Paylaş
SİZLERLE ilginç bir araştırmayı paylaşacağım. Araştırmayı, Türkiye Sigorta Birliği (TSB), İpsos Şirketine yaptırdı. Konusu ise, 2017’de başlayan ve Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) katılımını sağlayan otomatik BES uygulaması. TSB, otomatik BES’te, cayma oranları beklenenin üzerinde seyredince –ki, geçen yıl sisteme girenlerin yüzde 55’i cayma hakkını kullanarak ayrıldı- bu araştırmayı yaptırdı; çıkanlar neden çıktı, kalanlar neden kaldı diye.
KEY KESİNTİSİ KÖTÜ ÖRNEK
Sistemde kalanlarla da çıkanlarla da 4 konuda ortak görüş bildirmiş. Birincisi, otomatik BES’in avantajlı ve bilinen tarafı, yüzde 25’lik devlet katkısı. İkincisi, sistemin en büyük dezavantajı emeklilik için 56 yaş sınırı. Üçüncüsü, 2 aylık cayma süresinin çalışanlar tarafından bir türlü anlaşılamaması. Dördüncüsü, işveren katkısının sistem için faydalı olacağı. Araştırmaya katılanların ortak noktada buluştuğu bir konu daha var; o da, otomatik BES’e olan güven. Geçmişte çalışanlardan kesilen Konut Edindirme Yardımı ve benzeri kesintiler, eski sigorta şirketlerinin yarattığı güvensizlik, Türk lirasında ve ekonomideki değişkenlik sisteme güveni zedeliyor. İlginç olan, bu güvensizliğini belirtenlerin tamamı sistemden ayrılırken, kalanların da aynı güvensizlikten şikayet etmeleri.
ÇALIŞANLAR NASIL BAKIYOR?
Sistemden çıkanlar ile kalanların otomatik BES’in temel özelliklerine yaklaşımı da farklı. Konuş başlıkları ile tek tek paylaşayım.
Yüzde 25 devlet katkısı: Çalışanlar, katkının, yüksek bir oran ve motive edici olduğunun farkında. Ancak devlet katkısı daha fazla olsa bile sistemde kalmayı etkilemeyeceği konusunda da görüş birliği var. Nedeni ise, yapılan kesinti nedeniyle maaşın düşmesi ki, sistemden ayrılışların temel nedeni olarak bu konu gösteriliyor.
1.000 TL’lik ek katkı: İki ayın sonunda sistemde kalanlara devletin verdiği bin liralık ek katkı pek önemsenmiyor. Katkının devletin kendini garantiye alma, karşısındakine bir şey kazandırmama eğilimine yönelik olduğu düşünülüyor.
2 aylık cayma süresi: Sistemin en hassas noktası. Çalışanlar 2 ay içinde çıkmazlarsa yatırdıkları anaparadan kayıplarının olacağını sanıyor.
56 yaş sınırı: Sistemin olumsuz algılanan özelliği, 56 yaşında emekli olunabilmesi. Çalışanlar emekliliği hak etmek için 56 yaşına kadar beklemek istemiyor. Tüm çalışanlar, devletin verdiği katkıları alabilmek için 56 yaşına kadar beklemeyi olası görmüyor. Daha açık bir anlatımla, otomatik BES, emekliliğe yönelik bir sistem olarak görülmüyor.
NEDEN AYRILDILAR?
- Maaş yetmiyor.
- Kredi borcu nedeniyle tasarruf yapılamıyor.
- 56 yaş emeklilik süresi uzun.
- Faiz almak inanca ters.
- Güven eksikliği.
- Fonların performansı düşük.
- Konut Edindirme Yardımı gibi geçmişte yaşanan kötü deneyimler.
- Türk Lirası’nın ve ekonominin değişkenliği.
- Devletin kaynak yaratmak için sistemi kurguladığı görüşü.
- 2 aylık cayma süresi içinde çıkılmazsa kayıp yaşanacağı algısı.
NEDEN KALDILAR?
- Az miktarla para biriktirme isteği.
- Yüzde 25’lik devlet katkısı.
- Emekli maaşına ek katkı yaratması.
- Devlet garantisi olması.
- Bireysel emeklilik sistemine güven.
- Sistemin şeffaf olması.
CAYMA SÜRESİ YANLIŞ ALGILANDI
HAZİNE Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Murat Kayacı, otomatik BES’in en büyük destekçisinin sisteme tanınan teşviklerle devlet olduğunu belirterek, “Katılımlar belli bir takvime göre gerçekleşiyor. İlk turun sonuçlarını gözlemleyip, sonraki süreçte kaç kişinin kaldığı, kaçının çıktığını değerlendirmek gerekiyor’’ dedi. Kayacı, algı araştırmalarında çıkan en temel sonucun cayma süresine yönelik olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Başlangıçtaki bu iki aylık süre, ‘bu süre içinde çıkarsak çıkarız, sonrasında çıkış hakkımız yok’ gibi algılanmış. Cayma süresi kişilerin, sistemden çıkmaları için tanınmış bir süre değil, anaparanın garanti edildiği bir dönem. Torba Kanunla, cayma süresini üç katına çıkarmak için otomatik katılımda revizyon yapacağız. Bu süreyi uzatırsak sistemi daha iyi anlatırız kişiler de paralarının değer kazandığını görür, bakış açıları değişir.”
Paylaş