Paylaş
Haksız da sayılmazlar... Yeni uygulama başlayalı bir ayı geçti, tek satır da olsa değinmedim. Açıkçası kim, nasıl sistemi anlatacak; yeni uygulamanın hangi tarafını ön plana çıkartacak diye gözlemledim. Tahminim de çıktı... Bir aydır gerek tanıtımlarda, gerekse de söylemlerde, sisteminin sadece devlet katkısı boyutu anlatılıyor... 100 lira yatır, 25 lira da devlet katkı yapsın.
Hatırlayın... 2010 yılında da bireysel emeklilik sistemini tanıtmak için, ‘100 lira getirene 125 lira’ kampanyası yapılmıştı. Amaç, vergi teşvikini kamuoyuna anlatmaktı. Slogan da şöyleydi: ‘Bireysel emekliliğe 100 lira yatırırsan, 25 lira vergi iadesi alırsın, cebin 75 lira çıkar, birikimin 100 lira olur’.
Aradan üç yıl geçti, sistem baştan sona değişti, ama söylem aynı... 100 lira yatır, 25 lira da devlet yatırsın, birikiminiz 125 lira olsun. Kabul ediyorum, hiç tartışmasız devlet katkısı, yeni sistemin en önemli boyutu. Ama kişilerin sisteme katılması ve bireysel emekliliğin geniş kitleler tarafından kabul görmesi için devlet katkısı tek kriter değil.
Eğer siz, bireysel emekliliği, salt devlet katkısından oluşuyor gibi gösterip; sistemi de sadece bu boyutu ile anlatmaya çalışırsanız... Kafalarda soru işaretleri doğuyor, kişiler ister istemez başka düşüncelere kapılıyor. Ne gibi mi?
KATKI KALKAR MI, ORAN DÜŞER Mİ?
Devlet katkısının devam edeceğinin garantisinin olup, olmadığı gibi... Yüzde 25’lik katkı oranının azaltılıp, azaltılmayacağı gibi... Ya da bireysel emekliliğin sadece yatırım enstrümanı olarak görülmesi gibi... ‘Devlet para veriyor, bu imkan kaçmaz eşim, çocuğum için de yatırayım; üç-beş sene sonra iyi para birikir, alırım’ düşüncesi gibi. Tabi bir de, ‘geçmişte para yatırıyordum, devlet teşvik veriyordu; şimdi para yatıracağım, devlet de para koyacak, emeklilik şirketi ne yapacak?’ sorusu var.
Peki, bu soruların cevapları var mı? Bir aydır süren sistemin tanıtımı ile bence, yok. Devlet katkısının garantisi ne? Yasa... Yasa değiştirilemez mi? Bal gibi değişir. Katkı oranı azaltılamaz mı? Bal gibi düşürülür. Bunu vatandaş bilmiyor mu? Herkesten daha iyi biliyor. O nedenle de ilk aklına bu sorular geliyor.
Gelelim, işin öbür boyutuna... Eğer siz, ‘sistemin en önemli tarafı devlet katkısı’ diyorsanız ve bu söyleme de devam edeceksiniz... Hatta bu katkı üzerinden kampanyalar yapacaksanız... O zaman vatandaşa da, devletin yatırdığı paraların tamamını 56 yaşından önce alamayacağını... Hele, ilk 3 yıl elini bile süremeyeceğini... 3 yıldan sonra alsa bile dişe dokunur bir tutar olmayacağını açık açık, bağıra bağıra söyleyeceksin. Hem de bunları, devletin yapacağı rakamsal katkıdan önce söyleyeceksin.
YENİ SİSTEM İYİ ANLATILMALI
Daha açık şöyle anlatayım... ‘100 lira yatır, 25 lira da devlet koyacak’ demeden önce, ‘bak kardeşim, bu 25 liralar senin emekliliği için, 56 yaşından önce alamazsın, almaya da kalkma’ diyeceksin. Diyeceksin ki, vatandaş da bu işin salt yatırım aracı olmadığını... Hangi sisteme, ne amaçla gireceğini bilsin.
Size, yeni başlayan sistemin avantajlarını ve neden girmeniz gerektiğini, bana göre önem sırasına göre özetleyeyim. Gelecek ve emeklilik adına tasarruf edip, birikim yapmak... Bu birikimleri düşük kesintiler ve yüksek getirilirle emeklilik şirketlerinden değerlendirmek... Ve tasarruf etmeniz için de devletin yüzde 25 katkıyla, sistemi desteklemesi.
Bana göre işin özü bu, bireysel emekliliğin özelliği de bu. Bu amaçla sisteme girerseniz... Yarın öbür gün devlet katkısı kalkmış kalkmamış, oran düşmüş düşmemiş şimdiden sorgulayıp, endişe etmenize gerek kalmaz. Önemli olan, sizin tasarruf edip, birikim yapmanız ve bu birikiminizi de emeklilik şirketlerinin yüksek getirilerle değerlendirmesidir. Bu gözle bakarsanız, 3-5 yıl sonra ya da 10 yıl sonra devlet katkısı kalksa da, oran düşse de, ‘devlet tasarrufuma katkı yaptı, bende bu imkandan yararlandım, birikimim arttı’ dersiniz; olur biter.
İşte o yüzden, devlet katkısına çok da fazla takılmayın diyorum.
Not: Cuma günü Hürriyet Gazetesi olarak ‘150 Soruda Bireysel Emeklilik Sistemi’ kitapçığı yayınlıyoruz. Bugüne kadar bana yönelttiğiniz ve yeni sistem hakkında merak ettiğiniz, kafanıza takılan tüm sorulara bu kitapçıkta cevap bulabilirsiniz.
Paylaş