Esrarengiz babalar

Bu mail bana bir iş arkadaşımdan geldi. Ben çok eğlendim. Biraz da dehşete düştüm. Dalga mı geçiyorlar, ciddi mi söylüyorlar bilemedim. Ama sanırım ciddiler.

Yazı, İngiltere’de, anne ve babası bir arada olmayan çocuklara maddi destek sağlayan Child Support Agency isimli kurumdan yararlanmak için başvuran annelerin doldurdukları formlarda ‘çocuğun babasına ait bilgiler’ kısmına yazdıkları şaheserlerle ilgili... Bakın neler yazmışlar!

- İkizlerimden bir tanesinin babasının adı Jim Munson. Diğerinden emin değilim ama ona da aynı gece hamile kalmışım.

- Çocuğumun babasının kim olduğunu bilmiyorum. Bir gece bir partiye gitmiştim ve orada birden midem bulanır gibi oldu, pencereden dışarı sarkmış biraz temiz hava alıyordum ki birden adamın biri üzerime atladı. İsterseniz o gece partide olan adamların listesini yazayım.

- Küçük kızımın babasının ismini ne yazık ki bilmiyorum. 3600 Grand Avenue’deki bir partide korunmadan seks yapmıştım. Ama ne seks! Hiç bu kadar güzelini yaşamamıştım, inanın zevkten bayılmıştım. Babasını bulursanız telefon numarasını bana gönderirsiniz değil mi?

- Kızımın babasının kim olduğunu bilmiyorum. Bir BMW’si var ve ön camında da ayakkabımın topuğuyla açtığım bir delik olması lazım. İsterseniz bu bölgedeki BMW servislerini arayın bakalım, tamir ettirmiş mi?

- Bir oğlum var ama ben hayatımda kimseyle seks yapmadım. Papa’dan oğlumun mucizevi doğumunu onaylayan ve onun yeniden dünyaya gelen İsa olduğunu müjdeleyen bir mektup bekliyorum.

- Çocuğumun babasının kim olduğunu biliyorum ama size ismini vermemem gerekiyor çünkü söylediğine göre bunun sonucunda İngiltere ekonomisi büyük zarar görebilirmiş... Sizinle ülkem arasında kaldım şimdi ne yapayım?

- Çocuğumun babasının kim olduğunu bilmiyorum, çünkü üniformalarını giydiler mi bütün polisler birbirine benziyor.

- Çocuğumun babasının adi Peter Smith. Ona ulaşırsanız AC/DC CD’lerimle bunca zamandır ne yaptığını sorar mısınız?

Eğlenceli değil mi. Ama bunların gerçek cevaplar olduğunu düşünmek insanı biraz endişelendiriyor. Böyle cevapları ciddi ciddi veren bir annenin yetiştireceği çocuktan ne çıkar diye düşünüyorsunuz ister istemez...

PKU hastası bebekler mecburen vejetaryen

PKU, yani fenilketonüri son zamanlarda ismini sıklıkla duyduğumuz bir hastalık. PKU yeni doğan bebeklerde görülüyor ve bütün hayatı boyunca birlikte yaşamak zorunda olduğu metabolik bir hastalık olarak devam ediyor. PKU için bir nevi zorunlu vejetaryenlik de diyebiliriz. Bu hastalığa sahip çocuklar ve büyükler ömürleri boyunca diyet yapmak zorunda, çünkü vücutları proteini tolere edemiyor. Türkiye’de her 4000-4500 çocuktan biri bu hastalıkla doğuyor. Bir başka bilgi de Türkiye’nin PKU konusunda dünyada birinci sırada olduğu.

PKU’nun Türkiye’de bu kadar yaygın olmasının en önemli sebebi olarak akraba evlilikleri gösteriliyor. Hatta PKU’nun görülme sıklığı bölgelere göre de değişim gösteriyor. Mesela Karadeniz Bölgesi’nde bu oran 2500’de bir gibi bir orana yükseliyor.

PKU, yani fenilketonüri nedir peki? Bu tarz metabolizmaya sahip olanlar, fenilalanin amino asidini başka bir amino asit olan tirozine dönüştüremiyorlar, çünkü vücutlarında bu dönüşümü sağlayacak olan fenilalanin hidroksilaz enzimi eksik. Ancak fenilalanin vücut gelişimi için çok önemli bir protein yapıtaşı ve belirli ölçülerde alınması gerekli.

PKU’su olanlara yüksek proteinli hayvansal ürünler ve yüksek proteinli gıdalar kesinlikle yasak. Tüketilen ürünlerin tamamının düşük proteinli olması gerekiyor. Bu hastalığı kısaca protein alerjisi gibi de düşünebilirsiniz. Yani bir çeşit mecburi vejetaryenlik.

PKU kalıtsal bir hastalık ve çocuğun hasta olması için hem annenin hem de babanın taşıyıcı olması gerekiyor. Ancak iki ebeveyn de taşıyıcı olsa bile, hastalığın çocukta görülme riski yüzde 25. Sağlık Bakanlığı 1993’ten bu yana tüm ülkede fenilketonüri tarama programına başlamış durumda. Bunun için de belli noktalarda yeni doğan bebeklere birtakım tarama testleri yapılıyor.

ÖMÜR BOYU DİYET

Hastalığın ilk aylarda teşhis edilememe durumunda ilerleyen aylarda bebekte normal gelişimin olmaması dikkat çekiyor. Başını tutma, oturma, yürüme gibi becerilerde yaşıtlarından geri kalıyorlar, zamanla havaleler de başlayabilir. PKU’nun müdahale edilmediği durumlarda kalıcı zihinsel problemler oluşabiliyor. Teşhis edilip kontrol altına alınan durumlarda ise çocuklar gayet sağlıklı büyüyebilirler.

PKU’lu bebeklerde anne sütü tüketiminde bile dikkat edilmesi gereken noktalar, kullanılacak bazı tıbbi mamalar var. Bu metabolizma farklılığının da dereceleri var. Bazı çocuklar yasak olan ürünlerden belirli miktarlarda tüketebiliyor. PKU hastaları için özel olarak üretilen, sütten çikolataya birçok ürün var ama bu tür ürünler Türkiye’de satılmıyor.

Bazı anneler çözümü internetten yurtdışından siparişle ürün getirtmede bulmuş. Yurtdışındaki PKU alışveriş sitelerinde 30’un üzerinde ürün seçeneği var. Ama 2 euroluk bir bisküvi 13-14 euroya geliyor, süt gibi temel gıda maddelerinin aileye bedeli 100 milyon civarı olabiliyor.

Türkiye’de yine bir metabolizma hastalığı olan çölyak için marketlerde ortalama 10’un üzerinde ürün satılıyor ama PKU için bugüne kadar sadece Eti firması çölyak hastaları tarafından da kullanılabilecek bir tek ürün çıkarmış. AB üyesi bazı ülkelerde marketlerde zorunlu PKU reyonları var. Üstelik düşük proteinli ürünler aynı zamanda böbrek yetmezliği ve karaciğer problemi olanlar için de uygun.

Bir çocuğa hastalığını ne kadar anlatmaya da çalışsanız sonuçta onlar çocuk ve vitrinlerde, raflarda gördükleri onları cezbeden her şeyi yemek istiyorlar. Onları bunlardan mahrum etmek anneler için o kadar zor ki... Zaten bu mahrumiyet bebeklik, çocuklukta da bitmiyor, PKU hastalarının hayat boyu özel bir diyet yapması gerekiyor.

PKU hastası çocuğunuzun ‘kaçak yapmasını’ nasıl önlersiniz

PKU’lu bir çocuğun öngörülen porsiyondan daha fazla tüketmesi ve yasak olan besinleri yemesi ‘kaçak yapma’ olarak isimlendiriliyor. Bunu önlemek için bunlara dikkat etmelisiniz.

- En geç bir yaşından itibaren aile beraber yemek yemeli.

- Sofrada herkesin ayrı tabağı olmalı, herkes kendi yemeğini yemeli.

- Çocuk yasak besinlere uzandığında buna ‘yasak’ denmeli, ‘acı, cız, kötü’ denmemeli, sebebi anlatılmalı.

- Çocuktan gizli yemek, yasaklı yiyecekleri kilit altında tutmak uygun değil.

- Kararlı ve katı olun, çocuğunuz bu şekilde kapris veya şaka yapmadığınızı, ciddi olduğunuzu anlayacaktır.

ANNEMİN KÖŞESİ

Neye niyet neye kısmet

Ben yazmakta zorlandıkça annemin köşesine ilgi artıyor. Bu köşeye ilk başladığımda, bekar bir kız iken yazma alanım daha genişti doğrusunu isterseniz. Evlenip, bir de çocuk sahibi olduktan sonra otosansür uygulamaya başladım nedense. Eskiden bahsedebildiğim pek çok konu ve kelime hakkında yazmaya çekinir oldum. Ama zannetmeyin ki artık annemle bu muhabbetlerimiz devam etmiyor. Sanki annem değil, inanılır gibi değil kadının söyledikleri... Öyle şeylerden bahsediyor ki inanın utanıyorum!

Şimdi bu kadar girişten sonra böyle bir yazı bekleyebilirsiniz benden ama ben hálá birazcık ölçülü olmaktan yanayım. Mesela annemin nezaketinden bahsedebilirim size. Hatta haftaya benim için yaptığı nefis doğumgünü pastası tarifini vereyim de ağzınızın suyu aksın!

Çocuklar keşfederek öğreniyor

1.5-3.5 yaş grubuna yönelik yeni bir çocuk gelişim merkezi açıldı. Patika Oyun Evi’nin amacı bu yaş aralığındaki çocukların oynarken keşfetmelerini, deneyerek ve eğlenerek öğrenmelerini, yeni beceriler geliştirmelerini sağlamak. Oyunu, çocukları yalnızca oyalamak için kullanma kolaylığına kaçmadan, sosyalleşme ve gelişim süreçlerinin en yoğun dönemindeki çocuklara yeni beceri ve bilgileri bilinçli seçilmiş oyunlar ve eğlencelerle kazandırmayı hedefliyorlar. Paitka Oyun Evi’ndeki mekanların düzenlenmesi ve oyun alanlarının güvenliği tamamen bu yaşlara uygun olarak hazırlandı.
Yazarın Tüm Yazıları