Margarinin kaderi

Biz insanlar gerçekten ilginçiz. Dönem dönem kapılıp gidiyoruz bir şeylere. Bir şey çıkıyor, başımıza taç ediyoruz, sonra da yerin dibine sokuyoruz. Sonra da tekrar kıymet arıyoruz.

Son günlerde televizyonlarda başlayan yeni kampanyayı fark etmişsinizdir. Margarinle ilgili olan. Hani bir aralar teneke teneke tüketilen, sonra da "neredeyse plastik" şanını uygun gördüğümüz margarin hakkında bunca zamandır yanlış bilinenleri düzeltmek amacıyla yapılıyor bu kampanya.

Yemekten çok anlamasam da, yemek pişiren, yemeğe meraklı insanlarla yaşayan gazeteci bir anne olarak Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yurdagül ile bu konuyu konuşmayı uygun gördüm. Ne de olsa ben de ister istemez margarine karşı biraz tepki duymuştum. Ama evimde o anda vardı.

Metin Bey, bana anlayabileceğim bir dilde durumu özetledi. Sanırım ben de sizinle paylaşmalıyım bunları.

Dünyada ilk margarin, bundan 139 yıl önce, Fransa’da üretilmiş. Zamanın Fransa Kralı III. Napolyon’nun emri ile kimyager Mege Mouries, don yağı ile sütü karıştırarak margarini 1869’da ilk keşfeden kişi olmuş. Margarinin bu ilkel yöntemle üretimi 40 yıl kadar sürmüş. Ancak Alman kimyager Wilham Norman’ın hidrojenasyon prosesini 1903’te keşfetmesiyle, margarin sanayiinde önemli bir devrim yaşanmış ve modern teknoloji devreye girmiş.

Evet, insan bir günlük enerjisinin yüzde 30’unu yağdan almalıymış. (Biz Türklerde bu rakam 24 bu arada) Bu da ortalama 2000 kaloriden hesaplarsak 600 kalori demek. Takriben de 60-70 gram yağ...

Ama önemli olan bu yağı farklı kaynaklardan almak: Tereyağı, zeytinyağı, mısıryağı, ayçiçeği yağı, margarin.

Bir de artık öğrenmemiz gereken yeni bir kelime var: Trans yağ. Bir çeşit doymuş yağ çeşidi. Ama iyi bir şey değil! O yüzden artık bazı ürünlerin paketinde bu konu hakkında minik bir işaret koyuluyor. Trans yağ içermez anlamında. Bu da, izin verilen yüzde 1’in altında trans yağı olan ürünlerde var. Margarindeki trans yağı oranı da gerçekten çok düşükmüş.

Kampanyada 7 gerçekten bahsediliyor:

Margarin tamamen bitkisel yağlardan üretilir, kolesterol içermez, trans yağ içermez, beslenme çeşitliliğine katkı sağlar, omega 3 ve omega 6 yağları içerir, A ve D vitaminleri vardır, iyi bir enerji kaynağıdır.

Bu durumda sanırım margarine çok da kötü davranmamak lazım. Türkiye’de kişi başına yılda ortalama 2,2 kg margarin tüketiliyormuş. Bu miktar İngiltere’de 8, Belçika’da 26, Singapur’da 45 kg. Demek ki tüketicilerin gelişmiş ülkeler düzeyinde margarin kullanmalarında pek bir sakınca yok gibi.

Anlayacağınız artık margarinler, en azından çoğu margarinler, trans yağı içermeden üretiliyor ve sandığımız gibi zararlı değil. Beslenmede çeşitlilik adına, belli miktar tüketmede sanırım bir sorun yok. Ama alacağınız üründe trans yağ içermez işaretini aramayı unutmayın.

Sekiz yaşına gelene kadar yapması gereken 50 şey

Biz büyüklerin yapması gereken işler, gitmesi, görmesi gereken yerler, tatması gereken yemekler vardır da, çocukların yok mudur dersiniz? Parents Dergisi bu ay, çocukların 8 yaşına gelmeden yaşamış olması önerilen şeylerin listesini verdi.

1. Aya seyahat: Nasıl olsa 8 yaşından önce hiçbir şey imkansız değil!

2. Mutlaka fıskiyenin altında koşturup dans etmek. Hatta mümkünse ailenin bir ferdi ile beraber.

3. Sizinle birlikte inandığınız bir yürüyüş ya da geçit törenine katılmak.

4. Paten ya da kaykayla kaymak.

5. Su dünyasına giderek bütün kaydıraklardan kaymak.

6. Yağmurda ebelemece oynamak.

7. İribaşların kurbağaya dönüşmesini izlemek. Bu çok kolay değil tabii. Evde ona uygun bir kutu hazırlamalı ve bir süre beklemelisiniz. En azından fasulye tanesinin sulu pamuk içinde filizlenmesini seyretmek.

8. Balık yakalamak ve yakaladığı balığı yemek.

9. Astronomi hakkında biraz bilgi edinmek ve daha önemlisi yıldızları seyretmek.

10. En azından bir kere futbol ve basketbol maçına gitmek.

11. En azından bir kere ince bir kitabı baştan sona okumak.

12. Hayal kırıklığına uğramak. Ve onu çok teselli etmeye çalışmayın. Hayal kırıklığının üstesinden gelmeyi öğrensin.

13. Ağzından suyu kaç şekilde fışkırtabileceğini keşfetmek.

14. İki tekerlekli bisiklet kullanmayı öğrenmek. Bir de bisikletten düşmek tabii...

15. Sizin kucağınızda deniz paraşütü yapmak.

16. Saçlarını tamamen kendisinin istediği gibi yapmak. Hatta eline makas bile verebilirsiniz. Bir kereliğine ama!

17. Ponpon yapmak. Kendi yaptığı ponponu, şapkasının ucuna takabilirsiniz.

18. Mutfağa girip bir yemek ya da tatlı yapmak. Hatta onu mümkün olduğunca özgür bırakacaksınız, karışmayacaksınız. Bakalım ortaya nasıl bir şey çıkacak.

19. Çok istediği bir şeyi almak için para biriktirmek. Ve gidip onu tıkır tıkır paraları vererek almak.

20. Çoğunluğun alay ettiği bir çocukla arkadaşlık etmek.

21. Lunaparka gitmek.

22. Kendi kahvaltısını hazırlayarak tepsi ile televizyon karşısına geçmek. Bunun için en kolayı, kahvaltılık gevreklerdir. (Bunun güzel yanı, anne babanın biraz daha uyumasına fırsat vermesidir tabii)

23. Anlatacak 3 güzel fıkra bilmek. Ve bunları gerçekten güzel anlatmak.

24. Adamakıllı el sıkışmayı öğrenmek. Gevşek gevşek değil.

25. Kendisinden daha büyük birine kapıyı tutmak.

26. Odasını kendi başına toplamak.

27. Limonata yapmayı öğrenmek.

28. Evin içinde keşif gezisine çıkmak. Oraları buraları eşelemek. Hatta mümkünse evde kimse yokken. Ama tabii o zor biraz!

29. Kavga eden iki çocuğu ayırmak

30. Yaşıtı ve dengi olan bir çocukla kavga etmek.

31. Odanın içinde mükemmel bir gizli köşe bulmak. Sekiz yaşına kadar onun içine koyacak pek bir şey olmayabilir ama o zamanki akılla bulunan gizli yer, başka kimsenin aklına gelmez.

32. Bir koleksiyon yapmaya başlamak. Her ne olursa olsun

33. Çin yemeği, suşi, İtalyan gibi en azından 5 farklı mutfağı tanımak için denemek.

34. Kağıttan uçak yapmak. Ya da bumerang. Ama iyi bir şekilde.

35. Gazete okumaya başlamak.

36. Mikroskop ve teleskop kullanarak bir şeyi incelemek.

37. Hediye paketi yapmak, hediye etmek. Hatta özel bir yemekte yemek servisine yardım etmek.

38. Kendi doğum günü davetiyesini hazırlamak.

39. Disneyland’a gitmek.

40. Çamurlara bulanmak. Orada güreşmek, yuvarlanmak. Ne sebeple olursa olsun.

41. Babayla güreşebilmek. En azından ileride kavga edebilmesinin temelini oluşturur.

42. En azından bir kıyafet alışverişinde onu rahat bırakın. İstediğini alsın, istediği gibi takımlasın.

ÜNLÜLERİN ÖNERİLERİ

43. Elif Dağdeviren: Bir hayvan beslesin. Bir hayvanla, tercihen bir ev hayvanı elbette, derin bir dostluk kursun.

44. Yunuslarla yüzmek. Gösteri izlemek de hoşlarına gidebilir ama onlarla yüzmenin verdiği keyif ve heyecan çok daha başka. Ne var ki yüzme biliyor olması gerekiyor. Bunu unutmayın.

45. Yurtsan Atakan: Küçük Prens’in kitabını okumalı ve filmini seyretmeli.

46. Leyla Alaton Günyeli : Çırılçıplak kumun içine kendini gömmek, karpuz, kavun veya şeftaliyi elleriyle yiyip bir de güzel üstüne silinmek! Değişik vücut seslerini hiç utanmadan sıkılmadan çıkarıp bir de arkasından kahkahalarla gülmek!

47. Fem Güçlütürk: Karda uyumak, çıplak yüzmek, yol kenarında ağaca çiş etmek. (Aslında büyüyünce de yapılması gereken ama 8 yaşına gelmeden yapıldığında ileride hem süper hatıra, hem de toplum kurallarına uyma mecburiyeti yaşı geldiğinde veya korkular bedenini zorla sardığında bir kez yapmıştım diyebileceği şeyler. Hatta bazı kuralları sorgulayarak özgür tercihini yapabilirÖ)

48. Emre İskeçeli: Bir yaz gecesi, arkadaşlarla, evin bahçesinde kurulan çadırda kalmak ve ikincisi, doktorculuk oynamak.

49. Yankı Yazgan: Hayal bile olduğunu bilmeden hayal kurmak, hata olduğunu bilmeden hata yapmak

50. Bir gün boyunca hiçbir şey yapmamak. Hatta okula bile gitmemek. Böylece bir şeyler yapabilmenin kıymetini anlamak!
Yazarın Tüm Yazıları