Paylaş
Eminim ki, birileri çıkıp, Atatürk’ün, bir şirketin reklam filminde kullanılmasını acımasızca eleştireceklerdir. Anadolu Sigorta’yı; Atatürk, üzerinden ticari çıkar sağlamakla suçlayacaklardır.‘Nasıl olur da, Atatürk’ün reklam filminde oynatılmasına sevginiz, saygınız izin veriyor’ diye söyleyeceklerdir. Nitekim, söylüyorlar, eleştiriyorlar da...
Elbette, herkes istediği gibi eleştiride bulunabilir. Eleştiri yapıcı olduğu müddetçe, kimsenin diyecek bir sözü yok. Sadece bu eleştirileri yapanlara sormak isterim... Konunun detayı iyi biliniyor mu? Resmin tamamı görülüyor mu? Bundan sonra anlatacaklarım da benim görüşüm.
Önce; bilmeyenler için, konunun detayından, daha doğrusu tarihten bahsederek başlayayım. Atatürk’ün girişimiyle 1924 yılında İş Bankası, ardından da 1 Nisan 1925’te yine, Atatürk’ün öncülüğünde Anadolu Sigorta kuruluyor. Ve İş Bankası ile İttihad-ı Milli Sigorta Şirketi ortaklığı tarafından, dörtte biri ödenmiş, 500 bin TL sermaye ile; İstanbul, Galata’daki Ünyon Han’da faaliyete başlıyor. İşte o Anadolu Sigorta, bugün 85. yılını kutluyor. Yine o Anadolu Sigorta, bugün kayıtlı sermayesi 500 milyon TL, ödenmiş sermayesi ise 425 milyon TL’ye ulaşmış bir sigorta devi.
Şimdi soruyorum... Atatürk’ün, kurduğu ya da kuruluşuna öncülük ettiği kaç şirket bugün ayakta ve faaliyetine devam ediyor? Kaç şirket, bugün kendi alanında bir dev haline gelmiş? Ve Atatürk’ün kurduğu kaç şirket, bugün yüzde yüz yerli sermayeli kalabilmiş? Bu soruların cevaplarını vermeye gerek var mı? Herkes çok iyi biliyor.
Erzurum-Pasinler
Gelelim, reklam filmine. Evet... İzlerken, tüylerim diken diken oluyor. Neden? Sadece, Atatürk’e olan hayranlığım ve milliyetçilik duygularım kabardığı için değil. Elbette bunlar da var... Ama resmin bütününü görüyorum. Nasıl mı? Anlatayım...
1924 yılında, Erzurum-Pasinler depreminde yıkılan köyleri, Mustafa Kemal Atatürk, kalabalık bir heyetle ziyaret ederken; yıkıntılar arasında, sessizce oturan yaşlı bir adama yaklaşıp, onunla sohbet ediyor... Yaşlı adam, zor duruma karşın vakur davranışları, devletten bir şey beklemeyen tokgözlülüğü ile Atatürk’ü duygulandırıyor. Bu olaydan altı ay sonra, Atatürk’ün talimatı ile Anadolu Sigorta kuruluyor. İşte reklam filmi bu olayı anlatıyor.
Düşünün... Bundan 85 yıl önce; Atatürk, sigortacılığın temellerini atıp, şirket kurduruyor.
Bugün bile, halkın çoğunluğunun kaderci yaklaşımından dolayı önemsemeyip,‘aman canım sen de’ dediği, ‘Allah’ın işine ne karışılır’ diye baktığı sigortacılığı; Atatürk, 85 yıl önce, deprem sonrası gündeme getirip, şirket kurulması için talimat verebiliyor. Şimdi soruyorum... Buna ileri görüşlülük denmez de ne denir?
Resmin tamamı
Daha bitmedi... Bugün bir depremde, vatandaş, ‘nerede bu devlet, bize yardım etsin’ diye feryat ederken; bundan 85 yıl önce halkın, devletten bir şey istemeyen gururlu yaklaşımına ne demeli... Peki ya, Atatürk’ün, yıkıntıları gezerken, “Bu sorunu çözeceğiz” diyerek, sigorta şirketi kurdurmasına... Atatürk, yıllar öncesinde, depremin yol açtığı zararı devletin karşılayamayacağını, bu işin sigortacılık sistemi ile çözülebileceğini görmüş...Ama 85 yıl sonra, bu ülkeyi yönetenler, maalesef bunu halen göremiyor ve her depremde, “Korkmayın devlet baba yanınızda, en kısa sürede yaralarınız sarılacak” diye popülist yaklaşımlar sergileyebiliyor.
İşte, resmin bütününü görmek böyle bir şey. Yeter ki, görmek isteyin. Yoksa, konu birilerinin söylediği gibi ne deprem sigortası... Ne de Atatürk’ü reklamda gösterip, ticari amaç gütmek.
Önemli olan, reklam filminin verdiği mesaj ve anlatılmak istenen. Bunu; kimileri, 85 yıl önce büyük bir deprem sonrası, sigorta şirketinin temellerinin atıldığı ve doğal afetlerin yol açtığı yıkıntının sigorta sistemi ile giderileceği şeklinde algılar. Kimileri ise, ‘Vay efendim Atatürk’ü nasıl reklam filminde oynatırsınız... Sevgiye, saygıya yakışıyor mu’ diye...
Elbette, herkes istediği gibi algılayıp, yorumlamakta serbest. Ben, bu şekilde algıladım. Size de tavsiyem, Anadolu Sigorta’nın reklam filmini bir de bu gözle seyretmenizdir.
Paylaş