Sigara karşıtı kampanyalar çocukları olumsuz etkileyebiliyor

Geçenlerde bir okurumdan mail gelmişti. Sigarayı bıraktığımı anlamış, bunu nasıl yaptığımı soruyor. Kendisi için öneride ve heveslendirmede bulunmamı istiyordu.

O ilahi gücün bana nasıl geldiğini ben biliyor muydum sanki! Öyle sinsi bir şey ki, 11 aydır sigarayı bırakmış olmama rağmen, hálá kendime bile gönül rahatlığı ile "Ben sigarayı bıraktım" diyemiyorum. Ama bu yazının konusu, benim sigarayı bırakmam değil. Geçen hafta New York Times Gazetesi’nde çıkan bir yazı...

Yazar Bob Morris, eşi ve çocuğuyla gittiği Jamaika tatilinde (darısı başıma!) keyif olsun diye yemekten sonra eşiyle birer sigara yakıyor. Çocuk aniden "Ne yapıyorsunuz! Kendinizi öldürüyorsunuz! Beni de öldürüyorsunuz" diye panikleyip, anne babasını azarlamaya başlıyor.

Adamcağız bu tepki karşısında dehşete düşmüş. "Sigara içmediğimizi biliyor, o anda da başlamadığımıza göre... Sosyal içicilik diye bir şey var, keyif denilen bir şey var. Ölmüyoruz, öldürmüyoruz yahu! Ne oluyor bu çocuklara" diye özetlemiş durumu.

Gerçekten de çocukların beynine, sigaranın hem içen, hem de içenin yanındakiler için öldürücü olduğunu işliyoruz. Ülkemizde anaokullarında başlıyor bu aşırı bilgilendirme. Ama arada bazı dengeler şaşıyor, ayarlar kaçıyor.

Tamam sigara öldürür ama sosyal içicileri de bu kefeye koyamayız. Günde bir sigara içen, ya da senede bir kez tatildeyken paket satın alan kişinin çocuğu, anne ya da babasına "Ay şimdi ölecek" gözüyle bakmamalı. Ayrıca inanın bazı çocuklar o kadar aşırıya kaçabiliyor ki, sırf onlara inat bir sigara daha yakmayı isteyebiliyorsunuz.

Yalnış anlaşılmasın, kimse sigaradan taraf olamaz ama sigara karşıtı olurken de bazı ayarları kaçırmamalıyız. Çocukların yanında sigara içenleri uyarmalıyız, ama çocukların kendilerini kaybetmiş bir şekilde büyüklere müdahale etmelerine de bir yere kadar izin vermeliyiz.

Eğitimci pedagog Layza Ovadya’ya danıştım. Ben de oğlum sayesinde sigarayı bıraktığımı düşünüyorum nihayetinde. Gerçi, hamileyken ve emzirirken de içmemiş ama bırakamadığımı hissetmiştim. Sonrasında içmeye, hem de keyifle içmeye devam ettim. Ne var ki artık bitişe yaklaştığımı hissediyordum. Sonunda da bir gün bıraktım (Tahminimden çok daha kolay oldu o ayrı).

Layza Ovadya, bana bu konuda kontrolün çocukların elindeymiş gibi gösteriliyor olmasının acıklı olduğuna inandığını söyledi: "Çünkü çocuğun anne-babasını bu konuda tüm duygu sömürüsüne rağmen kontrol edememe ihtimali var. Yani çocuğun o kadar çabasına rağmen sigara içmeye devam ediliyorsa, bu durumda da çocuk, dönüp kendini suçlayacak ve hatta ileri boyutlarda ’nasıl kurtaramadım’ gibi büyük bir sorumluluğun altında kalabilecektir. Endişeli yapıya sahip bir çocukta ise bu sıkıntı gündelik hayatını bile etkileyecek bir hal alıp da (en uç noktayı düşünelim) kalabalığa girmemeye kadar varabilir. Bu kampanya yürütülürken çocukların yaş ve yapı özellikleri tabii ki düşünülmüyor, ancak çocuk 4 yaşından itibaren doğumu, ölümü, tanrıyı sorgulamaya başlayıp kafasında senaryolar kuruyor. Özellikle bu yaş grubu daha fazla etkilenebiliyor. Bu da mutsuzluğu, çaresizliği öğretiyor."

Sigarayı bırakalım ama lütfen çocukları bu işe fazla bulaştırmayalım ve onları alet etmeyelim.
Yazarın Tüm Yazıları