Paylaş
İrili ufaklı hastaneler sezaryenden kasalarını doldurmadan çok önce bu açıklama niye yapılmadı? Niye yıllarca beklendi? Niye normal doğum için samimi, bilinçli, uzun soluklu kampanyalar yürütülmedi? Ve niye sezaryen, daha çetrefilli bir konu olan kürtaj tartışmalarına iliştiriliverdi?
***
SEZARYEN konusundaki fikirlerimi daha önce özetlemiştim. Ağır ve riskli bir operasyon olduğundan, kadının normal doğuma teşvik edilmesinden yanayım.
Ancak bir dayatma, zapturapt altına alma asla kabul edilemez, edilmemelidir de. Sonuçta doğumu yaşayacak kişi, yasaları koyan değil, kadınlar olacaktır. Bu nedenle olası bir sezaryen düzenlemesinde sadece fizyolojik değil, anne adayının korku, endişe gibi psikolojik sağlığı da dikkate alınmalıdır.
***
GELELİM kürtaja. Geçen hafta kürtajın, sezaryene göre daha derin bir mevzu olduğunu yazmıştım.
Hazır laf, ‘money’den açılmışken, söze oradan devam edeceğim. İngilizce’de paranın gücünü anlatmak için kullanılan isabetli bir deyim vardır, “Money talks” diye. Yani “Para konuşur” ya da “Paranın sözü geçer” manasında.
İşte bu deyim, kürtaj tartışmalarının anahtar kelimeleridir bence. İstediğiniz kadar “Nüfus yaşlanıyor” deyin, “Kadınlar doğurmuyor” diye şikâyet edin kürtajı yasaklasanız bile engelleyemezsiniz.
***
ENDONEZYA’da önleyebilmişler mi? Cakarta’da bebeklerini düşürsünler diye kadınlara acı verici karın masajları uygulanmıyor mu? Tahran’da korsan kürtaj kontrol altına alınabilmiş mi? Cidde’deki, Riyad’daki Suudi kadınlara el altından düşük yapıcı ilaçlar satılmıyor mu?
Kürtaj uygulamasını esnetmeyi bir ara tartışan Fas’ta kadınlara evlerde koca karı ilaçlarıyla düşük yaptırılmıyor mu? Polonyalı, İrlandalı, Maltalı kadınlar, ülkelerindeki yasaklar yüzünden kürtaj yaptırmak için başka Avrupa Birliği ülkelerine gitmiyor mu? Gidiyor.
***
“CENİN öldürmek” gibi kürtaja alternatif tarifler bulunsa da kadın, karnındaki çocuğu istemiyorsa, yerine göre kendi canını tehlikeye atma pahasına aldırmanın yolunu bulacaktır.
Ve bunu ‘Parası konuşan’ daha kolay ve güvenli bir şekilde yapacaktır.
Mağdur ise yine yoksul, asgari ücretle üç çocuk büyütmeye çalışırken, dördüncüye gebe kalan anne olacaktır.
Kürtajı yasaklamak yerine, azaltmanın yolları aransa, doğru doğum kontrol yöntemleri ve aile planlamasıyla insanlar bilinçlendirilse. Ama tecavüze uğramış ya da ensest kurbanı kadınlar, kızlar doğurmaya zorlanmasa.
Anne karnındaki her minik kıpırtının bir mucize olduğuna inanan biri olarak diyorum ki, kürtaj yasakla değil, doğru kampanyalarla kontrol altına alınır. Ve yine diyorum ki, kürtaja getirilecek olası bir yasal engellemenin de vebali ağır olur. Böyle hassas bir konu oldubittiye getirilmemelidir.
Paylaş