Paylaş
YILIN KELİMELERİ
AMERİKAN Merriam Webster ve İngiliz Oxford sözlükleri de yılın sözlerini belirlemiş. Merriam Webster’a göre yılın sözü ‘surreal’ (sürreal). ‘Gerçeği aşan, gerçeküstü’ anlamına geliyor. Aynı zamanda ‘inanılmaz’, ‘fantastik’, ‘tuhaf’ anlamında da kullanılıyor. Rüya ile gerçeğin karıştığı durumları tarif etmek için de başvurulan bir kelime...
Sürreal’in niye seçildiğine gelince... 2016’da gerçek olması inanılması zor durumların yaşanması ve ‘sürreal’ kelimesinin internette en çok aranan sözcükler arasında yer almasından ötürü. Ve ‘sürreal’ en çok ne zaman aranmış biliyor musunuz?
Terör örgütü DEAŞ militanları Brüksel’de ve 14 Temmuz’da kamyonla Nice’de masum insanlara saldırdığında ve Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimi döneminde. Ancak en büyük sıçramayı ise Donald Trump’ın ABD’de başkan seçilmesi üzerine yapmış. Oxford’un sözü ise ‘gerçek sonrası’ diye çevrilebilen ‘post-truth’ kelimesi. Bu sözcüğün popülerleşmesi de ABD başkanlık seçimlerinde asparagas haberlerin sosyal medyada yayılması, yalan ile gerçeğin birbirine karışmasıyla oldu.
MOSKOVA BİLDİRİSİ
TÜRKİYE bir süredir terör saldırıları, şehit haberleri ve büyükelçi suikastıyla ‘sürreal’in de ötesinde kabûsun ta kendisini yaşıyor. Türk’ü Kürt’ü, Sünni’si Alevi’si her zamankinden daha fazla birlik umutlarına ve diline ihtiyacımız var. Her şeye rağmen aklı selim, sağduyu ve uzlaşma zemini... Çok önemli.
Hatırlayalım... Suriye’deki içsavaşın tetiklenmesi de sürreal bir durumdu...
2011 yılının şubat ayıydı. Suriye’nin Ürdün sınırı yakınlarındaki Sünnilerin çoğunlukta olduğu Dera kentinden haberler geliyordu. Ortaokul öğrencileri duvarlara ‘Doktor sıra sana geldi’ diye yazmıştı. Kastedilen kişi mesleği ‘göz doktoru’ olan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’dı. Tunus ve Mısır devlet başkanları devrilmiş; NATO, Libya’ya müdahale etmişti. Karakola götürülen çocukların türlü işkencelere tabi tutulduğunun ortaya çıkması halkın isyan bayrağını açmasına neden olmuştu. Dera, Şam, Humus, Hama derken ordunun sert müdahalesi ve komşu ülkelerin de kışkırtmasıyla Suriye topyekûn bir içsavaşın içinde bulmuştu kendini.
*
Şimdi savaşa bir şekilde taraf olan üç ülke Rusya, İran ve Türkiye bölge ülkeleri olarak Suriye’de bir çözüm arayışı içinde. İşte tam da Moskova’da salı günü yapılan üç ülke dışişleri ve savunma bakanları toplantısı öncesinde Moskova’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov bir suikastta hayatını kaybetti. Türkiye ile Rusya ilişkilerine darbe vurmak için düzenlendiği söylenen bu saldırıya rağmen zirve yapıldı. Ve taraflar olası bir barış anlaşmasının garantörü olma taahhüdünde bulundu.
MERAK EDİYORUM
TÜRKİYE’nin önceliğinin artık Esad’ın devrilmesinden çok güneyinde bir Kürt kuşağının oluşmasını önlemek olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fırat Kalkanı operasyonundan gelen şehit haberleri TSK’nın nasıl zor bir savaşın içinde olduğunu gösteriyor. El Bab, DEAŞ’tan alınmak istenirken, bir yandan da terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’nin o bölgeye hakim olmasının engellenmesi hedefleniyor. Peki Suriye’de farklı çıkarları olan bu üç ülke savaşı bitirmekte ne kadar başarılı olabilir?
- Moskova bildirisinde tarafların Suriye’nin toprak bütünlüğüne atıfta bulunması dikkat çekiciydi. Her ne kadar bildiride Suriyeli Kürtler konusunda bir vurgu olmasa da İran ve Türkiye’nin bu konuda aynı cephede yer aldığını söylemek mümkün. Ancak sürecin ilerleyen dönemlerinde ki, Cenevre sürecinde öyle olmuştu. Rusya barış sürecine Suriyeli Kürtlerin de dahil edilmesini isterse ne olur?
- Deklarasyonda İran tarafından desteklenen Hizbullah ve Şii gruplarla ilgili de bir vurgu yoktu. Oysa Türkiye’nin de Körfez ülkeleri gibi bölgede Şii nüfuzunun güçlenmesinden rahatsız olduğu sır değil. Nitekim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Moskova’daki basın toplantısında Hizbullah ve diğer dışarıdan gelen gruplara yardımın kesilmesinin önemli olduğunu ifade etti. İran bu desteği keser mi?
- Bir de Moskova’daki toplantıya davet edilmeyen ABD, Suudi Arabistan gibi önemli aktörler söz konusu. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Türkiye ve Rusya dışişleri bakanlarının görüşmeyle ilgili ABD’li mevkidaşları Kerry’yi bilgilendirdikleri Washington’ın çözüme yönelik girişimleri desteklediği belirtildi. ABD, ocak ayında Donald Trump yönetimine geçmeye hazırlanıyor, bu değişim dönemi Suriye’de de bir çözüm olasılığını güçlendirir mi?
- Deklarasyon El Nusra ve DEAŞ gibi radikal grupların silahlı muhaliflerden ayrılmasını öngörüyor. En kritik soru da üç ülke sahada yakın oldukları taraflara böyle bir deklarasyonu kabul ettirebilir mi?
Moskova’dan sonra Astana’da sürmesi hedeflenen süreç kolay bir süreç değil. Ancak altı yıldır süren savaşta artık asgari müşterekte buluşmanın zamanı gelip geçmedi mi?
Paylaş