Güven sorunu

Olaylar henüz sıcakken ve henüz hiçbir şey netlik kazanmamışken bu konularda yazmaktan pek hazzetmem ama son bir-iki gündür okuyuculardan sorular gelmeye başladı.

Haberin Devamı

Görünen o ki, önümüzdeki günlerde de bu sorular artacak.
Okuyuculardan gelen elektronik postalardan bir tanesini örnek olsun diye, özetleyerek paylaşayım: “Uzun yıllardır Halkbank ile çalışıyorum. Geçen sene Halk Emeklilik’ten bireysel emeklilik yaptırdım ve hatırı sayılır da bir miktar ödedim, hem devlet katkısından üst sevide yararlanayım hem de birikimim iyi kazansın diye. Yaşananlardan dolayı ben de tereddüt oluştu. Acaba yatırdığım parayı alıp, bir başka emeklilik şirketine mi yatırsam? Sizin bu konuda görüşünüz nedir?”
Söylediğim gibi son birkaç gündür, gerek Halk Emeklilik gerekse de Halk Sigorta ile ilgili okuyuculardan bu tür sorular alıyorum. Kimileri de bankadan kredi kullanırken işyerinin Halk Sigorta’dan sigortalandığını belirtip, ileride beklenmedik bir durumla karşılaşıp, karşılaşmayacağını merak ediyor.

Haberin Devamı

HALK EMEKLİLİK, HALK SİGORTA

Açıkçası, ortada endişeye mahal verecek bir durum yokken, neden endişe duyulduğuna pek de anlam veremiyorum. Yine de konuya değineyim. Lafı da hiç uzatmadan, eğip bükmeden anlatayım. Önce, işin bireysel emeklilik boyutundan başlayayım. Anlatacaklarım da bir veya iki kurum için değil, sistemin geneli ile alakalı.
Bireysel emeklilik sisteminde emeklilik şirketleri, aracı konumundalar. Yani, sisteme giren kişilerin ödedikleri katkı payları ve bu katkı paylarından oluşan birikimler ve bu birikimlerin getirisi, tamamen devlet güvencesinde. Aynı şekilde ödenen devlet katkıları da devlet güvencesinde.
Çünkü ödenen katkı payları, devletin ödediği katkı payı ile emeklilik yatırım fonu varlıkları Takasbank’ta saklanıyor. Bu nedenle de her bir katılımcı Takasbank üzerinden birikimlerini ve fonlarını an ve an takip edebiliyor.
Daha bitmedi. Yasa gereği, sisteme giren katılımcıların fonlardaki birikimleri ve katılımcılar adına ödenen devlet katkısı rehnedilemiyor, haczedilemiyor; iflas masasına bile dahil edilemiyor.

KUŞKUYA GEREK YOK

Daha açık ve halk diliyle şöyle anlatayım: Emeklilik şirketiniz iflas da etse, zarar da etse yatırdıklarınız ve birikimleriniz tamamen devlet güvencesinde olduğu için hiçbir şekilde etkilenmezsiniz.
Bu işin emeklilik boyutu. Gelelim, sigorta boyutuna. Belki sigorta sisteminde, bireysel emeklilikteki gibi fonlardan kaynaklı yüzdü 100 devlet güvencesi olmasa da sigorta şirketleri de devletin sıkı denetimi altında.
Kaldı ki, bahsi geçen şirketler; devletin koskoca bankasının, koskoca emeklilik ve sigorta şirketleri. Gerek şirketler konusunda gerekse de sistem konusunda endişeye mahal olmadığı gibi, en ufak bir kuşkuya bile gerek yok.
Şunu da belirteyim; artık bizim, kişilerle kurumları ve yine kişilerle sistemleri birbirinden ayırmamız gerektiği gibi. Gerek sigorta gerek emeklilik sistemine gerekse de bu sistemlerde faaliyet gösteren şirketlere yönelik; ‘hasarım ödenir mi ödenmez mi?’, ‘birikimlerim hiç edilir mi edilmez mi?’, ‘devlet birikimlerime el koyar mı?’ gibi güvensiz yaklaşımlardan da artık vazgeçmemiz gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları