Paylaş
OKUYUCULARIM bilir, sene başından bu yana yazılarımda, yerli ve milli reasürans şirketinin kurulacağını ve reasürans pazarında milli bir model uygulanacağını duyurmuştum. Türk Reasürans Anonim Şirketi, diğer bir adıyla da Türk Re, kuruldu. Şirketin Genel Müdürlüğüne de Selva Eren atandı. Eren, 10 yıla yakın sigorta pazarında olan, özellikle de reasürans pazarını iyi bilen bir isim. Geçen hafta Selva Eren ile bir araya geldik ve uzun uzun konuştuk. Açık söyleyeyim, başta sigortacılar olmak üzere ekonomi çevreleri, hatta yurtdışı piyasalar bile Türk Reasürans’ın neden kurulduğunu, ne yapacağını merak ediyor. Daha da önemlisi bu konuda uzun zamandır da ciddi spekülasyonlar yapılıyor. Eren, ile sohbetimizde tüm bunları konuştuk. Önce, bazı hususların altını çizeyim, sonra neler konuştuğumuzu paylaşayım.
Reasürans nedir, bilmeyenler için kısa bir bilgi de vereyim. Sigorta şirketleri, özellikle büyük sigorta işlerinde hasar ödemekte zorlanmamak ya da mali yönden sigortalanması mümkün olmayan riskler için prim ödeyerek, kendilerini sigortalatır, bir anlamda koruma satın alırlar. Buna reasürans denir. Hasar oluştuğunda da devreye reasürans şirketi ya da şirketleri girer ve hasarı öder. Genelde sigorta şirketleri dünyanın büyük reasürans şirketleri ile çalışır.
RAKİP OLMAYACAĞIZ
Türk Reasürans’ın sermayedarı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve şirket, 600 milyon lira sermaye ile kuruldu; bunun da 150 milyonu ödenmiş sermaye. Kuruluş amacı ise, reasürans adı altında yurtdışına giden paranın Türkiye’de kalmasını sağlamak. Ne yapacak, Türk Re? Ne yapmayacak ki. Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) yönetimini üstlenecek, Tarım Sigortaları Havuzuna (TARSİM) destek olacak. Peki, nasıl yapacak?
Selva Eren, sigorta şirketlerinin her sene yabancı reasürans şirketleri ile kapasite anlaşmaları yaptıklarını belirterek, Türk Re’nin yerel kapasiteyi artırıp, şirketlere destek olacaklarını söyledi. Bugün için Milli Reasürans’ın 26 şirkete bunu yaptığını hatırlatan Eren, “Milli Re, belli kapasite sağlıyor ama biz de ek bir kapasite sağlayacağız. Amaç, yurtdışına giden dövizi yurtiçinde tutmak. Şu anda reasürans yoluyla yurtdışına 8 milyar liralık bir devir söz konusu. Bizim hedefimiz bunun 1.2 milyar lirasını almak ve bu kadarlık bir rakamın Türkiye’de kalmasını sağlamak” dedi.
KAMUYU KULLANACAĞIZ
Selva Eren, bu konudaki yol haritasını da şöyle açıkladı: “Kamu sigorta şirketlerimiz var. 2019 sonuna kadar kamu şirketlerinin reasürans anlaşmalarından yüzde 17.5’luk payı biz devralacağız. Zaten bu şirketler Milli Re ile çalışıyorlar. Oradan kesip bize versinler demiyoruz, yabancı şirketlere devrettiklerinden kesip, bizden koruma almalarını istiyoruz. Kamu dışındaki sigorta şirketleri ile de benzer bir çalışma yapmak istiyoruz. Bu şirketler zaten yurtdışındaki kendi gruplarına Milli Re’yi kabul ettirmişler. Bizim de sermayedarımızın Hazine olmasından dolayı diğer şirketler de bizle çalışacaklardır. Görüştüğümüz şirketlerle de bu konuda mutabık kaldık. Şunu da belirteyim, biz Milli Re’ye rakip değiliz.”
Selva Eren, Türkiye’de Petkim, Botaş gibi büyük grupların sigorta işleri olduğunu ve bu işlerde sorunlar yaşandığına da değinerek, “Botaş her sene 40 milyon lira prim ödüyor. Bu korkunç bir rakam. Günün sonunda da bir hasar olduğundan istediklerini elde edemiyorlar. Biz, tüm bu kamunun şirketlerine risk değerlendirmesi ve risk yönetimi yapacağız, sonra bir sigorta paketi hazırlayıp, satacağız. Ciddi bir maliyet avantajı elde edilecek. Bunu sadece kamu sigorta şirketleri ile yapacağız diye bir şey söz konusu değil. Ama bu sigortaların çoğunu kamu sigorta şirketleri yapıyor zaten” Dedi.
KURULMAMIZDAN HUZURSUZ OLDULAR
Türk Re’nin kurulmasından dolayı yurtdışı reasürans pazarında huzursuzluk oluştuğunu vurgulayan Selva Eren, “Yurtdışı piyasalar Türkiye’de DASK’tan çok TARSİM’in reasüransı ile ilgileniyor. Çünkü TARSİM’de 2.5 milyar liralık bir büyüklükten bahsediyoruz ve bunun 1.2 milyar lirası yurtdışına devrediliyor. Orada da devreye girmemiz ile o para yurtdışına gitmeyecek. Hatta yurtdışına gitmesine bile gerek yok tamamını Türk Re olarak ben karşılarım” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizden kimsenin rahatsız olmasına gerek yok. Bizden en fazla rahatsız olacak bir-iki tane yabancı sigorta şirketidir. Mesela, Türkiye’de bir reasürans şirketi var, 90 milyon liralık reasürans işi yazıyor, bunun tamamını alıp yurtdışına götürüyor. Bu olmaz, belirli bir rakamı Türkiye’de bırakman lazım.”
2020’DE DASK’I DEVRALACAĞIZ
Selva Eren, 2020’de DASK’ın yönetiminin Türk Re’ye geçeceğini açıklayarak, şunları söyledi: “DASK, gerçek bir doğal afetler havuzu değil, sadece deprem içeriyor. Doğal afetler havuzu haline getirip, içine seli, seylabı da eklememiz lazım. Ayrıca konutlardan çok endüstriyel tesislere bu sigortayı vermemiz gerekiyor. Bugün DASK’ı yöneten bir operatör var ve 2020’nin Ağustos ayında sözleşmesi bitiyor. DASK, her yıl 1.2 milyar lira para topluyor, bunun 185 milyon lirasını yurtdışına reasürans koruması olarak gönderiyor. 2020’de DASK’ın operatörlüğünü biz alacağız, kurumu da bir hisse koyacağız, aradaki brokerleri kaldıracağız, reasürans işini biz yapacağız, belirli hisseyi kendi üzerimizde tutup, kalanını yurtdışından alacağız. Böylece kar etmiş olacağız.”
Paylaş