Paylaş
Bir anlamda, son yıllarda sürekli konuşulan ama kimsenin üstlenmediği finansal okur-yazarlık konusuna katkı sağlamaya çalışıyoruz. Okuyuculardan da çokça soru ve yorum alıyoruz. Dikkatimi çeken ise, faiz ve dolar sarmalına sıkışıp, kalmış olmamız. Nitekim okuyucular önce, ‘paramı nereye yatırmalıyım, tasarrufumu nerede değerlendirmeliyim’ diye soruyor; ardından da, ‘yine en iyisi faiz ve dolar galiba’ diye yorumda bulunuyor.
Yanlış anlaşılmasın, birikim, tasarruf derken; öyle yüzbinlerce liralardan değil, bir köşede 30-40 bin, bilemedin 60-70 bin lira birikimi olan Ayşe Teyze, Ahmet Amca’dan bahsediyorum. Yani, 15 yıl önce üç kuruşunu faize yatıran ya da döviz büfesinden dolar alıp yastık altına atan, bugün de aynı yolu izleyen kesimden bahsediyorum. Sadece onlar da değil, okuyucu yorumlarına baktığımda, orta yaş grubunun da faiz-dolar sarmalına sıkıştığını görüyorum.
GETİRİYE BAKIP YANILMAYIN
Gerçekten de öyle mi; faiz, halen güvenilir liman mı? Aşağıdaki tabloda da göreceksiniz, toplumun en çok bildiği yatırım araçlarının sadece 2,5 yıllık seyrini çıkardım. En çok bildik diyorum, çünkü vatandaşın parasının yüzde 50’ye yakını bankalarda faizde, yüzde 29’a yakını da dolarda. Yani halk, birikiminin yüzde 80’ini bu iki yatırım aracında değerlendiriyor.
Şimdi, faize bakalım. 2014’te reel olarak, brüt yüzde 2.85, 2015’de de yine reel olarak yüzde 3.54 yatırımcısına kaybettirmiş. Bu yılın ilk dört ayında da farklı bir durum yok, yine kaybettiriyor.
Peki, reel olarak ne demek? İşte, sorun da burada. Eminim yazdıklarımı okuyan bazı kesimler, ‘sen ne diyorsun kardeşim, mevduata, yıllık yüzde 10’unun altında faiz veren banka yok’ diyecektir. Doğru ama işte o, nominal değer. Yani, kağıt üzerinde yazan, ‘senin parana şu kadar faiz veriyorum’ denen değer. Reel ise, enflasyondan arındırılmış, alım gücünü gösteren, ‘o faiz tutarı ile ne alabilirim?’ diye sormanız gereken değer. Bu gözle değerlendirdiğinizde, son 2,5 yıldır faizin getirisi eksilerde.
PARANIZ ERİYOR
En basit şekliyle şöyle anlatayım. Ocak ayının başında bin liranızı faize yatırdınız, ayın sonunda banka size yüzde 0.41 faiz verdi ve paranız 1.004 lira oldu. Ama enflasyondan arındırdığınızda (-1.38) aslında paranız reel olarak 986 liraya düştü. Yani, eridi. Reel değerlerle gidelim. Şubat’ta (reel faiz yüzde 0,43) paranız 990,2 lira, Mart’ta da (reel faiz yüzde 0.43) 994.4 lira oldu. Nisan ayında ise faiz yine enflasyona yenik düştü ve paranız 990.6 liraya geriledi. Demek ki, neymiş? Ocak ayında yatırdığınız bin liranız, 4 ayda 9,4 lira eriyerek, 990.6 liraya gerilemiş. Şöyle de diyebiliriz: Sene başında bin liraya satılan bir ürünü fiyatı sabit bile olsa bugün artık alamıyorsunuz. İşte, reel bu anlama geliyor.
Geçmişe gidip, şöyle bir baktım. Çok eski değil, 15 yıl önce, 2000’li yılların başında, nominalde yüzde 90’ları, reelde de yüzde 30-35’leri bulan faizler vardı. O dönem bin lira yani, bir milyar yatırdığınızda, paranız sadece 6 ay içinde bir milyar 350 bin lira oluyordu. Ama son 4-5 yıldır faiz, reel olarak eksilerde seyrediyor, birikimi eritiyor.
Durum özetle, budur. Doları sorarsanız, tabloda reel getirisini bulabilirsiniz, geçen sene malum nedenlerden dolayı yüzde 17’ye yakın yatırımcısına getiri sağlamış. Diyeceğim o ki, 15 yıl önceyi artık unutup, bugün artık faiz, dolar sarmalından çıkmak gerekiyor.
Paylaş