Ağustos ayına ait maaşları da önümüzdeki günlerde hesaplarına yatacak. Zam oranı açıklanır açıklanmaz dul ve yetimlerin zamlı maaş listesini yayınlamıştık. Ancak o günden bu yana özellikle dul ve yetim aylığı alan okuyuculardan çokça soru geliyor. Kimileri eksik maaş aldığını, kimileri yeni zam oranının yansımadığını söylüyor. Kimileri de en düşük aylık konusunda sorular soruyor. Hepsine açıklık getireyim. SGK, 4/A ve 4/B kapsamında gelir ve aylıkların alt sınırını belirledi ve bunu da bir yazı ile duyurdu. Aynı yazıda ölen sigortalıların hak sahiplerinin Temmuz 2023’teki maaş artış oranlarına da detaylı yer verdi. Buna göre temmuz ayından aralık sonuna kadar maaşlar yüzde 25 oranında artırılacak.
EN DÜŞÜK AYLIK 7 BİN 323 TL
Tabloda, dul ve yetim aylığı alanların, aylığın oranına göre en düşük alacakları tutarlar yer alıyor. Dikkat edilmesi gereken, emekli maaşının bağlandığı ve sigortalının vefat ettiği tarihe göre hak sahiplerinin, yani dul yetimlerin alacağı ölüm aylığı tutarı da değişiyor. Taban aylıklarda en düşük alınacak maaş belirlenen dört tarihe göre farklılık gösteriyor. Buna göre en düşük ölüm aylığı bu yılın ocak ayında 5 bin 858 liradan, 7 bin 323 liraya çıktı. Tabi, hisse oranına göre alınacak ölüm aylığı da değişiyor.
EKİM 2008 TARİHİ KRİTİK
Bunlardan birincisi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun uygulamaya girdiği tarih ki, bu da Ekim 2008. Bu tarihten önce malullük ve emekli aylığı alan sigortalıların, 10 Ekim 2008’den sonra vefat etmesi halinde hisse oranına göre hak sahiplerine ödenecek en düşük aylık farklı. 10 Ekim 2008’den sonra çalışırken ölen ya da bu tarihten sonra malullük ve yaşlılık aylığı bağlanıp da ölen sigortalıların hak sahiplerinin alacağı taban aylıklar yine hisse oranına göre farklılaşıyor.
10 Ekim 2008’den sonra ölen sigortalının sadece 2000 yılından sonra sigorta primi yatmışsa hak sahiplerine bağlanacak taban aylık hisse oranına göre farklılaşıyor.
1 Ocak 2000 tarihinde sigortalı olup da 10 Ekim 2008 tarihinden önce ölen sigortalıların hak sahiplerinin alacağı en düşük aylık 4.695 liradan az olamayacak.
Buna göre, borcunu peşin veya taksitli ödemeyi seçerek yapılandıranlardan, 3 Ağustos 2023 tarihine kadar ödemesi gereken tutarları süresinde ödemeyen veya eksik ödeyenler, bu tutarları 31 Ağustos’a kadar hesaplanan Yİ-ÜFE tutarının indirimsiz hali ve toplam tutara uygulanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödemeleri halinde katsayı uygulanmaksızın borç yapılandırmasından yararlanabilecekler.
31 Ağustos tarihinin bir başka önemi daha var, genel sağlık sigortası borçlarının yapılandırması için de son gün. Sorun şu ki, çoğu kişi genel sağlık sigortası borcu olup olmadığını bilmiyor. Nasıl mı? Anlatayım. Nüfusun tamamı zorunlu Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında sağlık hizmeti alıyor. Çalışan ve emekliler SGK’ya bağlı olduklarından bakmakla yükümlü oldukları kişilerle birlikte GSS kapsamında devletin sunduğu sağlık hizmetinden yararlanıyor. Buraya kadar bir sorun yok.
BORÇLULAR AMA BİLMİYORLAR
Ancak herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında olmayanlar, sigortalı işte çalışmayanlar, sigortasız çalışanlar, 18 yaşından sonra eğitime devam etmeyenler, 20 yaşında liseyi bitirip de üniversiteye devam etmeyenler, üniversite mezunu olup da çalışmayanlar da GSS kapsamına giriyor. Bu durumda olanlar primlerini cepten ödeyip, kendileri ve aileleri için sağlık hizmeti alabiliyor. Bu kişiler bilerek ya da farkında olmadıklarından eğer primlerini kendi ödemiyorlarsa, SGK otomatik olarak GSS kapsamına aldığından, her ay prim borçları oluşuyor. Primler de ödenmiyorsa, gecikme zammı ve gecikme cezası da işletiliyor. Hal böyle olunca da bu kişilerin ciddi miktarda GSS prim borcu bulunuyor. Devletin sunduğu sağlık hizmetinden de ya yararlanamıyorlar ya da sınırlı şekilde yararlanıyorlar. Bu şekilde milyonlarca kişinin sağlık prim borcu bulunuyor ve bunların bir kısmı borçlu olduğunu biliyor ama bir kısmı da böyle bir borçtan haberleri yok. Yeri gelmişken şu bilgiyi de vereyim; genel sağlık sigortası prim borcu olup olmadığı e-Devlet’ten öğrenilebiliyor.
GELİR TESTİ FIRSATI KAÇTI
Şunu da belirtmekte fayda var çalışmayan ya da GSS primini ödeyecek yeterli geliri olmayanlar için de devlet imkân tanıyor. Bu durumda olanlar gelir testine giriyor, testin sonucuna göre primlerini devlet karşılıyor. Buna göre geliri, brüt asgari ücretin üçte birinin altındaysa primleri devlet karşılıyor. Gelir testine girip de geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olanlar ve gelir testine girmeyenler ise asgari ücretin yüzde 3’ü üzerinden her ay prim ödemek durumunda. Temmuz ayına kadar bu tutar aylık 300 liraydı. Temmuz ayında asgari ücretteki artışla birlikte GSS için ödenecek tutar ise aylık 402 liraya yükseldi.
Borç yapılandırması kapsamında GSS prim borçlarına da yapılandırma imkânı geldi. Sağlık prim borcu yapılandırması için de son tarih 31 Ağustos. Burada GSS borcu olanlara kötü bir haberim var. Yapılandırma kapsamında, GSS primini ödeyemeyecek durumda olanlar ile geçmişte hiç gelir testine girmemiş olanların 31 Temmuz tarihine kadar gelir testine başvurmaları gerekiyordu ki, testin sonucunda geliri asgari ücretin üçte birinden az olanların ilk GSS tescil tarihinden itibaren sağlık primlerini devlet karşılasın. 31 Temmuz tarihi geçti ve bu konuda bir uzatma da yapılmadı. Daha açık bir anlatımla 31 Temmuz tarihine kadar gelir testine girenler için sorun yok, ancak bu tarihi kaçıranlar primlerini kendi ceplerinden ödemek durumunda.
NASIL YAPILACAK
DASK ile ilgili bugüne kadar bildiklerinizin hepsini unutun, çünkü zorunlu deprem sigortası konusunda her şey değişiyor. Hem de öyle bir değişiklik ki, bundan sonra artık zorunlu deprem sigortası olmayacak. DASK’ta neler değişiyor, anlatayım; ama önce birkaç tespitte bulunayım ki, değişikliklerin nedeni daha iyi anlaşılsın.
Kahramanmaraş depreminden sigorta sistemi ciddi dersler çıkardı. Deprem bölgesinde konutların yarıya yakını zorunlu deprem sigortası kapsamında olduğu için konut hasarlarının çoğunu DASK ödedi. Nitekim son verilere göre DASK, deprem bölgesinde hasarlı 577 binden fazla konut için toplam 30 milyar liranın üzerinde hasar ödemesi gerçekleştirdi. Deprem, hem DASK tarafında hem de zorunlu deprem sigortasının üzeri için yaptırılan konut paket poliçelerindeki bazı sorunları ve eksiklikleri de ortaya çıkardı. Bu sorunlar nedeniyle de deprem sonrası vatandaşlar ile sigortacılar arasında uyuşmazlıklar yaşandı, halen de yaşanmaya devam ediyor.
DEPREM SİGORTASI KALKIYOR
Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), eksikliklerin giderilmesi için geçen haftalarda ilk adımı attı ve DASK dışındaki konut ve işyerlerine yönelik deprem sigortasının şartlarını baştan sona değiştirdi; yeni düzenleme de 1 Ağustos’ta uygulamaya girdi. Şimdi sıra DASK’taki değişikliklere geldi. SEDDK, çalışmaları tamamladı ve önümüzdeki günlerde DASK’taki değişiklikler yayınlanarak, kamuoyuna duyurulacak. Peki, neler değişecek? Madde madde anlatayım.
* Artık Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) olmayacak, yerini Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) alacak. Böylece DASK hem depremi hem de sel afetini kapsayacak. Dün olduğu gibi yeni düzenleme sonrası da ZAS zorunlu olacak.
* Yeni düzenleme sonrası ZAS’ın içine artık eşyalar da girecek. Malum zorunlu deprem sigortasında sadece konut sigortalanıyordu, konuttaki eşyasını depreme karşı sigortalatmak isteyen vatandaş önce konutu için DASK, ardından eşyası için konut paket poliçesi yaptırıyordu. Şimdi ZAS’ın içine eşyalar da dahil edildi ve DASK yaptıran hem konutunu hem de konuttaki eşyasını; başta deprem ve sel olmak üzere afetlere karşı sigortalatmış olacak. Sigorta yaptırılırken vatandaşa, ‘ev sahibi misin, kiracı mısın?’ diye sorulacak. Ev sahibi ise sadece konut için DASK yapılacak, konutta kiracı ise DASK’ın içine eşya sigortası da girecek.
TEMİNATLAR İKİ KATINA ÇIKIYOR
* Bugün için DASK’ın teminatına konu birim metrekare bedeli 3 bin 16 lira. Buna göre, 100 metrekare bir konut için DASK ortalama 301 bin 600 lira teminat veriyor. DASK’ın, bir konut için vereceği en yüksek teminat tutarı ise 640 bin lira. Yeni düzenleme ile teminat tutarı 6 bin liraya çıkarılıyor. 100 metrekare konut için DASK’tan alınacak teminat 603 bin lira olacak. DASK’ın bir konut için vereceği en yüksek teminat tutarı da 1 milyon 280 bin liraya çıkacak.
Cevap: Eğer işyerinden tüm haklarınızı alarak işe devam ediyorsanız, işveren ile yaptığınız yeni iş sözleşmesi kapsamında 28 Mart 2023’te ilk kez işe giriyormuş gibi olacak ve bir yılı doldurduktan sonra yani 28 Mart 2024’te izin hakkı elde edeceksiniz. Haklarınızı almadan emekli olup, çalışmaya devam ediyorsanız o zaman bir yılını tamamladığınız için izin hakkınızı da elde etmiş oluyorsunuz.
MEMURLAR DA EYT’DEN YARARLANABİLİR
Soru: 4.3.1977 doğumlu devlet memuruyum. 1997 yılında 4/A’lı olarak çalışma hayatım başladı. 2011 yılından bu yana da emekli sandığına tabi olarak çalışıyorum. Şu anda prim gün toplamım 7643’tür. Bu bilgiler ışığında EYT kapsamına giriyor muyum? Murat E.
Cevap: 8 Eylül 1999 tarihinden önce SSK’lı ya da Bağ-Kur’lu olarak çalışanlar, sonradan memur statüsünde çalışmaya devam ederlerse emekli olabilecekler. Bu durumda Ekim 2008 öncesi memur statüsünde çalışanlardan erkek çalışanlar 9000 prim, kadın çalışanlar 7200 prim günü tamamlamaları halinde EYT’den emekli olabilecekler. Sizin durumunuzda 1.357 prim gün eksiğiniz var. 9000 prim gününüz dolduğunda emekli olabileceksiniz.
ASGARİ ÜCRETLE STAJ MAAŞI ARTTI
Soru: Mühendislik stajımı bir kamu kurumunda ulusal staj programı kapsamında tamamladım. Alacağımız ücret konusunda bir bilinmezlik var bizi bu konu hakkında bilgilendirir misiniz? Oğuzhan B.
Cevap: Asgari ücrette yapılan artışla birlikte staj ücretleri de arttı. Kamu kurumunda staj yapanlar temmuz ayından itibaren 11.402 lira, yani asgari ücret kadar maaş alacak.
EMEKLİ MAAŞINIZI YANLIŞ HESAPLIYORSUNUZ
Temmuz-aralık dönemi için çalışanların alacağı kıdem tazminatının üst sınırı, 23 bin 489 lira olarak açıklandı. Bu yılın ocak-temmuz döneminde ise kıdem tazminatı tavanı 19 bin 982 lira olarak uygulandı. Böylece temmuz ayında kıdem tazminatı tutarı yüzde 17.5 artmış oldu. Kıdem tazminatı tavanı belli olunca da okuyuculardan çokça soru almaya başladım. Hepsine açıklık getirmeye çalışayım.
Önce, kimler kıdem tazminatını almaya hak kazanıyor; kısaca değineyim. Çalışanın işveren tarafından işten çıkarılmış olması gerekiyor. Çalışan işyerinde bir yıl çalıştıktan sonra kıdem tazminatına hak kazanıyor. Bunların yanı sıra; erkeklerde askerlik nedeniyle, kadınlarda evlilik nedeniyle işten ayrılma halinde ve çalışan emekliliğe hak kazandığında kıdem tazminatını alabiliyor.
7 BİN PRİM GÜNE DİKKAT!
Kıdem tazminatında en çok karşılaştığım soruların başında, “İşten ayrılırsam kıdem tazminatı alabilir miyim?” geliyor. Düne kadar bu sorunun cevabı şöyleydi: İlk sigortalı olduğu tarih, 8 Eylül 1999’dan önce olanlar 15 yılı doldurup, 3 bin 600 prim gün sayısını tamamladıklarında kıdem tazminatı alıp, kendi istekleriyle işten ayrılabiliyorlardı. Ancak 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanların büyük kısmı EYT’den emekli oldular. Halen prim gün sayısı ve çalışma yılı EYT için yeterli olamayanlar varsa, 15 yılı doldurup, 3 bin 600 prim gün sayısını tamamladıklarında kıdem tazminatı alıp, işten ayrılabilirler.
8 Eylül 1999 tarihinden sonra işe girenler tazminata hak kazanabiliyorlar mı? İlk sigortalı olduğu tarih 8 Eylül 1999-30 Nisan 2008 arasında olanlar ya 25 yıl çalışıp, 4 bin 500 prim günü doldurduklarında kıdem tazminatı alabilirler ya da çalışma yılına bakılmaksızın 7 bin prim günü doldurduklarında işyerinden kıdem tazminatı alıp, işten ayrılabilirler. İlk sigortalı olduğu tarih Mayıs 2008 ve sonrası olanlar da 5 bin 400 prim günü doldurmaları halinde kıdem tazminatına hak kazanırlar.
NASIL HESAPLANIYOR?
Peki, kıdem tazminatı nasıl hesaplanıyor? Çalışılan her tam yıl için 30 günlük giydirilmiş ücret (ikramiye, prim, yol ve yakacak yardımı gibi tüm ödemelerin dahil olduğu ücret) üzerinden kıdem tazminatı ödeniyor. Kıdem tazminatı net ücret üzerinden hesaplanmıyor. Brüt ücret ile çalışılan yılın çarpımı sonucu toplam kıdem tazminatı hesaplanıyor. Malum, temmuz ayından itibaren asgari ücret artarak, brüt 13.414 liraya yükseldi. Bu da şu anlama geliyor; sene sonuna kadar kıdem tazminatı alacakların tazminat tutarı da arttı. Asgari ücretli bir çalışan, işyerinde 5 yıldır çalışıyorsa 67 bin lira, 10 yıldır çalışıyorsa 134 bin 140 lira tazminata hak kazanıyor. Kıdem tazminatından ise binde 7.59’luk damga vergisi kesintisi yapılıyor.
Kahramanmaraş depremi sonrası hem DASK dışında sigortalı konut sayısının az olması hem de sigortalılarla sigortacılar arasında anlaşmazlıklar yaşanması üzerine; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), konut ve işyerlerine yönelik deprem sigortasının şartlarını baştan sona değiştirdi. Peki, neler değişti? Özellikle konutları ilgilendiren tarafını anlatayım.
METREKARE FİYATI ARTTI
Ama önce bir tespitte bulunayım ki, yapılan değişiklikler daha iyi anlaşılsın. Kahramanmaraş depremi gösterdi ki, konutlar için tek başına zorunlu deprem sigortası yeterli değil. Mutlaka, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için konut sigortası da yapılması gerekiyor. Çünkü DASK’ın, ödeyeceği en yüksek hasar rakamı bugün için 640 bin lira. Ayrıca, konuttaki eşyalar da DASK’ın kapsamına girmiyor. Gelelim, 1 Ağustos tarihinden itibaren uygulamaya giren deprem sigortasındaki değişikliklere.
Konut sigortalarında, sigorta bedeli; konutun metrekare birim fiyatı ile metrekaresinin çarpımı sonucu belirleniyor, buna göre de sigorta şirketi primi belirliyor. Kahramanmaraş depremi öncesine kadar sigorta şirketleri metrekare birim fiyatı kendileri belirliyorlardı. Genelde de sigortacılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her yıl açıkladığı metrekare birim maliyetinin biraz üzerini baz alıyorlardı.
Hal böyle olunca da verilen teminat düşük kalıyor, depremde de ödenen hasar konutun değerine yaklaşamıyordu. Tıpkı, Kahramanmaraş depreminde yaşandığı gibi. İşte, SEDDK, yıllardır süren bu durumu değiştirdi. 1 Ağustos’tan itibaren, konutlarda, deprem teminatı verilirken, birim metrekare fiyatı betonarme konutlar için 12 bin liradan, diğer konutlar için de 8 bin liradan az olamayacak. Ayrıca sigortalar enflasyona endeksli olacak ve enflasyon nedeniyle sigortacılar teminatlarda belli oranda artış yapılacak. Bu artışı da konut poliçesinde belirtecek.
ÖNCE DASK YAPILACAK
Konut deprem sigortasında sigorta şirketleri yüzde 2 muafiyet uygulayabilecek. Nedir, muafiyet? Hasarın belli miktarını sigortalının kendisinin üstlenmesi. Yani, küçük hasarların belli bir bölümünün sigorta tarafından ödenmesi. Örneğin, hasar tutarı 1 milyon lira ise, sigorta şirketi yüzde 2 muafiyet tutarı olan 20 bin lirayı düşecek ve sigortalıya 980 bin lira ödeyecek. Yeni şartlara göre muafiyet tutarı arttıkça, sigorta şirketleri fiyatlardan indirim yapacak. Örneğin, sigortalı yüzde 10 muafiyet isterse, sigortacı fiyatta yüzde 35’e varan indirim uygulayacak.
NE KADAR PRİM ÖDENECEK?
SGK, bu konuda aylardır beklenen genelgeyi yayımlayarak, şartları açıkladı. Ancak bu şartlar kimi çalışanları sevindirirken, kimilerini üzecek. Neden mi? Anlatayım.
Önce bir hatırlatma yapayım. Pandemi döneminde işverenlerin, işten çıkarma yapmamaları için çalışanlara İşsizlik Sigortası Fonu’ndan kısa çalışma ödeneği ödendi. Aynı şekilde yine pandemi nedeniyle işvereni tarafından ücretsiz izne çıkarılıp kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan ve iş sözleşmesi feshedilip, işsizlik maaşı alamayanlara yönelik de nakdi ücret desteği ödendi. Her iki uygulamada yaklaşık bir yıl devam etti.
Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlananların bu sürelerde emeklilik primleri yatmadı; çalışanların emeklilik süreleri uzadı ki, bu durum EYT’den yararlanmak isteyenleri de olumsuz etkiledi. Pandemi döneminde hem çalışanları hem de işverenleri rahatlatmak için alınan bu tedbirler kimi işverenler tarafından da suistimal edildi. Şöyle ki; işverenler, kısa çalışma ödeneğinden yararlanırken, işçileri de çalıştırmaya devam etti ve çalıştırdıkları sürelerde de çalışanların primlerini yatırmadı.
BEKLENEN GENELGE YAYIMLANDI
2023’ün Ocak ayında Meclis’ten geçen torba yasa içine bir madde eklenerek kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yararlanan, primleri eksik yatan çalışanlara yönelik de bir düzenleme yapıldı ve SGK’ya eksik bildirilen günleri tamamlama hakkı verildi. Uygulamanın detayları ise SGK’nın yayınlayacağı genelge ile belirlenecekti. İşte milyonlarca çalışanın yaklaşık yedi aydır beklediği genelge nihayet yayınlandı. Genelge ile kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteğinden yararlanan çalışanlar için SGK’ya eksik bildirilen prim günlerinin nasıl tamamlanacağına yönelik şartlar da netleşti.
Öncelikle şunu belirteyim. Yayınlanan genelgeye göre bu imkândan pandemide kısa çalışma ve nakdi ücret desteğinden yararlanan, ancak işverenleri tarafından çalıştırılan, çalıştırıldığı halde de primleri yine işveren tarafından yatırılmayan çalışanlar yararlanacak. Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinden yaralanıp da primleri yatmayan tüm çalışanlar yararlanamayacak. Peki, bu haktan kimler, nasıl yararlanacak? Madde madde anlatayım.
ÜÇ AYLIK SÜRE TANINDI
Özellikle de kök maaş konusunda. Bu nedenle de son bir haftadır okuyuculardan çokça soru alıyorum. Kimileri, ‘Şu kök maaş konusunu bir anlat bu işten bir şey anlamadık’ diyor, kimileri, yüzde 25 zam alamadığından şikayet ediyor, kimileri de haziran ayından aldıkları en düşük emekli aylığını temmuz ayında da hesaplara yattığından yakınıp, zammın ağustos maaşına yansıyıp yansımayacağını soruyor. Tüm sorulara açıklık getireyim. Aslında bu konu daha çok SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklilerini ilgilendiriyor.
NEDİR BU KÖK MAAŞ
Önce şu, kök maaş ne demek onunla başlayayım. Malum, tüm emekliler, ocak ve temmuz ayları olmak üzere senede iki kere maaşlarını zamlı alıyor. Zam oranı da önceki 6 aylık dönemde gerçekleşen enflasyon oranına göre belirleniyor. Bu maaş, kök maaş. Bir başka anlatımla da ilk emekli olunan tarihte, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından bağlanan maaşa kök maaş diyebiliriz. Şunu da belirteyim, emekliler, TC kimlik numaraları ile e-Devlet’e girdiklerinde; emekli aylığı sorgulama bölümünden emekli maaşları ile ilgili tüm detayları görebilir; kök maaşlarını görebilirler.
NEDEN KAFALAR KARIŞTI
Peki, bugüne kadar hiç gündeme gelmeyen ve konuşulmayan kök maaş; ne oldu da birden gündeme geldi? Temmuz ayında en düşük emekli aylığında artışa gidilmeyince, kök maaş birden tartışma konusu oldu. Neden? Çünkü son yıllarda en düşük emekli aylıkları artırıldı. 2022’nin Ocak ayında en düşük emekli aylığı 2.500 liraya, temmuz ayında ise 3.500 liraya çıkartıldı. Ardından 2023’ün Ocak ayında en düşük aylık 5.500 liraya, nisan ayında ise 7.500 liraya yükseltildi. Hal böyle olunca da en düşük emekli aylığı alanlar asıl maaşlarını, yani kök maaşlarının ne olduğunu unuttular. Ne zaman ki, bu temmuz ayında en düşük emekli aylığı artırılmadı; işte, emeklilerin de kafası karıştı.
En düşük emekli aylığının artırılması ile ilgili emeklilerin bilmediği bir detayı da paylaşayım. Kök maaş ile artan en düşük emekli aylığı arasındaki farkı aslında SGK değil, Hazine ve Maliye Bakanlığı karşılıyor. Şöyle ki; 2023’ün Nisan ayında en düşük aylık 5.500 liradan, 7.500 lira yükseltildi ya; işte aradaki 2 bin liralık farkı emeklilere Hazine ve Maliye Bakanlığı ödedi.
İki sene aradan sonra ilk defa bu temmuz ayında en düşük emekli aylığı artırılmadı. Bugün için en düşük emekli aylığı 7.500 lira ve bir değişiklik olmazsa da aralık ayının sonuna kadar 7.500 lira olarak uygulanmaya devam edecek.