Paylaş
ERKEKLERLE İLGİ SIRRI
Angela Dorothea Kasner, 1954 yılında Hamburg’ta dünyaya geldi. Ancak Protestan papazı olan babası Doğu Almanya’ya taşındığı için çocukluğu burada geçti. Komünist rejimde dindar bir ailenin kızı olarak büyüdü. Fizik okudu, kuantum kimyası gibi iddialı bir dalda doktora tezi hazırladı.
Merkel, geçtiğimiz günlerde o günleri bir etkinlikte şöyle anlattı: “Öğrencilerin yüzde 80’i erkekti. Hızla koşardım, genelde boş deney masası kalmazdı. Sonradan ben de erkek ağırlıklı ortamlarda yer kapmayı öğrendim.”
SOYADI İLK EŞİNDEN
Merkel, marka haline gelen soyadını ise beş yıl evli kaldığı ilk eşi Ulrich Merkel’den aldı. 1990’da iki Almanya’nın birleşmesi sonrasında Hıristiyan Demokrat Parti’den (CDU) siyasete atılan Merkel, partinin efsanevi Başbakanı Helmut Kohl’ün ‘Küçük Kızı’ olarak anıldı. Ancak Kohl’ün siyaseti bırakmasında etkili olan isim de yine Merkel’di.
İLKLERİN BAŞBAKANI
2005 yılında Merkel ilklere imza atarak Almanya Şansölyesi oldu. Almanya’nın ilk doğu kökenli ve ilk kadın başbakanıydı. Almanya ekonomik olarak iyi bir dönemden geçmediği gibi Avrupa Birliği cephesinde de sorunlar yaşanıyordu.
EN GÜÇLÜ KADIN
Kısa sürede istikrarlı, dengeli, çözüm üreten ve mütevazı, bir anlamda kendini yansıtan tavrıyla hem ülkesinde hem de uluslararası toplumda takdir gördü. AB’de Lizbon anlaşmasının imzalanıp Avrupa anayasasının kabul edilmesi hanesine artı yazıldı. Prestijli dergilere göre ‘Dünyanın en güçlü kadını’ydı Merkel.
İlk ciddi sınavı ise Avrupa’da patlak veren borç kriziydi. Şansölye, bir yandan Avrupa ekonomisinin batmasının önüne geçmeye çalışırken, bir yandan da vergi mükelleflerini paralarının başka ülkelere gitmeyeceğine ikna etmeye çalışıyordu.
Bu dönemde krize neden olan Yunanistan’a yönelik yazılan acı reçetelerden o sorumlu tutuldu.
KRİTİK KARARLAR
Birçok kritik karara da imza attı. 2010’da Japonya’da deprem ve tsunami sonrasında yaşanan nükleer santral faciası nedeniyle 2022 sonuna kadar Almanya’da nükleer santralların kapatılması kararı aldı.
2015 yılında ise Suriyeli mülteci Aylan Kurdi bebeğin cesedinin Bodrum sahillerine vurması üzerine, Esad rejiminden kaçan mültecilere ülkesinin kapılarını ardına kadar açtı. Yüz binlerce sığınmacı o dönemde Almanya’ya aktı.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER
Alman ekonomisine aynı zamanda ucuz işçi imkânı da sağlayan bu göç sonrasında 2016 yılında Türkiye ile göçün kontrol altına alınması için mülteci anlaşması yapıldı. Anlaşmanın maddi yardım sağlanması gibi unsurları hayata geçirilse de Türklere vizesiz AB imkânı hâlâ sağlanamadı.
Ancak bu anlaşma, Türkiye-Almanya ve AB ilişkilerine yeni bir format sağladı. Yeni bir mülteci akını olasılığına karşı Almanya, Türkiye’ye yönelik temkinli bir politika izlemeye yönelirken Yunanistan ile yaşanan Doğu Akdeniz krizinde AB’nin üye ülkeden yana tavır alması Ankara’da hoş karşılanmadı.
2020 yaz aylarında yaşanan Doğu Akdeniz krizinde çatışmaya ramak kala devreye giren Merkel, diyalog kanalının yeniden açılmasında etkili oldu.
Türkiye, tansiyonun düşmesi için üzerine düşenleri yaparken mesela Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda henüz beklenen adım gelmedi.
ARTILARI VE EKSİLERİ
Merkel, her halükârda uluslararası toplumda eski ABD Başkanı Donald Trump gibi popülist liderlere karşı bir denge unsuru olarak görüldü. Avrupa Birliği’ndeki krizleri aşma becerisiyle anıldı. Akşam profesör eşi Joachim Sauer ile yaşadığı evlerine giderken kendi alışverişini yapmasıyla, sade, mütevazı hayatıyla takdir topladı.
Öte yandan Merkel, iklim değişikliğiyle yeterince mücadele etmediği, gelir dağılımı adaletsizliği, düşük asgari ücret, göç meselesi ve ülkeye bir perspektif sunamadığı gerekçesiyle de eleştirildi.
Ve bu eleştiri konuları, Merkel’den sonra kimin başbakan seçileceğinde de bir anlamda belirleyici olacak.
Paylaş