Paylaş
Kimileri, ‘hani, bireysel emeklilikte devlet katkısı kalkmayacaktı, oran azalmayacaktı, ne oldu?’ diye soruyor; kimileri, ‘devlet katkısını savunup duruyordun bak, oranı azaltacaklarmış’ diye eleştiriyor.
Kimileri de, ‘biz sana söylemiştik, devlete güven olmaz, bu iş konut edindirme yardımına döner ama sen inanmadın’ diyor, kimileri ise, ‘bugün oranı azaltan yarın uygulamayı da kaldırır’ yorumunu yapıyor. Kimi okuyucular da, ‘zaten sistemin elle tutulur bir getirisi yok, devlet katkısı yüzünden girmiştik, oranı da azaltırlarsa neden sistemde kalayım?’ diyor.
Tüm bu eleştiri ve yorumların nedeni ise Maliye Bakanı’nın yaptığı açıklama. Geçtiğimiz günlerde Mehmet Şimşek, “Halihazırda yüzde 25 çok büyük oran. Bu şekilde zaten sürdürülemez. Kısa ve orta vadede azaltma planı yok ama sonsuza kadar da böyle devam edemez” diyerek, bireysel emeklilik sisteminde yüzde 25’lik devlet katkı oranının azaltılabileceğinin sinyalini verdi.
Okuyucular haklı, 2013 yılının başında devlet katkılı sistem başladığından beri sürekli, ‘devlet katkısı kalkar mı, oran düşer mi?’ sorularına muhatap oldum.
MEHMET ŞİMŞEK NE DEDİ?
Öncelikle şunu belirteyim, bugüne kadar yazılarımda, devlet katkısı hiçbir zaman kalkmaz ya da katkı oranı düşürülmez demedim. Şunu söyledim: Devlet katkısı yasayla getirildi ve oran da yasayla belirlendi. Bu uygulama da; her geçen yıl gittikçe azalan ülke tasarruf oranının bireysel emeklilik aracılığı ile artması için yapıldı. Yani devlet, emeklilik şirketlerinin kara kaşı, kara gözü için uygulamayı başlatmadı. Vatandaş, sistemi kullanarak, tasarruf etsin diye yapıldı ve yüzde 25 gibi de yüksek bir oranda katkı verildi.
Geçmiş yazılarımda da değindim; hiçbir uygulama baki değildir ve sonsuza kadar da sürmeyebilir. Yarın öbür gün bir başkası gelir ya da yararından çok zarar getirdiğine kanaat getirilip uygulama kaldırılabilir, katkı oranı da azaltılabilir.
Bugüne kadar bir görüşü daha savundum: Bireysel emeklilik sistemine, sadece devlet katkı yapıyor diye girilmesini doğru bulmadığımı, çünkü sistemde uzun süreli kalınmadığı müddetçe devlet katkısının kimseye bir yararı olmadığını, olayın tasarruf boyutuna odaklanılması gerektiğini de söyledim. Ve bugün de aynı görüşleri savunuyorum.
Ama Mehmet Şimşek’in açıklamasına dikkat edilecek olursa, ‘kısa ve orta vadede azaltma planımız yok’ diyor. Açıkçası ben bunu, bugünden yarına yüzde 25’lik katkı oranının azaltılmayacağı şeklinde okuyorum.
AÇIKLAMA ZAMANSIZ OLDU
Doğrudur, böyle bir açıklamanın yapılmış olması bile bana göre, talihsiz ve zamansızdır. Hele ki, devlet katkılı sistem başlayalı daha bir yıl olmuşken ve ister katkı için olsun ister tasarruf için; sisteme girenlerin sayısı her geçen gün artarken.
Daha açık şöyle anlatayım: Tasarruf oranı azaldığı için bir taraftan tüketimi kısıtlayıcı tedbirler alıp, vatandaş bireysel emeklilik aracılığı ile tasarruf etsin diye de sisteme dünyada benzerine olmayan katkı sağlarken; diğer taraftan daha uygulamanın meyvelerini bile toplamadan, tasarruflar artmadan, oranının azaltılacağını telaffuz etmek hem zamansız hem de talihsiz bir açıklamadır. Okuyucuların söylediği gibi, ‘yarın oranı düşüren, öbür gün devlet katkısını da kaldırır’ şüphesi uyandırır, kafaları bulandırır.
Son olarak şunu da belirteyim: Velev ki, iki sene sonra devlet katkısı yüzde 15 ya da yüzde 18’e düşürüldü. Hatta ondan üç-dört sene sonra da velev ki, devlet katkısı tümden kaldırıldı. Kendi yaptığınız tasarrufa devlet de 5-6 yıl boyunca fazladan para koyarak, katkı yapmış olur; bu sayede de cebinizden para çıkmadan birikiminiz artmış olur. Fena mı?
Paylaş