Eveeetttt, anne-oğul baş başa geçirilen güzel günler başladı. Sakin, uyumlu, sorunsuz ana-çocuk günleri!!! Ha ha ha! Tabii ki şaka!!!
Ya niye böyle sakin geçmiyor bu günler?..
Akçay sezonumuz açıldı. İlk bir hafta Sinan’ın arkadaşı Tibet ve ailesi de bizleydi. Özetle, üç erkek çocuklu bir hafta geçirdik. Daha detay isterseniz, Tibet’in kafasında bir adet dikişli bir hafta derim!
Böylece yaz sezonunun açılışını yaptık. Hadi kazara olur böyle şeyler diyoruz ama hiçbirinin de akıllanmadığını görmeye esefle devam ediyoruz. Yine taşlarla oynanıyor, yine asla söz dinlenmiyor, hatta cevap veriliyor.
Onlar için de farklı bir durum, idare edelim diyelim ve konuyu değişen mevsimin beraberinde getirdiği ‘tırsıklıklara’ getirelim.
Bu çocuklarının durumu nedir?
Sinekten korkarlar, böcekten korkarlar, balıktan, yosundan, kediden korkarlar... Dizleri çizilince bir tarafları kırılmış gibi fenalık geçirirler. Actionman ve Bionicle VCD’lerine bayılırlar ama yalnız seyretmekten korkar, yaz sıcağında tepenize tünerler! Durum böyle olunca, benim de içime fenalıklar geldi.
ÇİMENE BİLEBASMAYAN ÇOCUKLAR
Sadece Sinan değil, gördüğüm başka oğlanlarda da var bu korkular. Edindiğim bilgilere göre kızların durumları da pek farklı değilmiş. Çimene basamayanları bile duyuyorum.
Bu korkuları beni oldukça rahatsız ediyor açıkçası. Mesela, Sinan’ın ayaklarını denize sokması bir haftamızı aldı. Devamında da bir adım atabileceğimizi sanmıyorum. Çünkü havuzda yüzme öğrenecekmiş.
Ne demek bu ya?!! Ne demek havuza girmek ve denize girmemek? Yok öyle şey, kabul edememem! Bu kadar şehirli züppe olarak büyünemez. Deniz gibisi var mı?..
Sakin ve olgun kalmaya çalışıyorum. Ama o kadar ters gidiyor ki bazen deli çıkabileceğimi hissediyorum. Sonra da üzerine gitmemem gerektiğini, gidersem korkuların ciddi bir boyutlara varabileceğini söylüyorum kendi kendime.
Deniz konusunda da öyle yaptık. Başta ısrar ettik ama sonra tamamen konuyu kapattık. Hep beraber denize gireceğimiz zaman, o yanımızda yokmuş gibi davrandık. Sormadık bile. Ufak ufak yanaştı denize.
Sinek böcek konusunda da bir adım ilerlememiz oldu. En azından tek başına yatabiliyor odasında. İlk başta onu bile yapmıyor, gece gece arı sesi duyduğunu iddia ediyordu.
Bu tip şeyler karşısında bir anne olarak, ilk başta gerçekten bir sorun var mı diye epey endişe ediyorsunuz haklı olarak. Ben panik bile oluyorum. Ama böyle durumlarda sakin kalmak lazım. Kaprislerini yapmalarına biraz izin vermek ve bu şekilde onları cesaretlendirmek gerekiyor sanırım.
Şimdi misafirlerimiz de gitti. Bütün konsantrasyonumu, bu sorunları büyütmeden halletmeye adayacağım. Beceremezsem pedagog yolları görünecek o zaman. Ama önce kendim denemek istiyorum.
Çocuk doğurduktan sonraki cinsel hayatınızı renkli kılmak için zekanızı kullanın
Muhtemelen hiçbirimizin bekarlık yaşantısı ‘Sex and the City’ dizisinin kahramanları kadar hareketli değildi. Ama çocuk sahibi olmadan önce kocalarımızla şimdikinden çok daha iyi olduğu kesin. Gerçekten de evlendikten, özellikle de çocuk sahibi olduktan sonra çiftlerin cinsel hayatında ciddi bir düşüş göze çarpıyor.
İşin ilginç yanı, tarafların, özellikle de kadınların bundan bir şikayeti olmaması... Eşinizle cinsellik dışında her şey yolunda olabilir. Sarılıp öpüşebilir, el ele dolaşabilir, saatlerce sohbet edebilirsiniz. Aşkınız, paylaşımınız, her şeyiniz eskisinden de güçlü olabilir. Tek fark eskisi gibi sevişmemekte.
‘Artık ayda bir, hatta 2-3 ayda bir sevişiyoruz kocamla. İşin garip tarafı ne o, ne de ben aramıyoruz. Frijiit oldum ben!’ diye başladı bir arkadaşımız muhabbete.
Ve herkes dökülmeye başladı. Rakamlar aşağı yukarı aynı idi. Gazetelerde yazılan, haftada 2-3’den çok daha uzak rakamlardan bahsediliyordu. Oysa herkesin kocası ile arası iyi, yoğun bir ilişki yaşanırken, sadece cinselliğe karşı bir mesafe söz konusu.
Kimse istemediğine göre, acaba sağlıklı cinsel hayat, cinselliği yaşamamakta yatabilir mi? Psikolog ve aile danışmanı Nilhan Esen, ‘Hayır!’ diyor biz annelere. Her çift haftada 2-3 kere sevişmeli!
Haftada 2-3 mü? Bu imkansız!
Evlilikte cinsel hayat konusu bu günlerde son derece gündemdeyken, anne & trends dergisi son sayısında çocuktan sonra cinsel hayat konusunu işledi.
Psikolog ve aile danışmanı Nilhan Esen anlatıyor: ‘Cinsellik libido ile ilgili. Libido, doğum sonrasında annede çok düşük oranda. Dolayısı ile doğumdan sonra bir süre cinselliğin yaşanılmaması veya çok az olması normal. Bebeğin gece uykuları düzene girene kadar geçen 5-6 ay normal kabul edilmeli. Bu dönemde kadın kendisini fiziksel olarak güzel hissetmeyebiliyor veya süt verilen memenin başka bir amaç için devreye girmesi his olarak rahatsızlık yaratabiliyor. Kadında istek olmayınca karşı taraftan da talep gelmeyebiliyor. Yaşam şartlarının getirdiği sıkıntı ve sorunlara, bebek doğduktan sonra oluşan akrabalık hissi de ekleniyor. Erkekler bu dönemi anlayışla karşılayabiliyor. Ama bu dönem bittikten sonra sıklığı artırmak lazım.’
Doğumdan sonraki sevişme sıklığı üç- dört ayda bire kadar düşebiliyor. Ne var ki bunlar kötü rakamlar. Her iki taraf da mutlu ve rahat gibi görünse, eksikliğini hissetmese de ileride sıkıntılar olması söz konusu. Örneğin depresyon... Depresyonun mutlaka ağır bir bunalım olarak yaşanması gerekmiyor. Lüzumsuz yere bağırma, çabuk sinirlenme veya daralma, sık sık ağlama da sekssiz bir yaşamın yan etkilerinden olabilir.
Son araştırmalarda depresyonu engelleyen şeylerden birinin, erkeğin sperminin kadının vajinasında kalması olduğu saptanmış. Bunun için üç grup kadın oluşturulmuş. Birinci grup hiç ilişki kurmamış, ikinci grup prezervatifle ilişki kurmuş. Üçüncü grup da prezervatifsiz. En düşük depresyon oranı üçüncü grupta görülmüş. Biyolojik olarak önemli faydaları olduğu ispatlanmış anlayacağınız.
CİNSEL ZEKANIZI İŞLETİN
Anne olarak öncelikle kendi sağlığımız, sonra da ilişkimizin sağlığı için bu konuda biraz daha gayretli olmak durumundayız. ‘O kadar iş arasında bir de bunun için mi uğraşacağım’ diye şakayla karışık yakınabilirsiniz, ama öyle! Çünkü sahip olduğumuz cinsel enerji mutlaka çıkmak zorunda. Ve ilk adımı eşinizden beklememelisiniz.
Bir gerçek daha var ki, sevişmedikçe isteksizlik artıyor. Hormonlar, kullanılmadıkça devreye girmiyor.
Uzun süreli ilişkilerde cinsel zekanın katkısı önemli. ‘Cinsel zeka’ son yıllarda sıklıkla gündeme gelen bir kavram. Şöyle açıklayalım: Bir yumurtayı haşlayarak yiyebilirsiniz. Omlet ya da çılbır da yapabilirsiniz. İşte ‘cinsel zeka’, cinselliğinizi nasıl kullanacağınız, sürekli seks hayatı için gerekli yaratıcılığı nasıl ortaya çıkarabileceğiniz demek. Çünkü ‘hep aynı hep aynı’ olması da üşengeçliği ve arzu eksikliğini beraberinde getiriyor. Dolayısı ile sürprizlerle, değişik zamanlarda değişik yerlerde yapılacak girişimlerle ve değişik pozisyonlarla cinsel hayatı aktive etmek gerekiyor.
RANDEVULU SEKS
Bu durumda önereceğimiz somut bir şey de randevulu seks... Ama bu randevuyu eşinize bildirmek zorunda değilsiniz. Kafanızda bir zaman, bir yer belirleyip bunu eşinize söylemeseniz bile kendi çabanızla uygulamaya çalışmanız iyi bir yol.
Mesela o akşam için kafanızda bir plan yapıp, bebeğinizi anneanneye göndererek bir ortam hazırlayabilirsiniz. İlk denemeler biraz zor olabilir; eşinizden nasıl bir tepki alacağınızı bilmediğiniz için çekinebilirsiniz. Kafası karışan eşinizin ereksiyon problemi yaşamasından bile çekinebilirsiniz. Ama bunları düşünmeden çaba sarf etmeniz önemli.
Bu arada, erkeklerin kalp sağlığı için 45 yaşına kadar haftada üç, 45 yaşından sonra da haftada iki kere sevişmesinin çok yararlı olduğunu da bilirseniz ve bu yazının bu bölümünü eşinize okutursanız yararını görebilirsiniz!
Seks mi? O da ne!
1) Yer: Nişantaşı’nda bir kafe Kim: Üç anne öğle yemeğinde Konu: Cinsel hayatlarındaki son durum
2) Yer: Bir evin salonu Kim: Liseden dört arkadaş. Aradan yıllar geçmiş, artık hepsi çocuklu. Konu: Eskisiyle alakası olmayan bir seks hayatı
3) Yer: Brasserie Leea Kim: Biri çocuklu, biri çocuksuz iki kadın yemek yiyor Konu: Yine aynı...
ANNEMİN KÖŞESİ
Doğru yolu bulacağım
Eylül itibarı ile annemin kızı olmaya karar verdim.
Bu durumda yapılması gereken bazı değişiklikler olacak:
4 Aile estetisyenimiz Gürhan Bey aranacak. Yapılacak birkaç şey bulunacak.
4 Spora geri dönülecek. Ama bu aşamada bir Nora’lık yapılarak, Aikido gibi bir şey tercih edilecek.
4 Haftada bir cilt bakımı ve kuaför ziyareti, ayda bir vücut bakımı, senede bir ruh bakımı yapılacak.
4 Toplam 6.99 YTL’lik yaz alışverişime karşılık yukarıdaki operasyonlar sonucunda daha bonkör bir kış alışverişi yapılacak.
4 Rimel ve ruj sürülmeden tuvalete bile gidilmeyecek.