Dün eşimin doğum günüydü. Hep oğlanı, onunla yaptıklarımızı yazacak halim yok ya, arada bir de olsa baba olaylarına da girmekte fayda var.
Kendi doğum günüm beni çok heyecanlandırmaz. Özel partiler, davetler yapan türden değilimdir ama sevdiğim insanlara güzel hediyeler yapmayı, bunun için kafa patlatmayı severim doğrusunu isterseniz. Bunun için de en uygun insan kocam!!!
Ona yaptığım hediyeleri biraz size anlatmak, kendimle böbürlenmek ve size de fikir vermek istiyorum.
Yeni evli olduğumuz sene, iş arkadaşlarımın bana düğün hediyesi olan video kamerası ile yollara düşmüştüm. Eşimle ilgili yaklaşık yüz insandan doğum günü mesajları kaydetmiştim. Sonra da kaseti ona verdiğimde ona ilk dumurunu yaşatmıştım.
Daha sonraki bir sene daha vurucu bir iş çıkarttım: Sinan da doğmuştu ve o kadar yoğunluğum arasında epey bir zaman ayarlayarak, hayatındaki bir grup insanın resimlerini ayırdım albümlerden. Hepsi ile ilgili bir anı ya da bir kareyi yazdım. Ve bunları karikatürist arkadaşım Sönmez Karakurt’a teslim ettim. Her biri için yazdıklarımı karikatür haline getirdi ve bir defterde topladım onları...
Hüngür hüngür ağlattım onu. Keh keh keh...
Sonra evimin esas erkeği 40 yaşına dayandı. Onu 40 yaş depresyonundan korumak için iyi bir hediye hazırlamam gerektiğine inanıyordum. Bunun için düşünmeye başladım. Onu sembolize eden, sevdiği, kendine has olan 40 obje çıkardım. Kullandığı diş macunundan çok sevdiği yumurtaya, çiçekten o an ihtiyacı olan minik bir şeye kadar tam kırk şey aldım (ya da yaptım). Hepsini ayrı ayrı paketledim ve arkadaş grubumuz eşliğinde koca sepeti önüne sundum. Arada Sinan’ın babasına yaptığı resim bile vardı. Yine onu allak bullak etmeyi başarmıştım.
BİR SÜRPRİZ DE ONDAN
Bir yılbaşı da o bana bir sürpriz yapıp, Sinan’la bir fotoğrafımı kocaman karakalem resim halinde elime vermişti.
Bu sene de ne yapayım diye düşünmeye başladım. Doğrusunu isterseniz hesaplı paralara aklıma bir şey gelmedi. Çalışıyor olduğumdan yaratıcılık yetim de biraz dağılmış durumdaydı ve sıkışmaya başladığımı hissettim.
Sinan biraz daha büyük olsa belki onunla beraber bir sürpriz hazırlayabilirdim ama henüz o yaşta değil. Anında gidip babasına her şeyi anlatıyor.
Bu sene Joker imdadıma yetişti. Yeni başlayan bu uygulamayı daha çok fazla duyulmadan ben hediye olarak verdim kocama: Sinan’la çok hoşuma giden bir resmini 150 parçalık yap-boz haline getirdik.
Bu çok eğlenceli oldu. Siz de hediye olmasa da kendiniz için yap-boz haline getirmek istediğiniz resmi Joker/Maxitoys mağazalarına orijinal olarak götürürseniz dört gün sonra alabilirsiniz. 30 parçadan 150 parçaya kadar yaptırabilirsiniz yap-bozları. Bu durumda en büyüğü 30x43 santim ebatlarında oluyor. Kendi özel kutusu ile elinize teslim ediliyor. Bu işi Türkiye’ye getiren firmanın adı da Vulpes Puzzle.
Şimdi baba oğul beraber yap-boz yapıyorlar. Hem ikisinin ortak bir oyunu da olmuş oldu.
Ben de bir sene daha rahatım. Seneye artık Allah Kerim. Varsa sizden de fikir beklerim...
İşte yıkabileceğiniz tabular
Çocuk büyütürken vazgeçilmez olarak bilinen bazı kurallar vardır; nedenini, nereden geldiğini bilmesek bile uygulamaya dikkat ederiz. Kimbilir kaç jenerasyondur koşulsuz şartsız uygulanıyorlar ama aralarında rahatlıkla yıkılabilecek olanlar var. En azından uygulayamadığınız için üzülmenize gerek yok. İşte yıkılabilecek kurallar!
HER GÜN BANYO GEREKSİZ
Çocuğunuzu saçlarında kum tanecikleri veya her yeri çamur ya da yemek içinde dolaştırmak size çok da doğru gelmeyebilir. Ancak çocuğu her gün sabunlamak da gerekli değil. Banyoda çok fazla ovalamak, çocukların cildini nemli tutan doğal yağ dengesini bozabilir, derisini tahriş edebilir. Her akşam banyo için zor vakit ayırıyorsanız veya o enerjiyi kendinizde göremiyorsanız, her gece yıkamak yerine bazen sadece görünen (dizler, yüz veya ayaklar gibi) ve görünmeyen (boyun, genital bölge gibi) kirli yerleri silmek yeterlidir.
ARA ÖĞÜN MÜ: KESİNLİKLE EVET
Çocukların abur cubura meraklı olmasının çok iyi bir nedeni var: Yüksek kalori ihtiyaçları ve küçük mideleri gün boyunca yemek yeme ihtiyacı duymalarına neden olur. Uzmanlar, çocuklara üç ana öğün yerine, altı ara öğün verilmesinin doğru olduğunu söylüyor. Ayrıca unutmamalısınız, ara öğünler besinsel boşlukları da doldururlar. Örneğin, yoğurt kalsiyum, meyve lif takviyesi yapar...
HER YEMEKTEN SONRA DİŞ FIRÇALAMA
Bu konuda da çok mükemmeliyetçi olmanıza gerek yok. Uzmanlara göre bir öğün sonrası diş fırçalamayı atlamakla çocuğunuzun ağzı çürük dişlerle dolmaz. Ancak sağlıklı dişler için mutlaka günde iki kez fırçalamak gerek. Eğer çocuğunuz sadece bir kez fırçalamakta direniyorsa, diğer iki öğünden sonra ağzını çalkalatabilirsiniz. Çocuğunuz ne derse desin, gece yatmadan önce diş fırçalama zorunluluğu koymanız gerek. Çünkü gün boyunca ağızda biriken yemek parçaları, gece uykusunda çürükleri oluşturan asitlere dönüşürler.
SEBZE BİTMEDEN PASTA YİYEMEZSİN
Tatlıyı ödül olarak göstermek veya ceza olarak esirgemek, çocuğunuzun karşısına ileride obezite de dahil olmak üzere birçok sorun çıkartır. Tatlıyı ödül olarak vermek; tatlıyı mutlulukla, sebze gibi diğer besinleri de mutsuzlukla bağdaştırır. Bunun yerine, çocuğunuza arasından seçim yapabileceği alternatifli sağlıklı yemekler sunmak ve kendisinin ne yiyeceğine karar vermesini sağlamak çok daha iyi sonuçlar veriyor. Tatlı, ‘arada sırada’ yemeği olarak kalmalı ve güzel yenmiş bir yemekten sonra makul ölçülerde verilmeli.
ISLAK SAÇLA SOKAĞA ÇIKILMAZ
Hastalıkların asıl kaynağı mikroplardır. Virüs ve bakteriler de havanın sıcak veya soğuk oluşundan pek etkilenmezler. Grip ve diğer soğuk algınlıkları temas yoluyla geçer; el ele tutuşmak veya aynı kaptan içmek gibi... Uzmanların elinde hava sıcaklığının hastalığı başlattığına dair somut bir kanıt yok. Yani, çocuğunuzun banyo yaptıktan sonra dışarı çıkmadan önce lahana gibi kat kat giyinmesine, saçının en dip teline kadar kurtulmasına gerek yok. Ama siz yine de, özellikle soğuk havalarda saçını kurutun; çünkü saçtaki nem çok soğuk havada donar ve üşümesine neden olur.
ÖĞLEN UYKUSU ŞART MI?
Bebeğiniz huysuzluğuna uygulanacak en doğru tedavinin uyku olduğuna hiç şüphe yok. Pek çok çocuk günlerce, hatta haftalarca öğlen uykusuna direnebiliyor. Ancak çocuğunuz gün içinde çok fazla enerji harcarsa, ara uyku en iyi dinlenme yöntemi. Bunun için ille de pijamalarını giyip yatağında yatmasına gerek yok. Salondaki kanapede yapacağı ufak bir şekerleme de yeterli. Eğer gün içindae uyumamışsa akşam uyku saatini 30 ila 60 dakika öne almayı unutmayın.
TELEVİZYONU YAKINDAN SEYRETME
Çocukların gözleri bizim yaşlandıkça kaybettiğimiz bir özelliğe sahip: Yakın objelere odaklanma. Bu yüzden televizyonun yakınında oturmak gözlerine zarar vermez. Televizyonun yaydığı radyasyondan da endişelenmemelisiniz; yapılan araştırmalar bir tehlike olmadığını gösteriyor. Ancak bazı durumlarda televizyonu çok yakından seyretmek gözde astigmat oluşumuna neden olur; yani çocuğun gözleri büyük objelere yoğunlaşmayı tercih eder.
PAZARLIĞIN SÖZ KONUSU OLMADIĞI KURALLAR
3 Araba koltuğu kullanmak Bir kaza anında yolcular arasında en çok zarar görenler çocuklar. Bu riski en aza indirmek için çocuğunuzun yaşına ve kilosuna uygun araba koltuğu kullanmalısınız.
3 Çocuk doktoru gözetiminde olmak Özellikle aşı konusunda pediyatrist gözetiminde olmak şart. Aşının yanı sıra, çocuğunuzun gelişimini takip etmek açısından da çocuk doktoruna düzenli olarak görünmek önemli.
3 Antibiyotikleri bitirmek Çocuğunuz kendini iyi hissetse bile verilen dozu bitirmeniz şart. Eğer yarıda bırakırsanız, bakteri tam olarak yok edilmemiş olabilir ve hastalık tekrar nüksedebilir; ayrıca vücut antibiyotiğe duyarlı bakteri de oluşturabilir.
3 El yıkamak Hastalıkları önlemenin en kolay yolu olduğunu biliyor muydunuz? Çocuğunuz tuvalet sonrası ve dışarıdan geldikten sonra mutlaka ellerini yıkamayı bir alışkanlık haline getirmeli. Eğer her dakika elini yıkama fırsatı bulamıyorsanız, bakteri öldürücü jel veya ıslak mendil kullanabilirsiniz.
Annemden yemek kursları
Artık yemek kursları pek moda biliyorsunuz. Pek çok yerde, hatta mutfak üreticilerinin bile bir günlük dahi olsa kursları var. Ben de sürekli bu kurslarla ilgileniyorum ama zamansızlıktan bir türlü gidemiyorum. Sonuçta çareyi annemde buldum yine. Ondan bana özel kurs vermesini istedim. Zaten anne & trends dergimizin yemek sayfalarını da ona yaptırmaya başladım. Hem annelere, hem çocuklara yemek çıkartabiliyor. Ben de onun yaptıklarını yapıyorum. Şimdi ilk kurs olarak çikolatalı tatlı dersi istiyorum. Kendi formüllerini bulan ve hepsini süsleyerek nefis şeyler çıkaran annem, isteseniz bile size pasta yapmaz işte!!!
Sadece bana, hep bana... Ki ben 100 kiloya çıkayım!!!
KAZALARA KARŞI EĞİTİM
Çocukları yuvaya giden bazı anneler son haftalarda onların eve küçük sempatik bir paketle geldiklerini fark etmişlerdir. Schneider elektrik firmasının ‘Güvende Gelecek’ projesiyle okullarda elektrik çarpması, yangın gibi kazaların önüne geçilmesi amaçlanıyor. Ana okullarını ziyaret eden eğitmenlerin çocuklara hediye ettiği paketlerin içinde maskot ayıları, boyama kitabı, mıknatıs, tişört ve ailelere yönelik ‘Bak bugün ne yaptık’ başlıklı bir mektup var.
‘Güvende Gelecek’ projesi ilk olarak İstanbul’da 3-6 yaş arası çocukların devam ettiği 60 ana okulunda başlatıldı. Elektrik gibi önemli, ama kontrol edilmezse tehlikeli olabilecek konu, okul öncesi çocuklara en uygun şekilde anlatılıyor. Bir yandan çocuklara bilgi verilirken, bir yandan da okulun elektrik sigorta sistemi de kontrol ediliyor, gerekli görüldüğünde elektrik kaçaklarını gösteren röleler sisteme dahil ediliyor.