Evet yanlış duymadınız. Sadece yazılar yazmaya ve arkadaşlarına ahkam kesmeye meraklı olan ben, bu hafta düzenlenen Anne-Bebek Fuarı'nda Milupa tarafından konuşmacı olarak davet edildim.
Saat 13.00-14.00 arasında Sinan'la orada olacağım ve sizlerle buluşacağım. Beni ekmeyeceğinizi umuyorum. Zaten bu gün bu fuara gitmeyi ve bunu size de önermeyi düşünüyordum.
Fuar hamilelik döneminden başlıyor ve 12 yaşa kadar çocukları olan herkesi ilgilendiriyor. Şişli Grand Cevahir Otel & Kongre Merkezi'nde düzenleniyor. Saat 11.00-20.00 arasında gezilebilir.
Eee, şimdi neden bahsedeceğiz? Neden biliyor musunuz?
Çok yakın bir arkadaşım şu anda 5 aylık bebeğini, emzirmeden ufak ufak katı mamaya geçirme döneminde olduğu için kendini çok kötü hissettiğini, emzirmeyi sevdiğini, oğluyla bağının kopacakmış gibi geldiğini söyledi. Ben de tabii ki onunla dalga geçtim. ‘‘Elif kızım, deli misin? Daha emzirme devam edecek ayrıca merak etme, bağlantılarınız daha sonra daha da kuvvetlenecek’’ diye. Ve geçmişi düşündüm. Daha doğrusu neleri hevesle bekleyip beklemediğimi...
EMZİRME MERAKLISI OLMADIM
Mesela hiçbir zaman emzirme meraklısı olmadım. Gayet güzel emzirdim ama benim için çıldırtıcı manevi heyecanı olan bir olay değildi. Heves yoktu yani. Oysa ilk günden beri onu kanguru ile göğsümde taşımaya heves etmiştim. İyice yamulan belim yüzünden pek az yaptım o işi. Daha çok göğsümde uyuttum ve buna bayılırdım. Ama heyecanla beklediğim yanyana, birbirimize sarılarak uyuyacağımız zamanlardı. Nitekim o zamanlar başladıktan sonra benim bile uykularım düzene girdi. Zaten çocuğun annesiyle uyumasında alışkanlık durumu, çocuktan çok anneyi ilgilendiren bir durum sanırım.
O üç tekerlekli pusetlere bayılıyordum. Bebeği ona koyup, ayaklarıma patenleri geçirip parkta kayarak puset gezdirmek istiyordum. Ama maalesef yapamadım. Onu gezdirdim ama patensiz!!!
Hevesle neleri bekliyorum sizlere sayayım mı...
Mesela onunla dans edeceğim günleri... Gerçi şimdi de dans etmeye başladık ama şarkının en güzel kısmında sıkılıp tak diye müziği değiştirebiliyor. Şööyle uzun uzun sallanalım istiyorum.
Sonra ben eski tarzım olan mini eteklerimi, bilekli botlarımı üzerime geçirmeyi (ve tabii önce bunları giyebilecek fiziksel kıvama gelebilmeyi) ona da deri ceketler giydirip ‘‘önümüze gelene bir tekme’’ şeklinde dolaşmayı, hava basmayı istiyorum.
Beraber motosiklete binmek istiyorum. Çünkü inatla araba kullanmıyorum.
O günleri bekliyorum.
Sürekli bir şeyleri bekliyorum.
Ama inanın çocuk da bu beklemelerle büyüyor. İlk gülmesini, ilk adımını, ilk konuşmasını, size ilk soru sormasını, ilk çorabını çıkarmasını, dolabından kıyafet seçmesini... Bekle babam bekle...
Ve şimdi yolun daha başında olan arkadaşım Elif, emzirme döneminin bitmesinden endişe ediyor. Gelecek ve geçecek dönemlerin yanında bu da bir şey mi!!!
Bebeğiniz ne kadar küçükse onunla seyahat o kadar kolay
Esra Madran (32) çalışan bir anne. Kızı Selin 15 Mayıs 2000'de doğmuş. Doğduğu günden beri Selin, annesiyle 15 uçak yolculuğu, 7 seyahat yapmış. İlk günlerde bebeğin sokağa bile çıkartılmaması gerektiğini öne süren teoriye bu kadar muhalif bir anne herhalde zor bulunur. Ama onunla konuşunca anlıyoruz ki, bebekle seyahat etmenin zevkli tarafları bile var. Mesela İskoçya'da bir otelde Selin küçük bir kraliçe gibi bütün misafirlerden o kadar büyük ilgi görmüş ki, sonunda aralarında toplanıp ona bir porselen bebek hediye etmişler. Annesine Selin'le seyahat etmenin nasıl bir şey olduğunu sorduk.
Ne zamandır geziyorsunuz? Nerelere gittiniz?
-İlk seyahatimizi Selin 3 aylıkken yaptık. Uçakla gittik. Ancak iki hafta içinde tren, otomobil, hatta teleferiğe bile bindi Selin. Daha sonra 5 ülkeye seyahate gittik: Fransa, İspanya, İskoçya, İngiltere ve İsviçre. Ayrıca bir de mavi yolculuk yaptık! Böyle rahat yolculuk yapabilmemizin en önemli nedeni eşim Murat'ın profesyonel turist rehberi olması.
Çocuk kaç yaşlarındayken seyahat daha rahat?
-Bebeğiniz ne kadar küçükse aslında o kadar rahat! İlk seyahat kararını aldığımızda tepkiler ‘‘Aaa bebekle seyahate gidilir mi?’’ şeklindeydi. Ama doktorumuz ve annem bizi yüreklendirdi. Anne sütü veya mama ile beslenen, yani ek gıdalara geçmemiş bebeklerle yolculuk yapmak daha rahat. İlk önce bebekle yolculuğu veya tatili içinize sindirmeniz önemli. Her şeyinizi onun takvimine göre organize edeceksiniz. Yeni yeni yürümeye başlayan bebeklerle uçakta vakit geçirmek daha zorlaşıyor. 1.5-3 yaş civarında da onun temposuna ayak uydurabilirseniz daha az zorlanırsınız.
-Hayır. Sürekli değişik ortamlarda bulunmasının, evde bile değişik odalarda uyumasının bunda etkisi olabilir. Üç yaşına kadar ev ortamından hiç ayrılmamış bir çocuk için birden bir yolculuğa çıkmak çok rahatsız edici olabilir. Bebeğinizle ne kadar erken bir şeyler yapmaya, gezmeye, yemeğe ya da tatile gitmeye başlarsanız o kadar çabuk adapte oluyor.
Seyahatte nelere dikkat etmek gerekiyor? Uçakta mesela...
-Check-in sırasında mutlaka çocuklu olduğunuzu belirtmeniz gerekiyor ki, seyyar bir pusetin monte edilebileceği business-class'ın hemen arkasındaki koltuklara oturabilesiniz. 8-10 ay arasında bebeği olanlar için bu pusetin faydası, içinde uyuyabilmesi veya oturup oynayabilmesi. İniş-kalkışlarda basınç değişikliğinden bebeğinizin etkilenmemesi için bir şey içmesini sağlayın (biberon, anne memesi, emzik veya daha büyükler için sakız). İki yaş üstü çocuklar biletli yolcu olduklarından rezervasyon sırasında çocuk mönüsü isteyebilirsiniz. Otelde kalacaksanız rezervasyon sırasında çocuk yatağı isteyebilirsiniz. Gittiğiniz gün ulaşabileceğiniz bir çocuk doktorunun telefonunu alsanız iyi olur.
Yanınıza bebek için ekstra neler alıyorsunuz?
-Bebeğin yaşına, yere, mevsime göre değişiyor. En önemlisi uçak yolculuklarında yanınızda yedek çanta bulunması. Bu çantada yedek kıyafetler, oyuncak, yiyecek ve temel ilaçlar olmalı. 7-8 aylığa kadar olan bebek için ana kucağı mutlaka gerekli yolculuk sırasında. Taşıyabiliyorsanız puseti almanız çok faydalı oluyor. Mama kullanan bebekleri olan ailelerin stoklu gitmeleri iyi olur. Yaz tatilleri için de yüksek faktörlü güneş kremleri ve şapkaları ihmal etmemek gerekli.
Esra Madran’ın seyahatleriyle ilgili yazılarını http://www.anneyiz.biz sitesinde okuyabilirsiniz.
ÇOCUKLARA DEĞER VEREN HAVAALANI
Havaalanında mümkün olduğu kadar az vakit geçirmeye çalışıyoruz. Çocuklar için ayrı bölümünü kullandığımız tek havaalanı Zürih oldu. Bir anaokuluna benzeyen büyük bir alandı. Bir bölüm çocukların oynaması için ayrılmış, bir bölüm aileler için. Uyumak isteyen çocuklar için yataklı bir oda var. Mutfakta ne isterseniz buluyorsunuz: Mama veya yemek ısıtmak için ocaklar, lavabo, alt değiştirme bölümleri, ıslak mendil ve kremlere kadar!
ANNEMİN KÖŞESİ
Her gece yapacak yemek nasıl buldun
Anne bende kolesterol yüksek çıktı? Bu ırsi bir şey mi? Bunun sorumlusu olarak seni suçlayabilir miyim?
Ne yapacağım ben şimdi. Ne yemek pişireceğim her gece?
Oğlanın midesi bozuk, ona ayrı...
Baba bir nevi Montignac rejimi yapıyor, ona ayrı.
Bende koca bir liste var yememem gereken. Kalanları da ben yemem zaten.
Anne koş, yetiş. Bir şeyler yap. Zaten açlıktan ölüyorum.
Adam birazdan eve gelecek ve yemek soracak.
Sizde ne yemek var bu gece? Bari birkaç kap onlardan getirsen bize...
Loğusalığımdaki gibi gelip yemek yapsanız ve buzluğa atsanız ve biz o gece yiyecek bir şey bulamasak!!!
Anne bu kadar sene her gece nasıl buldun yapacak yemek?
Bu kadar kadın bunu nasıl beceriyor her gece...
İmdaaaatttt..........
ANNELERE ÜCRETLİ SEMİNER
Annelere bilgi vermek ve kafalarındaki sorunların çözümüne yardımcı olmak amacıyla Çözüm Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde seminerler başladı. Bu haftadan itibaren cumartesi günleri saat 10.00-12.00 arasında anne eğitim programına katılabilirsiniz.
Psikolojik danışman Sonnur Köse Öztürk tarafından verilen seminerlerin her oturumu 60 milyon TL. 3-12 yaş grubundaki çocuklarıyla dikkat dağınıklığı-hareketlilik, talimat alma, kurala uyma, günlük görevleri yerine getirme, iletişim kurma konularında zorluk yaşayan annelere yönelik hazırlanan program aşağıdaki başlıkları izleyerek 9 haftada tamamlanacak
Tel: 212-246 34 76, 232 88 41, 232 93 88.
Anlatın beraber gülelim
Reklamın faydaları
3.5 yaşındaki oğlum Berkay ile mutfaktaydık. Ben mutfakta yemek yaparken Berkay mutfak masasında oyun hamuruyla oynuyordu. Hamuru tüm masaya, sandalyeye yapıştırmış. Görünce kızgın bir şekilde yüzüne baktım. O zaman deterjan reklamlarında sıkça görüldüğü gibi, bir eliyle masayı temizlemeye çalışarak ‘‘İşte bakın lekeler gitti, bırakın çocuğunuz öğrensin’’ dedi. Bir şey söyleyemedim çok hoşuma gitmişti, kızamadım. Meral Okutan (27)