Paylaş
Yazı, kız ve erkek çocuklarının farkları ile ilgili. Hangisinin daha kolay ya da avantajlı olduğu gibi bir şeyden bahsetmek tabii ki mümkün değil, çünkü her halükarda ikisi de zor. Neyse, okuyun bakalım, siz de bu farkları görebildiniz mi? İnanın ben bazılarına bizzat şahit olmuşumdur...
KIZLAR
1) Kız çocuğa bir top atarsanız hemen suratına çarpar.
2) Kız çocuğunuzu dışarı çıkmak için özene bezene giydirirsiniz, süslenme faslı bittiğinde küçük hanım harika görünmektedir ama gideceğiniz yere bir saat gecikmişsinizdir.
3) Kız çocuk yerde bir çubuk gördüğü zaman alıp neden yapıldığını anlamaya çalışır.
4) Kız çocuklara bir Barbie bebek verin, onu giydirir, süsler, evcilik oynar.
5) Kız çocuğun saçlarını kestirdiğinizde yeni halini beğenmemişse kendini 2 hafta odasına kilitleyebilir.
6) Kız çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp yüzüne gözüne sürer.
7) Kız çocuk gaz kaçırırsa kıpkırmızı olur çok utanır.
8) Kız çocuklar tırnaklarını uzatır ama daha güzel olduğu için değil, bir erkek çocuğun orasını burasını çizebilmek için.
9) Kız çocuklar 6 yaşından itibaren babaları onlara şeker vermezse yanak vermeyi keser.
10) Kız çocuklar genelde erkek çocuklardan önce konuşmayı öğrenirler.
11) Kız çocuklar filmde biri öldüğünde ağlarlar.
12) Kız çocuklar büyüyünce kadın olurlar.
ERKEKLER
1) Erkek çocuğa bir top atarsanız onu yakalamak için ellerini acar, yine de top suratına çarpar.
2) Erkek çocuğunuzu dışarı çıkmak için özene bezene giydirirsiniz, ama 10 dakika sonra gömleğinin yakası bir tarafa kaymış, ayakkabıları tozlanmıştır.
3) Erkek çocuk yerde bir çubuk gördüğü zaman alıp bundan nasıl bir silah yapacağını düşünür.
4) Erkek çocuklara bir Barbie bebek verin, hemen kollarını bacaklarını koparır.
5) Erkek çocuğun saçlarını kestirdiğinizde nasıl olduğuyla ilgilenmez bile.
6) Erkek çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp duvarları boyar.
7) Erkek çocuk gaz kaçırırsa önce bir güler, ardından aynı sesi 50 kere tekrar eder.
8) Erkek çocuklar tırnaklarını uzatır çünkü kesmeye üşenirler, kestirmeye izin vermezler.
9) Erkek çocuklar 6 yaşından itibaren babalarına yanak vermeyi keser.
10) Erkek çocuklar genelde konuşmadan önce silah seslerini taklit etmeyi öğrenirler.
11) Erkek çocuklar Ninja Kaplumbağaları’nı 3. kere seyrederken biri televizyonu kapatırsa ağlar.
12) Erkek çocuklar büyüyünce büyük erkek çocuk olurlar.
OYUN PARKLARI
Çocuğun ruhuna da bedenine de lazım
Çocuk parkları şehirde büyüyen çocuklar için temel ihtiyaç. Ancak parktan parka fark var. Bazıları ortaya bir kamyon kum döküp, çevresini çitle çeviriyor ve oraya park diyor, bazıları da bu yola başkoymuş, aralarında çocuk parklarının da olduğu şehir mobilyaları üretiyor. Parkların temizliği, güvenliği gibi pek çok konuda şikayet ve tartışmalar sürerken, İstanbul için şehir mobilyaları üreten İSTON ile görüştük.
Güzel havalarda özellikle şehirde yaşayan annelerin en büyük keyiflerinden biri çocuklarıyla parklara gitmek. Hatta kışın ışıltılı günlerinde bile çocuğunu sarıp sarmalayarak kendini parklara atan pek çok anne var çevremizde. Hatta evine yakın yerdeki parkları beğenmeyip de daha uzaklara, parklara taşınan annelerin sayısı da hiç az değil.
Pek çok anne parklara gitmeyi severken oralarda karşılaştıkları ortamlardan pek de memnun kalmıyor. Kimisi bozulan, aşınan yapılardan şikayetçi. Kimisi ise zemindeki kumların, ortamın pisliğinden. Farklı yaş gruplarının aynı alan içinde toplanmasının sakıncalarını yaşayanlar da var. Bu sefer küçük çocukları büyüklerden korumak gerekiyor.
Çoğunlukla bağlı bulunduğumuz belediyelere sorunları iletiyor, parkların bir an önce toparlanması için ricalarda bulunuyoruz. Ne de olsa çocukların önemli bir zaman geçirdiği oyun parkları güvenlik ve sağlamlık esaslarına dikkat edilmeden tasarlanınca çocukların sağlığı üzerinde tehdit oluşturabiliyor. Bunun çözümü ise temel olarak onlarda.
Uzmanlar, koşmasına, zıplamasına, tırmanmasına, tekme ve takla atmasına izin verilmeyen, dört duvar arasına sıkışmış bir apartman çocuğunun birikmiş enerjisini boşaltamadığı için sinirli ve saldırgan, idare etmesi zor bir yapıya sahip olacağına işaret ediyor. ABD’li psikologlar, dış mekanlarda oynanan oyunların çocukların beyinlerinin gelişiminde büyük etkisi olduğunu belirtiyor. Bütün gün evde hapis kalan çocuk için hava şartları ne olursa olsun parkta oynamak onu rahatlatan, yorarak mutlu eden bir etken. Bu nedenle oyun alanlarının niteliği çocuğun fiziksel ve kişisel gelişiminde önemli yer tutuyor. Üstelik devamlı artan kent nüfusuyla birlikte çocuk psikolojisine uygun olarak tasarlanmış oyun alanlarına duyulan ihtiyaç artıyor.
Belediyeler bu konuya ilgisiz değil. İstanbul Büyükşehir Beldiyesi’ne bağlı olarak şehir mobilyaları üreten İSTON’un basın sözcüsü Hilal Korucu, çocukların gelişimi için parkların öneminin farkında olduklarını ve parkları imkanları dahilinde çocuklara uygun hale getirmeye çalıştıklarını anlatıyor. Korucu ‘Dış mekanda oyun oynamak çocuklara büyük faydalar sağlar. Dış mekanda hayvanlardan insanlara birçok canlı gören çocuk farklı davranışlar öğrenir. Bu da onların fiziksel gelişiminde büyük fayda sağlar. Çocuklar böylece kendilerini çevreden gelebilecek tehlikelere karşı korumayı da öğrenir. Bu gelişim iç mekanlarda tıkalı kalan çocuklarda daha yavaş olur’ diyor.
GÜVENLİ ÇOCUK BAHÇELERİ
İSTON bu konuda pek çok uzmanla ortak çalışmalar da yapıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü Öğretim Görevlisi Esin Düzakın Yolsever İSTON tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Kent Mobilyaları Sempozyumu’nda sunduğu ‘Çocuk Bahçelerinin Güvenliği’ başlıklı bildirisinde, çocukların duygusal, sosyal, ve fiziksel gelişiminde önemli bir yeri olan çocuk bahçelerinin ihtiyaçları karşılayacak şekilde tasarlanması, üretilmesi, tesis edilmesi ve kullanılmasında güvenlik faktörünün gözden kaçırılmaması gerektiğini hatırlatıyor.
İSTON, 1996 yılından bu yana güvenlik, sağlamlık, kolaylık prensiplerini esas alarak aralarında pedagogların da bulunduğu uzman bir kadro ile oyun grupları üretiyor. Bu tasarımlarda çocukların sağlığı dikkate alınarak kaliteli ahşap, paslanmaz çelik, laminat, galvanizli zincir kullanılıyor. Çocuğa zarar vermeyecek, hayal gücünü geliştirecek özelliklere sahip olan form ve renkler tercih ediliyor ve farklı mekanlar için yeni tasarımlar, uygulamalar yapılıyor.
Fakat her şeyi belediyelerden, klasik deyimle ‘devletten’ beklemek de yanlış. Oralara bakmak, parkları temiz tutmak, çocuklarımızın artıklarını toparlamak da bizim görevimiz. Hatalı davrananları, çevreye çöp dökenleri, parktaki oyuncaklara zarar verenleri (ya da yanlarındaki büyükleri) uyarmalıyız.
Güvenli bir parkta neler olmalı?
Yüzey malzemesi en az 30 cm kum çakıllı, kum, ağaç kabuğu ya da darbe önleyici kauçuk olmalı.
Yerdeki koruma zemini, oyuncaklarının bitim yerinden itibaren her yönde en az 150 cm olmalı.
Birbirinden bağımsız oyun gruplarının arasında 75 cm, yüksek olanlarının arasında en az 350 cm boşluk bulunmalı.
Oyuncakların yapıldığı metal bağlantı parçalarının açık keskin uçlu olmamaları, cıvata uçlarının dışa taşırılmamış olması gerekir.
Bütün oyun aletlerinin köşeleri yuvarlatılmış olmalıdır. 90 derece ya da daha dar açılı keskin köşeler olmamalıdır.
Yüzeyde ortaya çıkmış beton temeller, kaya yüzeyleri ya da ağaç engeller olmamalı
Yüksek platformların tamamında korkuluklar ya da düşmeyi önleyici paneller olmalı.
Oyun aletleri ve yüzeylerinin iyi durumda oldukları düzenli olarak kontrol edilmeli.
ANNEMİN KÖŞESİ
Annem gibi olamadım gitti
Yazı annem sayesinde geçiriyorum. Yaz aylarını pek sevmediğimden, sıcakla aram hiç olmadığından bu döneme uygun giyim ve yaşam tarzım da pek gelişmemiştir. Mesela bazı dergilerde kadınların plaj çantalarını açmışlar içinden neler neler çıkmış. Ben ise yedek mayo bile taşımam yanımda. Bir kitap, bir pareo, o kadar...
Ve fark ettim ki, yaz aylarına dair tükettiğim ne varsa annem vermiş: Terletmeyen, ferahlatıcı vücut losyonu, saç koruyucu, mayo ve hatta bütün gün evde giyebileceğim çok rahat minik elbiseler... İnanın en çok kullandığım saç tokamı bile annemden almışım.
Beraber olduğumuz zaman onun plaj çantasını karıştırırım. Neler neler çıkar: Güneşe karşı özel rujlar, allıklar, mayolara uygun tokalar, kremler, koruyucular, besleyiciler, eriticiler!!! Süsler, püsküller, spreyler... Kağıt kalem, kitap bile vardır bu kadar şeyin arasında.
Böyle olmayı zamanla öğreneceğim herhalde...
Paylaş