Noyan Doğan

Maaş zammı sonrası sigortacılardan da artış sinyali geldi: Trafik sigortasına asgari ücret ayarı

27 Haziran 2023
Asgari ücretin yüzde 34 oranında artarak net 11 bin 400 TL’ye çıkmasının ardından 26 milyon sürücüyü ilgilendiren trafik sigortasında da fiyatların artması bekleniyor. Sigortacılar, ücretlerdeki artışın trafik sigortasında da maliyeti yüzde 40 artıracağını belirtiyor. Dolayısıyla maliyet artışları belki hemen değil ama iki-üç ay sonra trafik sigortası fiyatlarına da yansıyacak.

Asgari ücretteki artış sonrası hangi sigorta şirketi yöneticisiyle konuşsam, ‘yandık, bittik’ diye feryat ediyor. Sanırım, asgari ücretteki artıştan tek memnun olmayan kesim sigortacılar. Aslında bu memnuniyetsizlik bir süre sonra 26 milyon sürücünün sorunu olmaya başlayacak. Çünkü her asgari ücret artışı sonrası trafik sigortasının fiyatı da artıyor. Asgari ücretle trafik sigortasının ne alakası var diyeceksiniz. Şöyle ki, trafik sigortasından ödenen; halk arasında bilinen adıyla vefat tazminatı, bir başka adıyla da destekten yoksun kalma tazminatı asgari ücrete göre belirleniyor ve asgari ücretteki artışlar birebir trafik sigortasının maliyetine yansıyor. Destek gelir anlamına geliyor, gelir de asgari ücret üzerinden hesaplanıyor. Sadece vefat tazminatı değil trafik sigortasından ödenen sakatlık tazminatının hesaplaması da yine asgari ücret üzerinden yapılıyor.

MALİYETLER ARTACAK

Sigortacılar bir hesap yapmış; asgari ücretin yüzde 34 artarak 11 bin 400 liraya çıkması, trafik sigortasında maliyeti en az yüzde 40 artıracak. Çok da kafanızı yormadan, biraz trafik sigortası ile ilgili rakamlar vereyim ki, daha net anlaşılsın. Rakamlar, 2023’ün Ocak-Mart dönemine ait. Yılın ilk üç ayında sigortacılar trafik sigortasında, toplam 9 milyar lira tazminat ödemişler. Bunun 5.4 milyar lirası maddi, 437 milyon lirası vefat, 1.7 milyar lirası da sakatlık tazminatı. Rakamlar az geldi değil mi? Devam ediyorum. Belirttiğim gibi sigortalı veya yakınları ile sigorta şirketlerinin anlaşamayıp da mahkemelere intikal eden ve şirketlerin ‘ileride ödeyeceğiz’ diye kenara ayırdıkları tazminatlar var. Davalar sonuçlandıkça bunlar ödenecek. Bu çerçevede de toplam ödenecek tutar 24 milyar lira. Bu 24 milyarın 3.2 milyarı vefat, 11.6 milyar lirası da sakatlık tazminatlarından kaynaklanıyor.

2.7 MİLYAR ZARAR

İşte, şirketlerin ödeyecekleri 15 milyar liralık vefat ve sakatlık tazminatları asgari ücret artışı ile 20 milyar lirayı geçti. Toplamda şirketlerin ödedikleri ve ödeyecekleri tazminat tutarı 32.6 milyar liraydı, 1 Temmuz tarihinden itibaren bu tutar asgari ücret artışı ile 38 milyar lirayı geçecek. Peki, aynı dönemde sigortacılar, sattıkları trafik sigortasından toplam ne kadar prim almışlar? 17.5 milyar lira. Yani, 17.5 milyar lira prim almışlar, ödeyecekleri tazminat ise 38 milyar lira. Bundan dolayı da 2023’ün ilk üç ayında sigorta şirketleri trafik sigortasında 2.7 milyar lira zarar açıkladı. Ne mi demek istiyorum? Asgari ücretteki yüzde 34’lük artış, belki hemen değil ama iki-üç ay sonra trafik sigortası fiyatına yansıyacaktır. Özeti, önümüzdeki dönemde trafik sigortasının fiyatı artarsa şaşırmayın.

ÜCRET ARTIŞI NEDEN ÖNEMLİ

Trafik sigortasından ödenen vefat tazminatı konusunda maalesef taraflar aralarında anlaşamıyor. Trafik kazasında hayatını kaybedenlerin yakınları sigorta şirketinin ödediği tazminatı beğenmiyor, konu mahkemelere intikal ediyor. Şunu belirteyim, vefat tazminatı anlaşmazlıklarının neredeyse yüzde 80’i mahkemelerde çözülüyor. Davalar da iki üç yıl, hatta daha uzun sürüyor. Mahkemenin hükmettiği tazminat tutarı da o günkü asgari ücret üzerinden ödeniyor. Örneğin, üç yıl önceki trafik kazasında bir veya birkaç kişi vefat etti, anlaşmazlık da hukuka yansıdı; mahkeme, vefat tazminatının, bugünkü asgari ücret üzerinden yani, 11 bin 400 lira üzerinden hesaplanıp sigorta şirketi tarafından ödenmesine hükmediyor. Oysa kazanın yaşandığı yıldaki asgari ücret 2 bin 943 liraydı ve o dönem vefat tazminatlarının 2 bin 943 lira üzerinden hesaplanacağı dikkate alınarak trafik sigortasının primi belirlenmişti. Şimdi ise sigorta şirketi destekten yoksun kalma tazminatı hesabını 11 bin 400 lira üzerinden hesaplayıp ödemek durumunda. İşte, sigortacıları isyan ettiren konu da bu. Haliyle, ‘biz böyle bir prim almadık ki, ödeyelim’ diyorlar.

Yazının Devamını Oku

100 günlük süre EYT’liler için neden önemli

23 Haziran 2023
EYT’den emekli olmak için başvuru yapıp çalıştıkları işyerlerinden ayrılanlardan bazıları hâlâ emekli olamadı. 100 günlük yasal süre de dolunca bu vatandaşlar devletin sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanamaz hale geliyor.

Bir haftadır, EYT’ye başvurup da halen emekli olamayan okuyuculardan çokça şikâyet almaya başladım. Devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanıp yararlanamayacaklarından endişe ediyorlar. Kimi okuyucular, sağlık hizmetinden yararlanamadıklarını, ilaç giderlerini devletin karşılamadığını da yazıyor. Şunu belirteyim, bu sorun EYT’den emekli olmak için başvurup çalıştığı işyerlerinden ayrılanları kapsıyor. EYT’ye başvurup da çalışmaya devam edenler için böyle bir sorun yok. Endişe duymakta da haklılar, çünkü 100 günlük süre dolmak üzere, hatta kimileri için doldu bile. Sorun nereden kaynaklanıyor, anlatayım.

Nüfusun tamamı zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında sağlık hizmeti alıyor. Çalışan ve emekliler SGK’ya bağlı olduklarından bakmakla yükümlü oldukları kişilerle birlikte GSS kapsamında devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanıyor. Herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında olmayanlar, sigortalı işte çalışmayanlar ise GSS primlerini kendisi ödeyip, hem kendileri hem de aileleri için sağlık hizmeti alıyorlar. Emeklilik için gerekli şartları taşıyıp emekliliğe başvuranlar, emekli aylığı bağlandıktan sonra hiçbir şart aranmadan genel sağlık sigortası kapsamına giriyor ve aileleri de dahil devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanıyorlar.

SAĞLIK HİZMETİ ALAMAZSINIZ

Peki, işten ayrılan ya da işten çıkarılanların durumu ne? Çalışanın, işten ayrılmadan önceki SGK’ya yatırılan prim gün sayısına göre GSS’den yararlanmak şartları da değişiyor. Madde madde anlatayım.

- Çalışan işten ayrıldıktan sonra, yani işyerinden çıkışı verildikten sonra, ayrılış tarihinden itibaren 10 gün boyunca sigortalılığı geçerli sayılıyor ve devletin sunduğu sağlık hizmetinden ailesiyle birlikte yararlanabiliyor. 10’uncu günden itibaren sigortalılığı düşüyor.

-Eğer sigortalının son bir yıl içinde 90 gün sigortalılığı varsa, yani bir yıl içinde 90 gün prim yatırılmışsa; işten ayrıldığı tarihten itibaren 100 gün boyunca GSS sisteminde oluyor ve hem kendisi hem de ailesi devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanabiliyor.

-Son bir yıl içinde 90 gün primi olup da işten ayrıldıktan sonra 100 gün GSS sisteminde olanlar, 100 günün sonunda; geçmiş bir yılda 90 gün primi olmayıp da 10 gün sağlık hizmetinden yararlananlar 10’uncu günün sonunda; SGK tarafından genel sağlık sigortası sisteminde olmaya devam ediyorlar, ancak adlarına prim borcu işlemeye başlıyor. Daha açık bir anlatımla; 100’üncü ve 10’uncu günün sonunda artık kişiler ceplerinden her ay prim ödeyerek devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanmak durumundalar. GSS’de zorunlu olduğundan, primler ödenmezse bu sefer SGK’ya prim borcu ortaya çıkıyor.

İşten ayrılıp da EYT’ye başvuran, halen de emekli olamayanlar şu sıralar devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanmama riski ile karşı karşıya.

Yazının Devamını Oku

Asgari ücretle her şey değişti

22 Haziran 2023
Asgari ücretteki yüzde 34.04’lük artış sosyal güvenlikteki tüm alanları etkileyecek. Yeni asgari ücretle birlikte; doğum ve askerlik borçlanmasından işsizlik maaşına, genel sağlık sigortası priminden isteğe bağlı sigortalılık ödemelerine, Bağ-Kur primlerinden 65 yaş aylığına kadar tüm ödemeler de artacak.

2023 yılı temmuz-aralık dönemini kapsayan asgari ücret açıklandı. Buna göre asgari ücret yüzde 34.04 artarak, brüt 13.414.50 liraya, net 11.402.32 liraya çıktı. Asgari ücretin işverene maliyeti de 16.432.76 lira oldu. Asgari ücretteki yüzde 34.04’lük artış sosyal güvenlikteki tüm alanları etkileyecek. Yeni asgari ücretle birlikte; doğum ve askerlik borçlanmasından işsizlik maaşına, genel sağlık sigortası priminden isteğe bağlı sigortalılık ödemelerine, Bağ-Kur primlerinden 65 yaş aylığına kadar tüm ödemeler de artacak. İşte, o değişiklikler.

ASGARİ ÜCRET PARAMETLERİ: Yeni asgari ücretle günlük kazanç alt sınırı 447.15, aylık kazanç alt sınırı 13.414.50, günlük kazanç üst sınırı 3.353.63, aylık kazanç üst sınırı 100.608 lira oldu.

İŞSİZLİK MAAŞI: Çalışanın adına son dört ay içinde SGK’ya bildirilen prime esas kazanç dikkate alınarak işsizlik maaşı hesaplanıyor. Sigortalının ortalama brüt kazancının yüzde 40’ı kadar maaş ödeniyor. En fazla işsizlik ödeneği ise aylık brüt asgari ücretin yüzde 80’ini geçemiyor. 2023 yılı ikinci yarısında uygulanacak en düşük işsizlik maaşı 5.365.80 lira, en yüksek işsizlik maaşı ise 10.731.60 lira olacak.

SAĞLIK PRİMİ: Aynı hanede yaşayan ailede kişi başına düşen gelir, asgari ücretin üçte birinin altında olanlar gelir testine girecek ve düşük olduğu tescil edilirse GSS primlerini devlet karşılayacak. Geliri asgari ücretin üçte birinin üzerinde olanlar asgari ücretin yüzde 3’ü üzerinden GSS primi ödüyor. 2023’ün ikinci yarısında genel sağlık sigortası için aylık 402 lira, yıllık da 4.829 lira prim ödenecek.

İSTEĞE BAĞLI SİGORTA PRİMİ: İsteğe bağlı sigortalılıkta ödenecek prim kişiye bağlı. Ancak belirli bir sınırlama var. En az brüt asgari ücretin yüzde 32’si, en çok da yine brüt asgari ücretin 7.5 katının yüzde 32’si kadar. Yeni asgari ücretle birlikte isteğe bağlı sigorta yaptıracaklar aylık en az 4.292.64 lira prim ödeyecekler. Primlerini yüksekten ödemek isteyenler ise 32.194.80 lira yatıracaklar.

BAĞ-KUR PRİMLERİ: Bağ-Kur sigortaları temmuz ayından itibaren aylık en az 4.628 TL ödeyecek. Tarım Bağ-Kurlularının ise ödeyecekleri en düşük prim tutarı 4.628 TL olacak.

YAŞLILIK AYLIĞI:

Yazının Devamını Oku

Ucuz borçlanma için son günler

21 Haziran 2023
YENİ asgari ücret belli oldu. Yüzde 34 artış yapılarak, yılın ikinci yarısından itibaren asgari ücret brüt 13.414 lira, net 11.402 lira oldu.

Asgari ücretteki artış borçlanma tutarlarını da artıracak. O nedenle de 1 Temmuz’da uygulanacak asgari ücret öncesi, yani tam da bugünlerde çalışanlar, ucuz borçlanma fırsatından yararlanabilirler.

Tüm çalışanlar, çalışamadıkları döneme ait sosyal güvenlik primlerini sonradan borçlanarak ödeyebiliyor, ki buna hizmet borçlanması deniliyor. Hizmet borçlanması yapılarak, emeklilikte ödenmesi gereken prim gün sayısını öne çekmek ve bu sayede de erken emekli olmak mümkün. Nitekim milyonlarca çalışan EYT düzenlemesinden borçlanma yaparak yararlandı. Halen EYT için başvurmayanlar var ve bu kişilerin bir kısmı da prim gün eksikliklerini borçlanarak tamamlamak durumundalar.

DOĞUM, ASKERLİK BORÇLANMASI

En yaygın borçlanma, doğum ve askerlik borçlanması. Hem doğum hem de askerlik borçlanması asgari ücrete göre belirleniyor ve asgari ücretteki artışa paralel borçlanma miktarı da artıyor. Borçlanma karşılığında ödenecek en düşük tutar; asgari ücretin yüzde 32’si, en yüksek tutar da asgari ücretin yüzde 32’sinin 7.5 katı. Çalışanlar bu rakamlar arasında kendi belirledikleri tutar üzerinden borçlanabilir. Kadın çalışanlar bir çocuk için 720 gün, iki çocuk için 1.440 gün, üç çocuk için 2.160 gün üzerinden borçlanabiliyor. Askerlik borçlanması ise en fazla askerlik süresi kadar yapılabiliyor ki en uzun askerlik borçlanma süresi 540 gündür.

Bugün borçlanma yapılacak olsa günlük en düşük borçlanma tutarı 106 lira, aylık da 3 bin 202 lira. En yüksek borçlanma tutarı ise günlük 800, aylık 24 bin lira. Bu çerçevede temmuz başına kadar askerlik borçlanması yapacak bir kişi, 12 ay askerlik yapmışsa ve bunun tamamını borçlanırsa ve en düşük tutardan borçlanmak isterse; ödeyeceği tutar 38 bin 424 lira. Yok bu kişi, emeklilikte alacağım maaşa da katkı yapsın deyip, en yüksek tutardan borçlanmak istiyorsa; 12 ay için ödeyeceği tutar 288 bin TL.

NE KADAR ÖDEYECEKSİNİZ

Kadın çalışan ise temmuz başına kadar borçlanacak olursa ve bunu da en düşük borçlanma tutarı üzerinde yapmak isterse; bir çocuk için 720 gün üzerinden en düşük 76 bin 320 lira, iki çocuk için 1.440 gün üzerinden 152 bin 640 lira, üç çocuk için 2.160 gün üzerinde 228 bin 960 lira ödeyecek.

TEMMUZDA ARTACAK

Yazının Devamını Oku

15 milyon BES katılımcısına tavsiyeler, hemen değiştirin

19 Haziran 2023
Birkaç aydır piyasalarda ciddi değişim yaşanıyor. Mevduat faizi artıyor, son birkaç haftadır da döviz piyasası yukarı yönlü hareket ediyor.

Gözler, 22 Haziran’da toplanacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun alacağı faiz kararında. Hal böyle olunca birikimlerin değerlendiği yatırım enstrümanları ve getirileri de değişiyor. Bu durum BES katılımcılarını da yakından ilgilendiriyor. Tavsiyelere geçmeden önce kısa bir BES özeti yapayım.

HİSSE Mİ, ALTIN MI, DOLAR MI?

Son verilere göre, BES’te toplam fon büyüklüğü 530 milyar lirayı aştı. Ama yatırım, ama emeklilik için birikimlerini BES’te değerlendirenlerin sayısı da 15 milyon kişiyi geçti. Dolayısıyla son dönemde piyasadaki hareketlilik 15 milyon kişinin birikimlerini etkiliyor. Peki, böyle bir ortamda tasarrufları hangi fonlarda değerlendirmek lazım? Yazacaklarım yatırım tavsiyesi niteliğinde değil, bilgi amaçlıdır. Genel bir resmi çizersek, tahmin ediyorum daha iyi anlaşılacak.

2023 İLE HER ŞEY DEĞİŞTİ

2022 yılında BES’in getirisi enflasyonun 4 puan üzerinde yüzde 68.27 oldu. Bu, tüm emeklilik fonlarının toplamının ortalama getirisi. Buna karşın geçen sene hisse senedi ağırlıklı fonları tercih edenler, yüzde 213 (enflasyonun 149 puan üzerinde), içinde kamu ve özel sektör borçlanma araçlarının da olduğu piyasa koşullarına göre esnek yönetilen değişken fonları tercih edenler de yüzde 172 arasında (enflasyonun 107 puan üzerinde) getiri elde ettiler. Mesela, geçen sene, ağırlıklı dövize, yani dolara yatırım yapan fonlar ile altına yatırım yapan fonları tercih eden BES yatırımcılarının birikimleri ciddi eridi. Öyle ki, altın fonlarını tercih edenler enflasyonun 19 puan altında, dolara yatırım yapan fonları tercih edenler ise enflasyonun 23 puan altında getiri elde ettiler.

2023 başı itibarıyla da her şey değişti. 1 Ocak-1 Mayıs tarihleri arasında emeklilik fonlarının getirisine baktığımızda, enflasyonun üzerinde getiri sağlayan tek fon, altın fonları oldu. 5 aylık dönemde altının getirisi yüzde 18 oldu ki, bu da 5 aylık yüzde 15’lik enflasyonun 3 puan üzerinde getiri demektir. Aynı dönemde başta hisse olmak üzere tüm fonların getirisi enflasyonun çok altında kaldı. Hele ki, geçen seneki alışkanlıkla hisse fonlarında kalmaya devam edenlerin tasarrufları yüzde 9 eridiği gibi, enflasyonla mukayese edildiğinde kayıp yüzde 34’leri buldu. Mesela, 5 ayda dolar ağırlıklı fonları tercih edenler yüzde 6 getiri sağladılar ama enflasyon karşısında birikimler eridi.

BİRİKİMLERİNİZ ERİYOR

Mayıs ayı ile birlikte BES’te getirilerde yine her şey değişti. Bu sefer sahneyi dolar aldı. Mayıs ayından bu yana dolar ağırlıklı (kamu dış borçlanma) fonların getirisi yüzde 22 oldu ki, son bir ayda enflasyonun yüzde 0.04 olduğu hesaba katıldığında; sadece bir ayda getiri yüzde 22’ye yakın oldu. Aynı dönemde altın fonunun getirisi de yüzde 18.6 ile enflasyonun çok çok üzerinde BES katılımcısına getiri sağladı. Sene başından haziran ayı ortasına kadar geçen sürede de hem altın hem de dolar ağırlıklı fonları tercih eden katılımcıların birikimleri 5.5 ayda yüzde 30’larda arttı.

Yazının Devamını Oku

Fiyat son bir ayda yüzde 139 arttı... Bu gidişle kasko yaptırmak hayal mi olacak?

16 Haziran 2023
DÖVİZDEKİ artışla birlikte son bir haftadır okuyuculardan şikâyet üzerine şikayet alıyorum.

Şikâyetin konusu, kasko sigortası. Sigorta şirketlerinin kasko fiyatlarında fahiş artışa gittiklerinden yakınan okuyucular, ‘bu gidişle kasko yaptırmak hayal olacak’ diye de yakınıyor. Öyle ki, kimi sigortacılar bile kasko fiyatlarının en az üç-dört katına çıktığından, son 30 yıldır böyle bir fiyat artışı görmediklerinden yakınıyor. Kasko fiyatındaki artış bugünün konusu değil. Son iki senedir fiyatlar artıyor ve son iki senedir de tüketici şikâyetçi.

Mesela geçen senenin ortalarında kaskoda fiyat artışı yüzde 125 olmuş. Yine geçen senenin aralık ayında yüzde 285 artış ile neredeyse rekor kırılmış. 2021 yılında ortalama fiyatlar 5-6 bin liralardayken, geçen senenin sonunda ortalama fiyat 20 bin liralara yükselmiş. Araca, modele, yılına göre bunun çok üzerinde fiyatlar elbette var; hatta 60-70 bin liraların çok üzerinde kasko poliçesi de var. Peki, bu sene ne olmuş? Ona da baktım. Nisan-Mayıs aylarında kaskoda fiyat artışı yüzde 139 olmuş. Kurdaki son ataktan sonra kaskodaki fiyat artışının bunun üzerinde olacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.

SİGORTACILAR DA YANILDI

Peki, ne oluyor da fiyatlar bu kadar artıyor? Enflasyon, döviz; bunlar kaskoda fiyat artışının klasik nedenleri. Ama asıl kasko primini etkileyen iki unsur var. Birincisi, otomobil fiyatlarındaki artış. Çok iyi hatırlıyorum, geçen senenin sonunda kaskoda fiyatlar yüzde 285’lere kadar fırladığında, sigortacılara, ‘fiyat daha da artacak mı?’ diye sorulmuş; cevap, ‘artık otomobil piyasası da kaskodaki artış da doyuma ulaştı, bundan sonra fiyatlar düşüşe geçer’ olmuştu. Herkes yanıldı. Otomobil o tarihlerde de yatırım aracı haline gelmişti, şimdilerde daha da yatırım aracı oldu. Hatta dolardan, altından daha değerli hale geldi.

HEM ARTIYOR HEM ARTMIYOR

Bugün piyasada en donanımsız, en ucuz aracın fiyatı 700-800 bin liradan aşağı değil ki, bu araçların fiyatı geçen seneler 300-400 bin liralardaydı. İkinci el araçlarda da durum farklı değil. En çok satan ikinci el araçların fiyatları son bir senede ortalama yüzde 85 artmış. Geçen senenin bu dönemlerinde ikinci elde ortalama fiyat 400 bin liralardayken, şimdilerde 750 bin liranın üzerine çıkmış. Bazı modellerde bu artış yüzde 120’lerde. Son günlerde dövizdeki artış nedeniyle sıfır araçlara sadece bu ay yüzde 8’in üzerinde zam geldi.

Araç fiyatlarında son bir-iki senede yüzde 100, kimi araçlarda yüzde 200’lere varan artışlar varken; kaskoda fiyatın artmamasını beklemek, en iyi ihtimalle saflık olur. Geçen sene 350 bin liralık araç ortalama 15 bin liraya sigortalanırken, şimdilerde aynı aracın değeri 700-800 bin liraya çıktıysa, kaskosunun da 15 bin lira olmasını kimse beklemesin. Aslında kaskonun fiyatı artmıyor, araç bedeline göre kasko fiyatı da güncelleniyor.

BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR

Yazının Devamını Oku

Stajyer maaşı asgari ücret kadar olur mu

15 Haziran 2023
Okullar kapanıyor, staj kâbusu başlıyor. İşyerleri zorunluluğa ve devlet teşvikine rağmen stajyer almaktan kaçınıyor. Oysa 10 ve üzerinde çalışanı olan her şirket buna mecbur. Stajyerlerin alacağı ücret personel sayısı 20 ve üzeri olan işyerlerinde 2 bin 552 lira, 20’nin altında olan işyerlerinde 1.276 liranın altına düşemez. Mühendislik stajlarında ise işletmeler çalıştıracağı stajyere 2 bin 977 lira ödemek zorunda.

YAZ sezonunun yaklaşması ve okulların kapanmasıyla birlikte öğrencilerin staj kâbusu da başlıyor. Kâbus diyorum çünkü; işyerleri için stajyer çalıştırma zorunluluğu ve devletin de bu konuda desteği olmasına karşın süreç o kadar kolay işlemiyor. Birçok işyeri bu zorunluluktan kaçmaya çalışıyor. Eminim şu sıralar çoğunuz, “Tanıdığın işyeri varsa arkadaşın çocuğu staj yapacak, aracı olur musun?” sorusunu duyuyordur. Sorunun çözümü için de üç yıldır Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi, Ulusal Staj Programı uygulamasını yürütüyor. Önce, hangi işletmeler için stajyer çalıştırma zorunluğu var, çalıştırılacak stajyere ne kadar ücret ödenmeli, devlet desteği ne kadar; konularına değineyim, sonrasında Ulusal Staj Programı hakkında bilgi vereyim.

YASALAR NE DİYOR

Meslek lisesi, meslek yüksekokulu ve üniversite öğrencilerinin zorunlu olarak staj yapmaları gerekiyor ki, mezun olabilsinler. 10 ve üzeri personele sahip işyerlerinin de stajyer çalıştırma zorunluluğu bulunuyor. Çalıştırılacak stajyer sayısı işletmenin personel sayısının yüzde 5’inden az, yüzde 10’undan fazla olamıyor. Zorunluluk yerine getirilmezse ne olacak? 20 ve üzeri personel çalıştıran işletmeler asgari ücretin üçte ikisi tutarında; 20’den az çalışanı olan işletmeler de asgari ücretin üçte biri tutarındaki parayı; her bir öğrenci için mesleki eğitime katkı payı olarak ödemek durumunda ki, bugünkü asgari ücretle bu tutar 2 bin 833 lira ediyor. 20 ve üzeri personel çalıştıran işletmeler için de bu tutar 5 bin 666 lira.

850 TL’LİK DEVLET DESTEĞİ

Peki, stajyerlere ne kadar ücret ödenecek? Personel sayısı 20 ve üzeri olan işyerleri çalıştırdıkları her bir stajyere net asgari ücretin yüzde 30’u kadar ücret ödemek durumunda. Bugünkü asgari ücrete göre de bu tutar 2 bin 552 lira. Personel sayısı 20’nin altında olan işletmeler ise çalıştırdıkları her bir stajyer için asgari ücretin yüzde 15’inden (bin 276 lira) az ücret ödeyemez. Mühendislik stajlarında ise işletmeler çalıştıracağı stajyere 2 bin 977 lira ödemek zorunda. Stajyerlere ödenen ücrete ciddi de devlet desteği bulunuyor.

Şöyle ki; 20’den fazla çalışanı olan işyerlerinin çalıştırdıkları her bir stajyer için ödedikleri ücretin üçte birine devlet destek oluyor. 20’den az çalışanı olan işyerlerinde ise devlet desteği ücretin üçte ikisi oranında. Daha açık bir anlatımla, 20’den fazla personeliniz varsa, çalıştırdığınız her bir stajyere ödeyeceğiniz 2.552 liranın 850 lirasına devlet destek oluyor, böylece cebinizden 1.702 lira çıkıyor. 20’den az personeliniz varsa, çalıştırdığınız her bir stajyere ödeyeceğiniz 1.276 liranın yine 850 lirasına devlet destek oluyor. Devlet desteği de işverenlere, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödeniyor.

PRİMİ İŞVEREN ÖDEMİYOR

Stajyerler için iş kazası, meslek hastalığı ve genel sağlık sigortası primi ödeniyor ve bu primler okulları tarafından karşılanıyor. İşverenin prim ödeme yükümlülüğü bulunmuyor. Zorunlu staj yapmasına gerek olmayan, tecrübe edinmek için kendi isteğiyle staj yapanların yine iş kazası, meslek hastalığı primlerinin işveren tarafından ödenmesi gerekiyor.

Yazının Devamını Oku

Bayram tatili ve yıllık izin hakkında merak edilenler

14 Haziran 2023
Kurban Bayramı tatili yaklaşıyor. Bu sene tatil, 28 Haziran Çarşamba günü başlayacak, dört gün sürecek, 1 Temmuz Cumartesi günü son bulacak.

Yapılan açıklama ile 26 Haziran Pazartesi ve 27 Haziran Salı günü idari izin kapsamına alındı. Böylece hafta sonu da dahil 9 gün bayram tatili fırsatı doğdu. Peki, idari izinden kimler yararlanacak, tüm çalışanlar 9 gün bayram tatili yapabilecek mi? Bu vesile ile yaz sezonuna girildi, 16 Haziran’da da okullar yaz tatiline gireceğinden yıllık izin konusuna da değineyim.

Bayram tatili 9 güne çıktı ama bu sadece devlet memurları için. Neden? Çünkü idari izin sadece kamu kurumlarında çalışanları ilgilendiriyor; özel sektör çalışanlarını kapsamıyor. Memurlar, devlet dairelerinde çalışanlar, belediye çalışanları 26-27 Haziran tarihlerinde idari izinli sayılacaklar ve bu kesim için tatil 9 gün olacak. Özel sektör çalışanları ise 26 Haziran Pazartesi tam gün, 27 Haziran Salı günü yarım gün (arife olduğu için) çalışacaklar. Yani, özel sektör çalışanları için bayram tatili 27 Haziran Salı öğlen başlayacak, 1 Temmuz Cumartesi günü son bulacak; toplamda 5.5 gün tatil yapacaklar.



Şunu da belirteyim, idari izin, kişinin çalıştığı kurum tarafından verilen izin anlamına da geliyor. Kimi özel şirketler isterlerse çalışanlarına bu bayramda idari izin verebilir ve tatili 9 güne çıkartabilir. Bu durumda çalışan açısından, maaş ve yıllık izin anlamında bir hak kaybı yaratmaz. İşveren, idari izin uygulamazsa, çalışan, 26-27 Haziran tarihlerinde, iki günlük izin kullanarak, bayram tatilini 9 güne çıkartabilir.

ÇALIŞANLARIN 

Yazının Devamını Oku