Endoskopi aynalarla barıştırıyor

Yüz gençleştirmede botoks ve dolgu gibi yöntemlere alternatif yeni bir uygulama dikkat çekiyor.

Daha çok mide ve bağırsak rahatsızlıklarının teşhisinde kullanıldığını bildiğimiz bir görüntüleme cihazı olan endoskop, yüz cerrahisinde de kullanılmaya başlandı.

Kadınları aynalarla barıştıran yöntem ABD ve Avrupa’da iz bırakmaması nedeniyle en çok tercih edilen yöntemler arasında. Endoskopik yüz cerrahisi, Türkiye’de de ilgi görüyor.

Prof. Dr. Atilla Arıncı, yöntemi nasıl uyguladıklarını şöyle anlatıyor: "Çok ince fiberoptik bir kanül sistemi olan endoskop ile yüzün gizlenebilecek bölgelerinden girilerek sarkmaların en yoğun olduğu bölgelere lokal olarak yağ dokusu transfer ediliyor."

Endoskopik yüz cerrahisi ile yüzde hangi kusurlar düzeltiliyor?

- Yaşlanmaya bağlı olarak yanaklar, alın ve çene bölgeleri ile orta yüz bölgesinde belirginleşen sarkmalar ve yağ doku eksiklikleri endoskopik yüz cerrahisiyle düzeltiliyor. Bu işlem sırasında yüzün değişik bölümleri arasında yağ doku transferleri yapılıyor. İşlem sonrasında yüz yapısı gençlik dönemlerindeki oval ve diri yapısına kavuşuyor.

Endoskopinin yüze uygulanması riskli değil mi?

- Endoskopik yüz cerrahisinde, yüzün problem arz eden bölümlerine en yakın olan ve gizlenmesi en mümkün olabilecek kulak önündeki kıvrım ve alnın saç çizgisi gibi yerlerinden girilerek müdahale ediliyor. Buralardan küçük kesiler açılıyor ve endoskop yardımıyla eksik bölgelere yağ doku transferi yapılıyor. Zaten dünya genelinde en minimal invaziv uygulama olarak öne çıkan endoskopik yüz cerrahisi sonrasında belirgin bir iz kalmıyor. Bu nedenle herhangi bir risk söz konusu değil.

Bir uygulama yeterli mi?

- Endoskopik cerrahi sonrası elde edilen sonuçlar diğer klasik yöntemlerle mukayese edildiğinde kalıcılık açısından aralarında herhangi bir belirgin fark gözlemlenmiyor. Endoskopik cerrahi sonrası elde edilen yüz görünümü zamanla etkisini yitirdiğinde endoskopik cerrahi tekrar edebiliyor. Tekrar edilmesinde herhangi bir sakınca yok. Ancak, bu konuda kişinin kendi görüşü kadar doktorun da fikirlerine önem vermek gerekiyor.

10 yaş gençleşme sağlıyor

Bu operasyonlar, yapılacak işlemin niteliğine göre 2-4 saat arası sürebiliyor. İşlem çoğunlukla genel anestezi altında gerçekleştiriliyor. Tekniğine uygun olarak yapılmış bu tip bir operasyondan sonra kişilerin yüz bölgelerinde yaklaşık 10 yaş kadar bir gençleşme elde ediliyor. Sağlıklı beslenme, spor ve düzenli bir yaşam ile bu operasyonun etkileri uzun süre korunabiliyor.

Aynı yöntem vücut kontürlerinde de kullanılıyor

Endoskopik cerrahi tekniği vücut kontür düzeltme operasyonları sırasında da zaman zaman başvurulan yardımcı bir yöntem. Özellikle meme büyütme ve kalça büyütme operasyonlarında protez yerleştirmek için hazırlanan boşlukların daha az kesilerden girilerek görüntülenmesinde yardımcı oluyor. Böylelikle operasyon sonrası kişiler daha kısa sürede evlerine dönerken, güzelleşmeye dair iz kalma olasılığı da minimuma inmiş oluyor.

Sıkı karın kasları için Doğru nefes alma

Karından nefes alıp vermek karın kasları üzerinde tıpkı bir egzersiz kadar etkilidir. Üstelik bu kolay hareketi gün içinde her koşulda rahatlıkla yapmanız mümkün: Yürürken, otobüs beklerken, toplantı sırasında bile... Peki nasıl? Ayakta dik durun. Ayaklarınızla yere sağlam basın. Dizlerinizi hafifçe kırın ve popo kaslarını gerin. Şimdi de omuzlarınızı geriye doğru atın. Başınızı yukarı kaldırın ve ileriye doğru bakın. Karnınızı şişirirken yavaş yavaş burundan nefes almaya başlayın. Bu arada karnınızı ve sırtınızı yuvarlamadan ağzınızdan nefes verin.

Karnınızı içeri çekin

Karın kaslarının görevi vücuda destek olmak ve dik durmasını sağlamak. Bu özellikle günlük hayatta her türlü hareketi rahatlıkla yapabiliyoruz. Şimdi karın kaslarının bu kıvraklığını onu çalıştırmakta kullanmanın tam zamanı. Örneğin, yere eğilirken dizlerinizi kırmadan önce karnınızı içine çekin. Aynı prensip ayağa kalkarken de geçerli. Bacak kaslarınızın yardımıyla ince karnınızı içine çekin, öyle kalkmaya çalışın.

Dik durun

Karın kaslarınızın gevşemesini önlemenin en önemli yolu, omuzlarınızı mümkün olduğunca geride tutmayı öğrenmek. Bu alışkanlık, karın kaslarının da desteklenmesini sağlarken aynı zamanda güçlenmesini de sağlıyor.

Bu besinler diş dostu

Sürekli şekerli yiyecekler tüketmek diş plağında bulunan bakterilere dişleri çürütmek için fırsat verirken doğal olarak bakterilerle savaşan, plakları uzaklaştıran ve nefesi tazeleyen yiyecekler dişleri korumayı destekliyor. Diş Hekimi Mehmet Zahid Kazandı’ya göre aşağıdaki 10 besin dişlerin dostu:

1. Kereviz; dişleri iki yolla koruyor. Fazla çiğnemeyi gerektiren bir yiyecek olduğu için tükürük salgısını artırıyor, bu da çürüklere neden olan bakterileri etkisiz hale getiriyor. Ayrıca lifli ya da sert yapıdaki doğal yiyecekler diş etlerine masaj yaparak ve diş aralarını temizliyor.

2. Peynir; dişlere birden çok yarar sağlıyor. Öncelikle ağzın pH dengesini ayarlamaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda çürüklere karşı koruyor ve yeni çürükler oluşmasını engelliyor. Şekerli gıda aldıktan sonra yenilen bir parça peynir, şekerin dişleri çürütme etkisini gideriyor.

3. Yeşil çay; içeriğindeki "katesin" maddesi ağızdaki bakterilerin yok olmasına yardımcı olurken aynı zamanda kansere karşı da etkili. Bu madde aynı zamanda kötü ağız kokusuna neden olan bakterileri de ağızdan uzaklaştırmaya yardımcı oluyor.

4. Kivi; C vitamini eksikliği dişetlerini hassaslaştırıyor, bakterilere karşı daha dirençsizleştiriyor. Bu da periodontal rahatsızlığa yol açıyor. Bir C vitamini deposu olan kivi meyveler arasında işte bu özelliği öne çıkarıyor.

5. Yoğurt; Kalsiyum açısından zengin olan yoğurdun dişlere olan faydaları saymakla bitmez. Kalsiyum periodontal rahatsızlığı olan kişilerdeki diş kökleri iltihaplı cep sayısını azaltıyor. Kalsiyum, gevşemiş dişleri iyileştirmede yardımcı oluyor ve diş kayıplarını önlemeye yardım ediyor.

6. Maydanoz; ağız kokusuna neden olan yiyeceklerin kokusunu azalmak için maydanoz çiğnemek bire bir.

7. Çilek; dişlere ve dişetlerine iyi geliyor. Aynı zamanda diş taşlarından doğal yöntemle kurtulmanın formülünü de taşıyor. İçindeki çeşitli asitlerin diş diplerinde biriken taşları eritme ve diş taşlarının oluşumunu engelleme etkisi bulunuyor.

8. Kuruyemiş ve çekirdek; dişi kaplayarak bakterilere karşı koruyucu bir tabaka oluşturan doğal yağlar içeriyor. Bu yağlar diş minesinin güçlenmesine yardımcı oluyor, çürümelere karşı daha dayanıklı olmasını sağlıyor ve çekirdekleri de kalsiyum içeriyor.

9. Elma; kabuğuyla birlikte yenmesi bir yandan dişleri güçlendirirken bir yandan da içindeki maddelerle dişleri temizliyor.

10. Balık; fosfor, kemik ve diş dokusunun temel maddelerinden. Dişleri sertleştiren fosfor maddesini almak açısından haftada bir kez tüketmek gerekiyor.

Yaşamın renkleri

Christian Breton yeni sezonda her kadının çekicilik ve güzellik hayalini gerçekleştirmek üzere yarattığı sayısız gölge seçeneği sunan renk paletiyle başları döndürüyor. Kutularda, ışığı yakalayan ve renkleri konuşturan sunumuyla da makyaj ürünlerine yenilikçi bir bakış getiriyor. Sezon ürünleri arasında transparan ve şık ambalajları içindeki birbirinden renkli ürünleri mutlaka görmelisiniz.



Işıltılı bakışlar

Layla Cosmetic’ten kışa damgasını vuracak yepyeni bir ürün... Tırnak bakım ürünleri dışında ürettiği makyaj ürünleri ile kadınların hayatını renklendiriyor. Glitter in Eyeshadow pırıltılı likit göz farı bakışlara ışıltı katıyor, kolay ve farklı kullanım şekilleri ile etkisi gün boyu sürüyor. Gri dore, kahve, lila, mor ve yeşil olmak üzere 6 farklı renk seçeneği bulunan far krem yapısı ile kolayca sürülüyor.
Yazarın Tüm Yazıları