Stres sadece ruhumuzu değil, cildimizi de olumsuz etkiliyor. Ancak son yıllarda geliştirilen yeni bakım ürünleri artık her bir hücreyi çekirdeğine kadar korumaya alıyor.
Geceleri uyuduğumuz sırada cildimiz tıpkı bir dedektif gibi çalışıyor. Cildin kendini tamir süreci işlemeye devam ediyor ve çekirdekteki her hücrenin DNA’sını okuyarak tüm değişimlerden haberdar oluyor ve onları yeniliyor. Bu süreç kusursuz bir şekilde ancak DNA iyi korunduğu ve her hücre kendini sağlıklı bir şekilde yenilediği sürece işliyor. Bu, modern ve stresli bir gündelik hayatta oldukça zor. Kozmetik bilimcilerinin son olarak geliştirdiği ve bakımla DNA korumasının ideal ortamının oluşmasını sağlayan ürünler şimdi stresi ciltlerden uzaklaştırmaya yardımcı oluyor. Juvena’nın iki etkili ürünü, DNA nano-teknolojisiyle en küçük stabil kristal parçalar hücre çekirdeklerine kadar ulaştırılıyor. Aynı anda skin-nova teknolojisi cildin doğal fonksiyonlarını düzenliyor ve hücre yenilenmesinde etkili olmasını sağlıyor. Hedefe odaklı ve nasolabial bölgedeki kırışıklıklara karşı etkili bir ürün de Nivea’nın Visage serisi. Alın ve yanakları hedef alan folik asit ve kreatin içeriğiyle DNA’yı koruyor, yüzeyde mikro pigmentler kırışıklıkların oluşmasını engellerken, optik olarak cildin daha genç görünmesine yardımcı oluyor.
2000 cilt bakım terapisti İstanbul’da
Cildi vücudumuzun en önemli organlarından biri olarak ele alan, bakım ve güzellikte sağlığı ön plana çıkaran Dermalogica’nın 15 yıldan bu yana düzenlediği Uluslararası Dermalogica Kongresi’ne bu yıl İstanbul ev sahipliği yapacak. Markanın yeni ürünlerinin tanıtılacağı, farklı ülkelerden 2000 cilt bakım terapistinin katılacağı kongre, 1-2 Ağustos tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek.
1994 yılından bu yana Dermalogica’nın Türkiye distribütörü olan Antis Kozmetik’in genel müdürü Adnan Saybaşılı, İstanbul’un bu kongreye ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğunu belirtti: "İki senede bir gerçekleştirilen kongre, daha önce Hawaii, Barcelona, Sydney, Hong Kong gibi şehirlerde yapıldı. Dermalogica Türkiye olarak, Hawaii’de katıldığımız ilk kongreden sonra bu organizasyonu Türkiye’de yapmak için çeşitli çalışmalar gerçekleştirdik ve başarılı olduk."
Hem erkek hem de kadınlar kullanabiliyor
Uluslararası Dermalogica Kongresi’nin cilt bakım endüstrisindeki ilk ve tek kongre olduğunun altını çizen Saybaşılı, kongrenin 50 ülkeden 2000 cilt bakım terapistini bir araya getireceğini ve sektörün geleceği ile ilgili beklentilerin de katılımcılarla paylaşılacağını sözlerine ekledi.
Adnan Saybaşılı, Dermalogica’nın ilk üretildiğinde sadeliği ile dikkatleri çektiğini belirterek, firma ile ilgili şu ilginç bilgileri verdi: "Herkesin ambalaja çok önem verdiği, mümkün olduğunca çok renk kullandığı bir dönemde, Dermalogica son derece yalın ve gri bir ambalaj ile ortaya çıktı. Renk ve sadelik herkesi çok şaşırttı, marka ’gri şey’ olarak anılmaya başlandı. Gri aslında çok mesaj veriyordu: Beni kadınların yanı sıra erkekler de kullanabilir, biz ambalaj değil içerik satıyoruz, karmaşık yöntemler yerine basit çözümler üretiyoruz gibi..."
HOLLYWOOD’UN TERCİHİ "GRİ ŞEY"DEN YANA
Bugün cildin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir ürün gamına sahip olan Dermalogica, dünyaca ünlü isimlerin, Hollywood makyözlerinin, Avrupa, Asya, Afrika ve Amerika’daki binlerce cilt bakım terapistinin kullandığı bir marka. Marka Cate Blanchett, Lindsay Lohan, Victoria Beckham, Katie Holmes, Leonardo Di Caprio gibi isimlerin vazgeçilmezi.
Koşmak hem zayıflatıyor hem de mutlu ediyor
Koşmanın uzun vadede vücudu yeniden yapılandırmak için en etkili metot olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı zamanda bu spor tarzının kiloları en kalıcı şekilde yok ettiği de bilimsel araştırmalarla kanıtlandı. Bir saatlik bir koşu sonrasında ardınızda bıraktığınız kalori miktarı yaklaşık 800. Ayrıca yan etki olarak da yağlar yakılmaya devam ediyor. Nasıl mı? Siz koşu ya da yürüyüş sonrasında koltuğunuzda dinlenirken ya da masanızda çalışırken, kaslarınız kalorilerinizi yakmaya devam ediyor. Üstelik bu etki 16 saate kadar sürüyor, hatta uyku sırasında da bazı kaslar çalışmaya devam ediyor.
Koşu sporunun yan etkilerinden biri de güzelleştiriyor olması. Aldığınız her nefeste normalden 8 kat daha fazla oksijen akciğerlere doluyor. Bu da hücre yenilenmesini aktive ediyor. Ayrıca vücudu gerginleştiren ve ruhsal dinginliği harekete geçiren yaratıcılık hormonu ACTH açığa çıkıyor. Ve koşma sırasında kaslar gerginleşiyor ve özellikle tam da istenen bölgeler karın, popo ve üst bacaklardaki yağlar kasa dönüşmeye başlıyor.
Sabahları vücudunuzu esnetin
Sabah uyandığımızda yaptığımız gerinme hareketi, uzun süre hak ettiği değeri göremedi. Oysa esnettiğimiz her bir nokta, bizim fit şekilde güne başlamamızı sağlıyor. Vücuda oksijen alımı artıyor ve yükselen kan dolaşımı kaslara hoş bir sıcaklık yayılmasını sağlıyor. Gerinme sonrasında hissettiğimiz duygular ise uzun bir masajın ardından hissedilenlerle eşdeğer.
Uyandığınız anda yastığınızı bir kenara atın ve yatağa sırt üstü uzanın. Bu sırada kollarınız ve bacaklarınız iyice gerilmiş bir şekilde yana doğru açık olsun. Ardından tıpkı bir kedi gibi kıvrılın ve vücudunuzu yeniden gerin. Aynı hareketi birkaç kez tekrarlayın. Bu sırada derin derin nefes almayı ve esnemeyi de ihmal etmeyin.