Paylaş
Başta ABD, İngiltere, Almanya gibi NATO’nun önde gelen ülkeleri bu iki ülkenin olası NATO üyeliğine destek verirken Türkiye’nin kendi ulusal güvenlik kaygılarıyla üyelik sürecinde frene basması uluslararası toplum tarafından yakından izleniyor.
Aslında tablo şu... Uzun yıllardır askeri olarak tarafsız olan Finlandiya ve İsveç, Rusya tehdidi karşısında NATO şemsiyesi altına girmek istiyorlar. Çünkü ulusal güvenlik kaygıları var. NATO üyesi olduklarında 5’inci madde çerçevesinde olası bir Rus saldırısı karşısında, tüm ittifakın desteğini arkalarında bulmayı umuyorlar.
ANKARA’NIN TALEPLERİ
Ancak üye olabilmeleri için Türkiye dahil tüm NATO ülkelerinin, yani 30 ülkenin onayını almaları gerekiyor. İşte bu noktada Türkiye’nin itirazları devreye giriyor.
Ankara da İsveç’in terör örgütü PKK ve FETÖ gibi yapılanmalara verdiği desteği kesmesini istiyor ve PKK/YPG’ye temin edilen İsveç yapımı tanksavar sistemleri nedeniyle şehitler verdiğine işaret ediyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi sonrası basına yaptığı açıklamada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, olası üyelik sonrasında da Türkiye’nin güvenlik endişelerinin karşılanmasını beklediklerini, bunun diğer müttefikler için de geçerli bir şart olduğunu söyledi.
SİLAH KISITLAMASI KALKSIN
Türkiye ayrıca NATO üyesi olduğu halde uygulanan silah satışı kısıtlamalarının kaldırılmasını talep ediyor. Yani İsveç ve Finlandiya’nın ulusal güvenlik kaygıları olduğu gibi, Türkiye’nin de ulusal güvenliği ile ilgili çekinceleri var ve bunların karşılanması için bir müzakere kapısı aralıyor.
Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi aldığı gerekçesiyle yıllardır parçası olduğu F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılan Türkiye, bu kez hiç olmazsa mevcut F-16’ların modernizasyonu ve yeni F-16 satışı için ABD’nin kapısını çalıyor. ABD füze savunma sistemi satmadığı için Rusya’dan almak zorunda kalan Türkiye, bu kez F-16’ların temini konusunda ağırdan alır bir tavırla karşı karşıya kalıyor.
Biden yönetiminin F-16 modernizasyonu için ABD Kongresi liderleri nezdinde satış onayı için temasta bulunduğu haberleri gelirken Kongre’nin ne yönde bir eğilim içinde olduğu henüz açık değil. Türkiye’nin Ukrayna krizinde oynadığı yapıcı rol, Kongre’yi ikna etmeye yeterli olur mu ya da NATO içindeki son gerilim buraya da mı yansır önümüzdeki dönemde göreceğiz.
DENGE SAĞLAMAK ÖNEMLİ
Bu bağlamda Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in hafta içi Washington’da yaptığı ziyaret dikkat çekiciydi. Malûm bir süredir Yunanistan ile ABD arasındaki askeri işbirliği hızla gelişiyor. Amerikan ordusu, Yunanistan’ın Dedeağaç limanını Güney Avrupa’ya giriş kapısı olarak kullanıyor. Son olarak ABD, 500 personelle Yunanistan’ın Girit adasındaki Suda üssüne 10 adet F-35 ve 14 adet F-15 savaş uçağı gönderme kararı almıştı.
İşte bu yakınlaşma sürecinde Washington’a ziyarette bulunan Miçotakis büyük rağbet gördü. ABD Kongresi’ne hitabında Türkiye’nin adını vermeden silah satışı yapılmamasını talep etti, Kıbrıs’ta iki devletli çözümü reddetti.
Dün de Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye’ye bazı silah sistemlerinin Yunanistan’a karşı kullanılmayacağı garantisiyle verilmesini önerdi. Yunanistan’ın ABD’den F-35 savaş uçağı için talip olduğu bir dönemde Dendias’ın “Türk silah sistemlerinin güçlendirilmesini durdurabilmek için elimizdeki tüm imkânlarımızı kullanacağız” vurgusu da bir o kadar dikkat çekiciydi.
NATO ZİRVESİ KRİTİK
Şimdi belli ki Avrupa, AB üyesi olan iki İskandinav ülkesini NATO’da da görmek istiyor. Belli ki, ABD de Avrupa’nın kuzeyinde Rusya’ya karşı jeopolitik ve savunma dengelerini değiştirecek bu hamleye sıcak bakıyor.
NATO’nun bir sonraki liderler toplantısının 28-30 Haziran tarihleri arasında İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılması bekleniyor. Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda Ankara’nın vetosunun kaldırılması için yoğun diplomatik girişimlere tanık olabiliriz. Ancak İsveç ve Finlandiya gibi Türkiye’nin de ulusal güvenlik kaygıları olduğunu kabul etmek, Ege ve Kıbrıs’ta dengeyi koruyacak bir yaklaşım içinde olmak bir uzlaşma arayışı için uygun zemin sağlanmasına katkıda bulunabilir.
Paylaş