Meğer öyle değilmiş. Çok yakın ilişkisi varmış.
Anlatayım… Öncelikle şunu söyleyeyim… Bu konu önümüzdeki günlerde ciddi anlamda gündeme gelecek. Ama nasıl, gelecek o tarafını bilemiyorum. Cuma akşamı, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin her yıl düzenlediği resepsiyona katıldım. Birçok sigorta şirketi ile Hazine’nin üst düzey yöneticileri de resepsiyondaydı. Tartışılan konulardan biri de Libya’daki olaylardı. Malumunuz Libya, Türk müteahhitlerinin en çok proje üstlendiği ülkelerin başında geliyor. Birçok büyük inşaat şirketinin faaliyet gösterdiği ülkede; Türklerin, müteahhitlik sektöründeki payı yüzde 70’lerin üzerinde. Yürütülen projelerin hepsi de inşaat sigortasından tutun da makine sigortasına, mühendislik sigortasına kadar kapsamlı sigorta teminatı altında. İnşaatları yapan Türk şirketleri olduğundan, bu inşaatların sigorta teminatının büyük bir çoğunluğunu veren de yine Türk sigorta şirketleri. Sigorta, iç savaşı kapsıyor mu? Şunu da belirteyim. İlla da sigortayı yapan Türk şirketleri olmasına gerek yok. Libya’da faaliyet gösteren yabancı şirketler de olabilir. Ama tüm inşaatlar, mağazalar, alışveriş merkezleri Libya’nın riskli bir ülke olmasından dolayı sigortalı. Yine malumunuz üzere, Libya’da yaşanan olaylarda Türk şirketlerinin şantiyeleri ve işyerlerinde talan ve yağmalama olayları yaşandı. Halen de yaşanmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da ister Türk olsun, ister yabancı; hasarı sigortacıların karşılaması gündemde. İşte, işin bu tarafı biraz karışık. Karışık olan tarafı da Libya’da yaşanan olayların sigorta kapsamı içine girip, girmediği. Nitekim, cuma akşamki resepsiyonda sigortacıların asıl tartıştıkları ve kendi aralarında görüş birliğine varamadıkları konu da buydu. Kimi sigortacılar, Libya’da yaşanan olayların bir iç savaş olduğunu ve iç savaşın hiçbir şekilde özel sigortanın kapsamı içine girmediğini söylüyor. Bu yüzden de Libya’da olaylar başlayıp da yatırımlar durduğunda müteahhitlerin; Türk hükümetinden, Eximbank’ın devreye girip, risk sigortasını uygulamaya sokmasını talep ettiklerini hatırlatıyorlar. Hukuki süreç başlayabilir Kimi sigortacılar ise, konuya farklı yaklaşıyor. İnşaat sigortasının içinde, ‘grev, lokavt, halk hareketleri, kargaşalık’ adı altında bir teminat olduğunu ve Libya’da yaşanan olayların da bu teminat kapsamında değerlendirilebileceğini belirtiyor. Eğer bu kapsam içine girerse hasarı, sigorta şirketlerinin ödeyebileceğini vurguluyor. Anlayacağınız bu konuda sigorta şirketlerinin de kafası karışık. Ortada henüz bir netlik yok. Resepsiyonda konuştuğum sigorta şirketi yöneticilerine, konunun nasıl netlik kazanacağını sorduğumda ise, hukuki bir süreç olduğunu söylüyorlar. Tabi böyle bir süreç yaşanacaksa, bu sadece Türk sigorta şirketlerini ilgilendirmeyecek. Libya’da sigorta işlerini üstlenmiş dünyanın tüm sigorta şirketlerini de kapsayacak. Başta da söylediğim gibi bu konu, önümüzdeki günlerde, Libya’da sular durulduğunda ve hayat normale döndüğünde gerek Türk, gerek dünya kamuoyunun ciddi anlamda gündemine gelecek ve tartışılacak.