Hava sıcaklığı giderek düşüyor, cildimiz de tıpkı bezelye tanesi üzerinde yatan prenses misali olumsuz hava şartlarına kuruluk ve kaşıntıyla reaksiyon gösteriyor.
Bunu da sanki daha etkili ve yoğun içerikli bir bakıma gereksinim duyuyormuş gibi belli ediyor. Aslında ihtiyacı olan tam da her zamankinden daha hassas ve yoğun bir bakım. Zeytin, jojoba, badem ve avokado gibi değerli yağlar içeren yeni kozmetik ürünleri bu durumda tüm ciltlerin kurtarıcısı.
Vücut yağları: Banyo ya da duş sonrasında ince bir tabaka halinde hafif nemli vücudunuza sürün. Vücut yağları cilde çok çabuk etki ediyor, bakım yapıyor ve cilt yüzeyinde sıcak bir film tabakası oluşturuyor. Yağ banyosu: Eğer kuru bir cilde sahipseniz, kendinizi bu uygulamayla güvende hissedebilirsiniz. Cilt üzerindeki yağ filmi sayesinde nem uzun süre korunuyor. Banyo sonrasında hafifçe kurulayın. Artık yeniden kremlenmenize gerek yok. Duş yağları: Banyo yapmaya zamanınız yok, dolayısıyla kremlenmeye de? O zaman duş yağları tam size göre. Cildin aşırı yağlanmasını önlüyor, kaşıntıyı engelliyor ve cildin yeniden pürüzsüz ve kadifemsi dokusuna kavuşmasını sağlıyor. Yüz yağları: Cildi olumsuz hava koşullarına karşı koruyor. Ekstra kuru ciltlerin bile bir sünger gibi emdiği yüz yağlarını makyaj öncesinde değil akşam cilt temizliğinin ardından uygulamalısınız.
Kendiniz yapın Tuz ve yağ peelingi
Bir avuç iri deniz tuzunu bir miktar zeytinyağıyla karıştırın. Hem ellerinizi hem de tüm vücudunuzu hatta yüzünüzü bu karışımla ovalayın. Ardından ılık suyla temizleyin. Aynı yöntemi haftada bir tekrarlayabilirsiniz.
Anti-stres yüz yağı
Aynı zamanda hem bakım yapıp hem rahatlatan yüz yağı için 8 damla sandal ağacı ve lavanta yağını karıştırın. İçine 4 damla sardunya ve 50 ml jojoba yağı ekleyin. Buzdolabında saklayın.
Cildin “tatlı” günahı
20’li yaşlarla birlikte doğa bize yüzümüzü hediye ediyor. 30’larla birlikte hayat onu şekillendiriyor. Cildimizin 50 yaşında nasıl görüneceği ise tamamen bize bağlı. Tüm bu bilgiler tamamen bilimsel verilere dayandırılıyor. Cildimizdeki kırışıklıkların çoğundan genlerimiz değil tercih ettiğimiz yaşam stilimiz sorumlu. Güneş ve sigaranın yanı sıra bilimadamları son yıllarda glikozu da mercek altına almış durumda. Bundan yaşlanmayla birlikte hem vücutta hem de ciltte bağ dokusu liflerinin “şekerlenmeye” başlaması gösteriliyor. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Vücudun değerlendiremediği şeker üretimi protein liflerinde depolanıyor ve kalınlaşmaları cildin elastikiyetini azaltarak hücre fonksiyonlarına zarar veriyor ve zaman içinde cildin kendini yenileme sürecini ortadan kaldırıyor. Bu durumda alınabilecek en acil önlem sağlıklı beslenmek ve mümkün olduğunca şekeri, güçlü ve kompleks karbonhidratı en aza indirgemek. Ancak tüm bunlara karşın bilimadamları şekeri kremlerin içine sokmayı başardı: Üstelik cilt yaşlanmasına karşı bir silah olarak? Chanel’in hücre biyololojisi laboratuvarlarında 200 yılında yapılan bir araştırma sonucu?.
Hala sivilcelerinizden kurtulamadınız mı
Spot: Sivilce sorunu maalesef her zaman ergenlik döneminin bitmesiyle birlikte sona ermiyor. 20’li yaşlarındaki birçok genç kadın siyah noktalarından ve sivilcelerinden yakınmaya devam ediyor. Peki onları kontrol altına almak nasıl mümkün olacak? İşte cevaplar?
1- Çinkoyla cilt temizliği: Sivilce ve siyah noktaları önlemenin en temel kurallarından biri doğru cilt temizliği olarak öne çıkıyor. Ancak böylelikle bu iki soruna neden olan ciltteki aşırı yağlanmayı önlemek mümkün. Gözenekleri tıkayan ölü deri hücrelerinde kurtulmadığını sürece sivilcelerden ve siyah noktalardan da kurtulmak söz konusu değil. Özellikle yetişkinlerde görülen sivilcelenme için ise yüzeyde koruyucu bariyer oluşturmaya yardımcı temizlik ürünleri kullanmak şart. Çünkü akne oluşumuna neden olan maddelerin cilde dışarıdan saldırmaları oldukça kolay. Bu yüzden cilt temizleme ürünlerinin içinde bisabolol gibi cildi rahatlatıcı, çinko gibi anti bakteriyel etkili ve salikasit gibi sertleşmesini önleyici maddeler de bulunuyor. 2- Meyve asitli peeling: İster ergenlikte ister daha sonra, sivilce oluşumunda yağ bezlerinin salgılanmasındaki aksaklık sorumlu. Artan yağ üretimiyle bazı bakteriler oluşuyor ve ciltte iltihaplanmaya neden oluyor. Bu yüzden cildi, epidermis tabakasında bulunan ve birbirine yapışan keratizonitlerden uzak tutmak gerekiyor. Bunu önlemek için meyve asitli peeling uygulamaları yardımcı oluyor. Ölü deri hücrelerini yüzeyden arındırırken aynı zamanda bakım yapıyor ve cildi nemlendiren maddelerin katmanlara inmesini sağlıyor. Beyaz kilin cildi gereksiz yere kurutmadan matlaştırıcı bir etkisi bulunuyor. Bisabolol ve termal sular da enfekte olmuş cildi rahatlatıyor. Yumuşak peeling uygulamalarını normal ciltlerde haftada iki-üç kez uygulamak mümkün. Hassas ciltlerde ise iki uygulama yeterli oluyor.
Saçlarda sezonun “hit” trendleri
Uzun zamandır saç stilleri de en az moda kadar önem kazanmış durumda. Bu sezon saçlar hafif bukleler, tamamen düz, süper kısa ya da ihtişamlı modellerle sahneye çıkıyor.