Her birinin büyük hayalleri, küçük hayatları vardı.
Başlangıçta tek sermayeleri cesaretleriydi. Küçük imkanlarla büyük engelleri aştılar. Yenile yenile yenmeyi öğrendiler. Başardılar. "İnsan isterse, ama gerçekten isterse hayatta en çok istediğini yapar" dedirttiler.
Yaz tatiline hızlı girdik. Nehir bir an önce ödevlerinden kurtulmak için ufak ufak çalışmaya başladı. Ödevlerini bitirirse tekrar yapsın istiyorum. Üçüncü sınıfta matematikte nal toplamamak için ikinci sınıf matematiğini iyi öğrenmesi gerekiyor.
Klasiktir. Her yaz çocuklara okumaları için uzun bir kitap listesi verilir. Bu kez bizim okul bir farklılık yaptı ve çocuklara istedikleri kitapları okuma özgürlüğü tanıdı. Bazı insanlar aynı anda birkaç kitabı birlikte okumaktan keyif alırlar. Benim kızım da bu gruba giriyor. Oysa ben bitirmeden başka bir kitaba asla başlayamam.
Nehir bir taraftan Orhan Kemal’in "İnci’nin Maceraları" kitabını okurken ona "İnsan İsterse-Azmin Zaferi Öyküleri" kitabının ikincisini verdim. En fazla 50-60 sayfalık kitaplara alışkın olduğu için önce gözünde büyüdü. "Ben bunu nasıl okuyacağım?" falan diye mızmızlandı. Kızımı iyi tanıdığım, oltaya geleceğini bildiğim için hemen bir yem attım. "Bebeğim şu ilk sayfasını oku bakalım! İlgini çekerse devam edersin, çekmezse okumazsın" dedim. Kitabın ilk sayfasında enteresan bir bölüm yer alıyordu. O öyküyü internet kullananlar ve kişisel gelişime merak duyanlar bilirler. Bilmeyenler için yazıyorum;
"7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. 8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. 10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde yeni okulundaki hocasından dayak yedi. 17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı. 24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı. 25 yaşında sürgüne gönderildi. 30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı. 37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da iki ay hasta ve yalnız halde yattı. 37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı. 38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı. 38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı. 38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü onun kongre temsilci heyetine üye olmaması için aleyhinde oy kullandı. 39 yaşında idam cezasına çarptırıldı. Sonra ne mi oldu? 42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu. Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk’e aittir."
ISRARCI OLMAMALI
Nehir son cümleden sonra siyah gözlerini kocaman kocaman açıp "Gerçekten mi" diye sordu. Kızım okuduklarından çok etkilenmişti. Hız kesmeden kitabın bir başka sayfasını açıp "Burayı da oku. Sonra sana birkaç sorum olacak" dedim. Nehir, dünyanın en zengin kadınları arasında yer alan Amerika’nın ve dünyanın en ünlü TV programcısı Oprah Winfrey’in başarı merdivenlerini çıkarken sımsıkı tutunduğu 10 basit ilkeyi yüksek sesle okudu.
Bitirdikten sonra "Seni etkileyen hangileri oldu" diye sordum. "Hayatını başkalarını mutlu etmek için yaşama. Çevreni seni ileri götürebilecek insanlarla doldur. Nazik ol. Uyumlu ve merhametli ol. Hayallerinin peşinden giderken ısrarcı ol"...
Nehir’i etkileyen maddeler bunlardı. Peki, benim kızım hayallerinin peşinden gitmek için gerekli olan motivasyonu nereden bulacaktı? "Bu iş çok basit. Ben cerrah olmak istiyorum ya... Diyelim ki sınavı kazanamadım. Bir kez daha girerim. Yine mi kazanamadım. Yine girerim. Gerekirse 10 kez girerim ama cerrah olma isteğimden vazgeçmem" dedi. Bu çocuk arada bir beni korkutuyor. Çoğu insan dış motivasyona ihtiyaç duyar. Bazılarının içsel motivasyonu o kadar güçlüdür ki gerekli olan gazı kendi kendilerine verirler. Bizimki de o hesap...
Konsept danışmanlığını ünlü kişisel gelişim uzmanı Mümin Sekman’ın yaptığı "İnsan İsterse" kitabında benim yazdığım dört ayrı başarı öyküsü bulunuyor. Kızım, kaleme aldığım öyküleri okusa bile bana yeter. Sonuçta bu kitapta öyküleri yer alanların büyük hayalleri, küçük hayatları vardı. Hayallerinin verdiği umutla yola çıktılar. Başlangıçta tek sermayeleri cesaretleriydi. Paraları yoktu, çevreleri yoktu ama zorluk çoktu. Küçük imkanlarla büyük engelleri aştılar. Çoğu kez yenile yenile yenmeyi öğrendiler. Yılgın, yorgun, yalnız olsalar da yenilmediler, pes etmediler. Başardılar. "İnsan isterse, ama gerçekten isterse hayatta en çok istediğini yapar" dedirttiler. Nehir, bu kitabı bitirirse sırada "Secret" var. Abarttığımı söylediğinizi duyar gibiyim. Kızmayın, orta bir yol bulayım, "Secret"ı gelecek yaz okutayım.
Fotoğraf atölyeleri başlıyor
Fotoğraf Vakfı ve Galata Fotoğrafhanesi işbirliği ile düzenlenen Fotoğraf Atölyeleri, yaz döneminde de devam ediyor. Hafta içi ve hafta sonu Temel Fotoğraf Eğitimi ile başlayan fotoğraf atölyeleri, kendisini fotoğraf alanında geliştirmek için İleri Fotoğraf Atölyesi ile devam ediyor. Katılımcıların ilgi alanlarına göre Stüdyo Fotoğrafçılığı, Photoshop Retouch Teknikleri ya da Dijital Fotoğraf gibi atölyelerin yer aldığı Fotoğraf Vakfı’nda, fotoğrafın farklı alanlarında projeler hazırlamak isteyenler için de deneyimli eğitmenler eşliğinde Proje Geliştirme Atölyeleri düzenleniyor. Atölyeler 30 Haziran günü başlıyor. Detaylı bilgi için: www.fotografvakfi.org
Genç yönetmen adayları kampta
Geleceğin Yıldızları, sinema tutkuları izleyici olmanın ötesine geçmiş gençler için 17-31 Temmuz tarihleri arasında "Geleceğin Yönetmenleri Kampı"nı düzenliyor. 12-16 yaş arasındaki gençlere yönelik olarak düzenlenen kampta, senaryo aşamasından montaja kadar bir filmin nasıl kurgulanıp seyircilere sunulacağı öğretilecek. Eğitimdijital kameralar, bilgisayarlar, film montaj programları için gerekli olan tüm malzemeler eşliğinde, sinema-tv bölümü mezunu eğitmenlerce verilecek. Günün dört saatini yönetmenlik eğitimi ile geçiren kampçılar, geri kalan zamanlarda ise futbol, basketbol, beyzbol oynayıp vakit geçirebilecek. Ayrıntılı bilgi için: www.geleceginyildizlari.com