Paylaş
Z.Ç.’nin hikâyesi malum. Dokuz çocuklu Ağrılı bir ailenin kızı. Erken yaşta gelin gelmiş Bolu’ya, resmi nikâhı yok, ergen yaşta hamile kalmış. Aile, genç kızın altı yaş daha büyük olduğu iddiasında. Kemik yaşı raporla tespit edilmiş, yaş büyütmek için dava açılmış, mahkeme karar verecek.
Adı Zeynep, Zehra, Zilha ya da Züleyha. Ne önemi var. Anadolu’da oyun oynayacak yaşta baş göz edilen isimsiz binlerce başka küçük gelin var.
ÇOCUK GELİNLER. Aslında sadece Türkiye’nin değil, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunlarından biri.
Evrensel İnsan Hakları Deklarasyonu, evliliğin tarafların “özgür ve kendi rızasıyla” olmasını öngörüyor. Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi ise en küçük evlenme yaşının 18 olmasını öneriyor.
Tüm bu öneri ve temennilerin nedenleri var. 18 yaş altındaki bir gencin kendi iradesiyle serbest tercih yapacak olgunluğa ulaşamayacağına inanılıyor. Bir diğer gerekçe genç kızları, cinsel istismardan ve erken hamileliğin neden olabileceği sağlık problemlerinden korumak.
Çünkü BM Çocuk Fonu UNICEF’e göre her yıl dünyada, 14-19 yaş aralığındaki 14 milyon genç kız doğum yapıyor. Bu yaş grubundaki anne adaylarının hamilelik ya da doğum sırasında ölüm riski, 20’li yaşlarındakilere göre iki misli daha fazla.
TESPİT. Küçük yaşta evlilikler konusunda en sabıkalı bölge Sahra altı Afrika ülkeleri ve Güney Asya. Türkiye ise ara bölgede. Doğuya göre durumu daha iyi, Batı’ya göre daha kötü. Ancak bu konuda çok fazla araştırma yapılmadığından sağlıklı rakamlar pek yok.
Uçan Süpürge Derneği’nin 54 ilde bir buçuk yıl süren ‘Çocuk Gelinler’ projesi yakınlarda tamamlandı.
Dernek editörü Selen Doğan’ın verdiği bilgiye göre, çocuk gelin sorunu herhangi bir bölgenin değil, batıdan doğuya, kuzeyden güneye tüm Türkiye’nin problemi. Köylerde de yaşanıyor, kentlerde de. Gecekondu mahallerinde şeffaflaşan, görünür olan sorun, duvarlı, güvenlikli, lüks sitelerde görünmez hale gelebiliyor.
TÜRKİYE’de evliliklerin neredeyse üçte biri erken evlilik. Namus kaygısıyla, bir boğaz eksilsin anlayışıyla kızlar küçük yaşta, pek de rıza aranmadan evlendiriliyor.
Neler yapmalı diye soruyorum? Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Algıyı değiştirmek gerekir. Eğitim çok önemli. Bilinçli, cinsiyet eşitliğinin farkında, kendine saygılı bireyler yetiştirmek gerekir” diyor. Selen Doğan ise önerilerini şöyle sıralıyor.
“Moda tabirle, farkındalık yaratmak, şimdiye kadar gelenek görenek deniyordu, pek bir problem olarak algılanmıyordu. Çocuk evliliğine onay veren büyüklere ağır para cezası gibi yasal müeyyideler getirilmeli. Zorunlu eğitimin 12 yıla yükseltilmesi olumlu bir gelişmedir. Çocuk hakları güçlendirilmelidir. Çocuk evliliklerinin önlenmesi konusunda Diyanet’e de görev düşmektedir.”
Çocuk gelinler meselesinin çözülmesinde belli ki devlete de kamuoyuna da epey bir iş düşüyor. Ancak biz de bireyler olarak bunu sık sık dillendirip en azından çevremizdeki bu tür girişimlerin karşısında görüş bildirerek çözüme küçük de olsa katkı sağlayabiliriz. Küçük kızlarımıza daha iyi bir dünya için bunu borçluyuz.
Paylaş