Noyan Doğan

Ucuz borçlanma için son günler

28 Aralık 2016
Doğum ya da askerlik gibi hizmet borçlanması yapacaklar elini çabuk tutsun. 2016 sonuna kadar borçlanma hakkını kullananlar daha az prim ödeyecek, 2017’ye sarkıtanlar artacak asgari ücretten dolayı daha pahalı borçlanacak.

YILIN son günleri yaklaşıyor. Şu sıralar sosyal güvenlik açısından bazı imkanların kullanılması gereken günler. Bunların başında da geriye dönük ya da geçmişe dönük sigorta borçlanması geliyor. Hizmet borçlanması da denilen bu hak sayesinde kişiler, sigortalı olmadıkları yıllar için para ödeyerek, sigortalı sayılıyorlar. Örnek vermek gerekirse, doğum ve askerlik borçlanmasındaki gibi kişiler, geriye dönük, belli tarihler için prim ödeyerek, emeklilikte gün kazanmış oluyor. Elbette isteyen herkes istediği gibi borçlanma yapamıyor. Yani, hiç çalışmamış kişilerin, ‘geriye dönük tüm primimi ödeyeyim, emekliliğe hak kazanayım’ diye bir şey söz konusu değil. Kimlerin, hangi dönemlerde, nasıl hizmet borçlanması yapacağı kanunda açıkça yazıyor.

DOĞUM, ASKERLİK BORÇLANMASI

Mesela doğum borçlanması için kamu ve özel sektörde ya da bağımsız (Bağ-Kur’lu) çalışan kadınlar, doğum izni nedeniyle çalışmadığı 2 yıl için hizmet borçlanması yapabilir. Bir çalışan en fazla 3 defa, yani 6 yıla tekabül eden süre için, borçlanma hakkından yararlanabilir. Tabi, çalışanların doğumdan önce çalışmaya başlamış olması ve doğum sonrası da adına prim ödenmemesi gerekiyor. Bu da, 2 doğum yapan bir çalışanın bin 440 gün, 3 doğum yapanın 2 bin 160 gün borçlanması; böylece emekliliği için bu kadar prim günü kazanması anlamına geliyor. Hizmet borçlanmasında en çok merak edilen konulardan olan askerlik borçlanmasını da örnek vereyim. Er ya da erbaş olarak askerlik yapanlar askerlik süresi için, yedek subay olarak askerlik yapanlar da yedek subay okulunda geçirdikleri süre için borçlanabilirler. Hazır yeri gelmişken belirteyim, askerlik borçlanmasının iki avantajı var. Birincisi, askere gitmeden önce çalışıyorsanız, askerlik süresini borçlandığınızda askerlik süresini sigortalılık süresine sayarsınız. Eğer askere gitmeden önce çalışmıyorsanız, askerlik sonrası ilk defa sigortalı olmuşsanız, borçlanmanız halinde sigorta başlangıç tarihinizi önceye çekmiş olursunuz.

Gelelim, yılın şu son günlerinde hizmet borçlanması için yapmanız gerekenlere. Şu sıralar borçlanırsanız daha az para ödersiniz; yok, gelecek seneye bırakırsanız daha pahalı borçlanırsınız. Çünkü borçlanma tutarı asgari ücrete bağlı. Asgari ücret de 2017’nin başında artacağından, borçlanma tutarı da artacak. Bir örnekle anlatayım. Kişi; asgari ücretin yüzde 32’si olan en düşük günlük kazanç ile yine asgari ücretin en yüksek tutarının –ki, bu da asgari ücretin 6,5 katı- yüzde 32’si olan günlük kazanç arasında dilediği tutardan borçlanma yapabilir. 2015 yılında askerlik borçlanması için en düşük günlük kazanç 13,58 lira iken, 2016 yılında en düşük günlük kazanç 17,56 liraya çıktı. Yani, yüzde 30 arttı. Demek ki, 2015 yılında 540 gün askerlik borçlanması için 7.333 lira ödeyen, borçlanmasını bu yıla sarkıttığında 9.482 lira ödedi.

Aynı durum, 2017 yılı için de geçerli olacak, çünkü 1 Ocak 2017’de asgari ücret artacak, haliyle borçlanma da artacak. Diyeceğim o ki, acele edin, yılın şu 3 gününü kaçırmayın.

KİMLER BORÇLANMA HAKKINDAN YARARLANIR

- Sigortalı kadınlar, üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süre için doğum borçlanması yapabilir.

- Askerliğini er ya da erbaş olarak yapanlar ve yedek subay okulunda geçen süreler.

Yazının Devamını Oku

İŞKUR’a gelen işçi talebi yüzde 36 azaldı

26 Aralık 2016
Bu yılın üçüncü çeyreğinde işverenlerin, işçi talebi (açık iş), geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 36’dan fazla azaldı.

İŞKUR’un yeni açıkladığı istatistikler, son aylarda ekonomideki daralmanın istihdam piyasasına ciddi yansıdığını gösterirken, özellikle küçük ve orta boy işletmelerin yeni çalışan talebinde bulunmadıklarını da ortaya koydu.

2015’in Ağustos ayında 10 ve daha fazla kişi istihdam eden işletmeler toplam 141 bin 300 işçi talebinde bulunurken, bu yılın aynı döneminde bu sayı 51 bin 388 azalarak, 89 bin 912 kişiye kadar düştü.

İSTİHDAMA İMALAT KATKISI
Öte yandan, bu yılın Ağustos döneminde, Türkiye genelinde 7,5 milyon kişi istihdam edildi. İstihdam açığını bir anlamda imalat ve perakende sektörü kurtardı. En çok çalışan talebinin olduğu sektör, imalat sektörü oldu ki, talebin yüzde 47’si buradan geldi. Nitekim mevcut durumda 2,5 milyon kişinin çalıştığı imalat sektörü, 43 bine yakın istihdam talebinde bulundu. Yine de imalat alanındaki istihdam artışı, geçen senenin altında kaldı.

Yazının Devamını Oku

Torba yasadaki bir madde çıkmazsa trafik sigortasının fiyatı yüzde 17 artacak

26 Aralık 2016
Aman diyorum ve uyarıyorum; Meclis’te görüşmeleri süren torba yasadaki bir madde kabul edilmezse, trafik sigortasında, tüketicinin cebini yakacak yeni bir fiyat kaosu ile karşı karşıya kalacağız.

Konuyu açayım. Özellikle de Meclis komisyonlarında yasa üzerinde görüşme yapanlar dikkatle okusun.

Daha önce bu köşede yazdım, Danıştay, sigorta şirketlerinin, hasarlı araçların onarımında orijinal parça yerine eşdeğer yedek parça kullanımına yönelik uygulamasını, geçen ay durdurdu. Bu karar pek de önemsenmedi. Şimdi de eminim birileri, ‘doğru karar, sigortacılar da orijinal parça kullansınlar, bu da konum mu yani’ diyecektir. Maalesef, o kadar basit değil.

DÖVİZE BAĞIMLI HALE GELİRİZ

Anlatayım ama önce sürücüler arasında yaygın olan yanlış algıyı düzelteyim. Eşdeğer parça ya da logosuz parça dandik parça demek değildir. Yedek parçayı üreten şirket ambalaja, markasını, amblemini koyuyorsa; o, orijinal parça. Aynı şirket, aynı parçayı bir başka ülkede –ki, çoğunluk parça Türkiye’de de üretiliyor- patentle üretip, marka ve logosunu basmıyorsa; o, eşdeğer parça. Orijinalin fiyatı 100 lira, eşdeğerin 60 lira. Niye böyle? Üretici şirketlerin pazarlama stratejisi. Buraya takılmayın. Önemli olan kalite farkı var mı? Yok. Standartlara uygun ve belgeli mi? Uygun ve belgeli. Yani, ‘eşdeğer parça dandiktir, taktırmayın, aracınız bozulur’ söylemi, şehir efsanesi. Ayrıca şu soruyu da kendinize sorun: Aracınızı servise bıraktığınızda takılan, orijinal parça mı, eşdeğer parça mı biliyor musunuz?

Kaldı ki, sigortacılar, 0-3 yaş arası araçlarda eşdeğer parça kullanmıyor. İkincisi, tüm parçalarda da eşdeğer kullanmıyor. Tampon, far, çamurluk, kapı gibi parçalarda kullanıyorlar, çünkü bunlar en çok hasar onarımına konu olan yedek parçalar. Bir husus daha var. Orijinal parçaların yüzde 80’i yurtdışından ithal ediliyor. Hani şu sıralar, ‘dövizini bozdur TL’ye dön’ seferberliği var ya, onun için söylüyorum. Hem yedek parçaya dövizden dolayı bavul yüküyle para ödüyoruz hem de kurdaki artışlar nedeniyle maliyetler artıyor. Oysa aynı parçanın eşdeğeri Türkiye’de üretiliyor; hem kaliteli hem de ucuz.

MECLİS’TE GÖRÜŞÜLECEK

İşte Danıştay’ın iptal kararı, sigortacıların maliyetlerini yüzde 17 artıracak ki, bu da yaklaşık 1 milyar liralık ek maliyet anlamına geliyor. Peki, bu ne demek? Maliyet prime yansıyacak, trafik sigortasının fiyatı yüzde 17 artacak. Bunun için de Meclis’te görüşülen torba yasanın içine, ‘Hasar onarımında hangi parçanın kullanılacağını Hazine belirler’ maddesi eklendi. Eklendi ki, trafik fiyatı artmasın.

Konu halen önemsiz diyen varsa, hatırlatayım; üç sene önce de yargıda tazminat ödemeleri ile ilgili tüketicilerin lehine diye bazı kararlar alındı, fiyatlar ikiye-üçe katlandı ve trafik sigortası Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri haline geldi, halen de tüketici fiyatlar yüksek diye bas bas bağırıyor. O yüzden aman diyorum, yeni bir kaos çıkmasın.

Yazının Devamını Oku

2.5 milyon kişi kararsız

25 Aralık 2016
Bugün bireysel emekliliği olan 2.5 milyon kişi, 1 Ocak 2017’den itibaren otomatik katılım ile ikinci kez sisteme girecek.

Kimileri mevcut BES’ini iptal ettirip otomatik katılıma geçmeyi planlıyor, kimileri ise yeni uygulamadan çıkmayı düşünüyor. Halihazırda iki-üç şirketten ayrı emeklilik planı olanlar ise kararsız.

Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) otomatik katılımı anlattığımız yazı dizimize okuyuculardan yüzlerce soru geliyor. Bugüne kadar da; çalışanların sisteme nasıl gireceğini, işverenlerin ve çalışanların sorumluluklarını, emeklilik fonlarını, getirileri, nasıl emekli olunacağını detaylı anlattık. Bu vesileyle soruların çoğuna cevap vermiş olduk. Gelelim, yeni uygulamaya yönelik en çok merak edilen konulardan birine; halen BES’i olanların durumuna.

Bugün, 6,5 milyon kişi bireysel emeklilik sisteminde ve yapılan araştırmalara göre, bu kişilerin 2,5 milyonu, otomatik katılım kapsamına da giriyor. Yani, 1 Ocak’ta yeni uygulama başladığında, 2,5 milyon kişi bugün zaten sistemde. Kimileri kendileri bireysel yaptırmış, hatta aralarında iki-üç emeklilik planı olan bile var. Kimileri, tıpkı grup sağlık sigortasında olduğu gibi çalıştığı işyeri tarafından sisteme sokulmuş, hem işveren katkı yapıyor hem de maaşlarından kesiliyor (işveren katkılı emeklilik planı); kimi çalışanlar da işyerlerinde bir grup kurmuşlar (grup emeklilik planı) maaşlarından belli bir miktarı BES’e aktarıyorlar. Hal böyle olunca da 2,5 milyon kişi soruyor, ‘biz ne yapacağız, girmesek olmaz mı?’. Bazı okuyucular da, ‘mevcut BES’i iptal ettirip, otomatik katılıma mı girsek?’ diye merak ediyor.

BES’İNİZİ İPTAL EDEBİLİR MİSİNİZ?

Ben, konuyu tün yönleriyle ortaya koyayım, siz karar verin. Öncelikle, ‘zaten BES’im var girmesem olmaz mı’ diye bir şey söz konusu değil. İster iki-üç şirketten ayrı ayrı emeklilik planınız olsun, ister çalıştığınız işyerinden daha önce sisteme girmiş olun; önemi yok, işvereniniz tarafından otomatik katılıma dahil edileceksiniz. Ama istediğiniz zaman çıkabilirsiniz.

Gelelim, mevcut bireysel emekliliğinizi iptal ettirip, otomatik katılımla yola devam etme konusuna. Elbette iptal ettirebilirsiniz, ama zararları çıkarsınız. Çünkü iptal ettirmek demek, tüm haklarınızın ve devlet katkısını haketmeniz açısından BES’te geçirdiğiniz sürenin yanması anlamına geliyor. Bu şartlarda otomatik katılıma dahil olduğunuzda sıfırdan BES’e girmiş olursunuz.

TÜM HAKLARINIZ YANIYOR

Daha açık şöyle anlatayım. Diyelim ki, 5 yıldır bireysel emekliliktesiniz ve iptal edip, otomatik katılımla yola devam etmek istiyorsunuz. Öncelikle devlet katkısına el sürülmeme süresi olan 3 yılı atlatmışsınız. İkincisi, iptal ederseniz, devletin 5 yıldır sizin adınıza yatırdığı katkının sadece yüzde 15’ini alabiliyorsunuz. Bir yıl daha sabretseniz, devlet katkısının yüzde 35’ini hak edeceksiniz. Otomatik katılımda zaten ilk 3 yıl hiçbir şekilde devlet katkısına el süremeyeceksiniz, bekleyeceksiniz. Basit bir hesapla, sistemde geçirdiğiniz 5 yılın üzerine, otomatik katılımdaki 3 yıllık bekleme sürenizi koyun, 8 yıl. BES’te en az 10 yıl kalma şartına (10. yılda devlet katkısının yüzde 60’ını alabiliyorsunuz) şunun şurasında iki yıl kalmış. İptal ederseniz, bunların hepsi silinecek. Ayrıca mevcut BES’inizden ayrıldınız mı başta giriş aidatı olmak üzere bazı kesintilerle de karşı karşıya kalacaksınız. Yani, zararlı çıkarsınız. O yüzden mevcut bireysel emekliliğinizi iptal ettirmeyin derim, ama yine de siz bilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Emeklilik yaşı 56

24 Aralık 2016
Otomatik katılımdan istediğiniz zaman, birikimlerinizi getirisi ile birlikte alıp, ayrılabilirsiniz. Ancak erken ayrılmalarda devletin sizin adınıza yatırdığı katkıyı hak etmeniz belli sürelere bağlı. İlk 3 yıl devlet katkısına el süremiyorsunuz. Tamamını hak etmenizin tek yolu 56 yaşında emekli olmak.

OTOMATİK katılım yazı dizimize başladığımızdan bu yana okuyuculardan gelen soru ve yorumlar çerçevesinde en çok merak edilen konuların başında, sistemden çıkışlarda birikimlerin ve devlet katkılarının alınıp, alınmayacağı geliyor. Dikkat ettim de kimi okuyucularda, otomatik katılımdan çıkılamayacağı ya da ayrılma durumunda ciddi bir kesinti ile karşılaşılacağı gibi yanlış bir algı da var. Kimileri de sistemin emeklilik boyutunu merak ediyor.

 

Tüm merak edilenlere tek tek değineyim. Öncelikle sistemden çıkış yapılamaz, yapılırsa da ciddi yaptırımlar uygulanır diye bir şey söz konusu değil. Otomatik katılımdan üç türlü çıkış yapılıyor. Birincisi, girişinizden itibaren ilk iki ay içinde cayma hakkınızı kullanarak, ayrılabilirsiniz. İkincisi, otomatik katılımdan hangi yıl olursa olsun, istediğiniz zaman çıkabilirsiniz. Üçüncüsü, en az 10 yıl sistemde kalıp, 56 yaşında emekliliğe hak kazandığınızda ayrılabilirsiniz. Şimdi bu üç seçeneğin nasıl olacağını detaylı anlatayım.

 

İSTEDİĞİNİZ ZAMAN AYRILABİLİRSİNİZ

 

Otomatik katılımdan ilk 2 aylık süre içinde, istediğiniz zaman cayma hakkını kullanarak çıkabilirsiniz. Diyelim ki, 1.000 ve üzeri çalışanı olan bir işletmede çalışıyorsunuz ve 1 Ocak’tan itibaren de işveren tarafından sisteme dahil edildiniz. İster, ilk maaşınızdan kesinti yapılıp, sisteme girdiğiniz günün ertesi günü de cayabilirsiniz, 2 ay içinde herhangi bir zamanda da çıkabilirsiniz.

 

Yazının Devamını Oku

İlk yıl getiriniz garanti

23 Aralık 2016
Sisteme ilk girişte, çalışanların birikimleri, başlangıç fonu adı altında kurulan emeklilik fonunda değerlendirilecek. Fonun faizli ve faizsiz seçeneği olacak. İlk yılın sonunda standart fona geçilecek. Risk almak isteyenlere ise farklı alternatifler sunulacak. Başlangıç ve standart fonlarda yatırım yapılacak enstrümanlar içinde ağırlığı ise faiz oluşturuyor.

DÜNKÜ yazımızda, 1 Ocak’ta başlayacak ve 45 yaş altı tüm çalışanları kapsayacak otomatik katılıma kimin, nasıl gireceğini, sistemin işleyişini, hem işverenlere hem de çalışanlara düşen sorumlulukları detaylı anlattık. Gelelim, işin fon tarafına. Yani, çalışanların maaşlarından yapılan kesintilerin hangi fonlara yatırılacağına ve birikimlerin nasıl değerleneceğine. Otomatik katılımın uygulanışı kadar, birikimlerin değerleneceği fonlar konusu da önemli. Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) başladığından bu yana 16 yıldır, sistemin en çok eleştirilen tarafı, emeklilik fonlarının getirisinin düşük olduğu, birikimlerin değerlenmediği, aksine eridiği yönünde. Şimdi de bazı kesimler tarafından benzer eleştiriler, otomatik katılım için yapılıyor ve ‘maaşlardan yapılan kesintiler eriyecek’ deniyor. O yüzden fonlar ve getiri konusu önemli.

 

YENİ EMEKLİLİK FONLARI KURULACAK

 

Öncelikle bir-iki tespitte bulunayım. Bir, bugünkü mevcut BES’teki fonların hiçbiri otomatik katılım için uygulanmayacak, yeni fonlar kurulacak. İki, bugün olduğu gibi otomatik katılımda da getiri garantisi olmayacak. Üç, yeni düzenlemede çalışanın birikimlerinin erimemesi için her türlü önlem alındı.

 

Geçelim, otomatik katılımda birikimlerin hangi fonlarda, nasıl değerlendirileceğine. Konu, fon olunca iş biraz teknik; o nedenle en basit şekliyle ve madde madde anlatacağım.


Yazının Devamını Oku

Giriş zorunlu çıkış serbest

22 Aralık 2016
45 yaş altı tüm çalışanları yakından ilgilendiren bireysel emeklilik sistemine otomatik katılım, 1 Ocak’ta başlıyor. Yeni yayımlanan yönetmeliklerle uygulamaya yönelik detaylar da belli. Toplam 12 milyon çalışan zorunlu olarak sisteme girecek ama çıkışlar serbest olacak. İlk olarak 1000 ve üzeri çalışanı olan işletmelerden başlayacak olan otomatik katılıma, ocak ayı sonunda 2 milyon kişi giriş yapacak. İşletmelerin, çalışanları adına emeklilik şirketleri ile anlaşma yapmalarına sayılı günler kala, otomatik katılım ile ilgili tüm merak ettiklerinizi yazı dizimizde bulabilirsiniz.

15 SORUDA OTOMATİK KATILIM

Kimler otomatik katılıma girecek?

 

Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) kayıtlı, özel sektör ve kamuda çalışan, Türk vatandaşı ve mavi kartlı olup, 45 yaş altı tüm çalışanlar sisteme katılacak. Yeni işe başlayacaklar da dahil edilecek.

Tüm işletmeleri mi kapsayacak? 

 

Bu konuda henüz Bakanlar Kurulu kararı çıkmadı ama mevcut düzenleme çerçevesinde uygulama ilk olarak 1 Ocak 2017’de, 1.000 ve üzeri çalışan olan işletmelerden başlanacak. 1 Nisan’dan itibaren 249 ila 1.000 çalışanı olan işletmeler ile tüm kamu kurumları devreye girecek. 1 Eylül’den itibaren 100-249 çalışanı olan işletmeler alınacak.

Şirketler topluluğu ya da holding şeklindeki şirketlerde sisteme giriş nasıl olacak?

Yazının Devamını Oku

150 bin emekli memura ikramiye farkı

20 Aralık 2016
Yeni çıkacak yasa ile 30 yıldan fazla hizmeti olan memur emeklilerine, çalıştıkları her fazla yıl için ikramiye ödenecek.

Ek ikramiyenin 7 bin 500 liraya kadar olan kısmı, yasanın çıkması halinde ocak ayından itibaren 3 ay içinde, kalanı ise 2018’de ödenecek. En düşük memur emeklisi 10 bin liradan fazla ikramiye alabilecek.

 

Yıllardır memur emeklilerinin ne büyük sorunu, ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar 30 hizmet yılından fazla ikramiye alamamalarıydı. Daha açık şöyle anlatayım. Memur emeklisi, ister 35 yıl çalışsın, ister 40 yıl, isterse de 45 yıl; emekli olduğunda 30 yıl üzerinden ikramiyeye hak kazanabiliyor; 10-15 yılı, hatta 20 yıllık çalışmasının karşılığını alamıyordu. Neden, diyecek olursanız; kanun böyleydi de ondan.

 

2015’in başında ise Anayasa Mahkemesi, kanunda yazan, ‘emekli ikramiyesinin hesabında 30 fiili hizmet yılından fazla süreler dikkate alınmaz’ maddesini iptal etti. Böylece yıllardır süren haksız uygulama son buldu. Bu tarihten sonra emekli olanlar, kaç yıl çalıştılarsa o süre üzerinden ikramiye aldılar. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), mahkeme kararının geçmişe yönelik uygulanamayacağını gerekçe göstererek, 2015 öncesi emekli olanların, ikramiye farkı için yaptığı başvuruları geri çevirdi. Hal böyle olunca da emekliler birer birer dava açmaya başladı.

 

NE KADAR İKRAMİYE ALACAKSINIZ?

 

Yazının Devamını Oku