Paylaş
Söz konusu makalemde İngiltere’de telekulak skandalı sonrasında Yargıç Lord Leveson başkanlığında medya etiğiyle ilgili başlatılan soruşturmayı aktarmıştım.
İşte o soruşturma tam 8 ay sürdü. Sienna Miller’dan, Hugh Grant’e ünlü, ünsüz pek çok paparazzi mağduru ifade verdi. Başbakan Cameron’dan medya baronu Rupert Murdoch’a gazetecilerden akademisyenlere kadar 474 kişi dinlendi.
Ve soruşturmanın sonucu hafta içinde 2 bin sayfalık bir rapor halinde yayınlanınca gayet ilginç bir tartışma çıktı ortaya. Yasal destekli bağımsız bir basın denetleme kurulu olsun mu, olmasın mı?
* * *
İŞİN ilginç yanlarından biri Başbakan David Cameron cephesinde yaşanıyor. Çünkü ‘News of the World Gazetesi’nin haber kaynaklarının telefonlarını dedektiflere dinlettiğinin ortaya çıkmasıyla 168 yıllık gazetenin ipi çekilmişti.
Cameron da bizzat Leveson’ı görevlendirip bir soruşturma başlatmasını istemişti. Şimdi o Cameron’ın atadığı yargıç, anlaşılan pek de ummadığı bir rapor yayınladı.
Yargıç raporda dedi ki;
-“ Basını denetlemek için hükümet dışında akademisyenler ve aktif olarak çalışmayan editörlerden bağımsız bir basın denetleme kurumu oluşturulsun.
- Ayrıca bu kurumu desteklemek için bir yasal zemin oluşturulsun, mağdurları korumak üzere de medyaya ağır cezalar getirilsin. (1.2 milyon euro’ya kadar para cezası olsun)
-Ancak bu yasal düzenleme de basını istediği haberi yayınlamaktan alıkoymasın.
- Hükümet, medyada çoğulculuğu koruyacak mekanizmaları garanti altına alsın.”
* * *
BRIAN Leveson (63), İngiltere ve Galler’in en üst düzey yargıçlarından biri. Ama hayatında hiç gazetecilik yapmamış. Saptamaları, önerileri ise büyük ses getirdi.
Raporla kendini ters köşede bulan Cameron, “Bu öneriler, bugün ya da gelecekte devlet yöneticilerine, basına düzenleme empoze etme mekanizması sağlar” diyerek yasal destekli bir denetlemeye karşı çıktı.
Geriye dönüşü olmayan noktayı kastederek “Rubicon’u aşmayalım” dedi. İşte kıyamet tam da burada koptu.
Bu temkinli tavrıyla merkez sağ basının desteğini alan Cameron, hükümet ortağı Liberalleri ve medya mağdurlarını ise karşısında buldu.
* * *
HUGH Grant’ten Harry Potter serisinin yazarı J.K.Rowling’e kadar paparazziden canı yanan ünlüler tepki gösterdi. Soruşturmaya ifade verdiği sırada “Kendime ya da evimin üzerine görünmezlik pelerini gibi bir cihaz asmam mümkün değil. Sürekli izlendiğinizi bilmek tehditkâr bir his” diyen
Rowling, bu kez Cameron’a çattı.
“Madem tavsiyelere uymayacaktı, bu soruşturmayı niye başlattı. Kendimi kandırılmış hissediyorum ve öfkeliyim” dedi.
* * *
THE Telegraph Gazetesi’ne konuşan Londralı hukukçu Niri Shan, yasal düzenlemenin araştırmacı gazeteciliğe darbe vuracağı görüşünde.
The Observer Gazetesi’nin dünkü editoryal yazısında ise Cameron, itirazları yüzünden eleştirildi. Gazete, “Bu merkez sağ basının ifade ettiği gibi ‘cesur bir davranış’ değildir, bu Cameron’ın başlattığı sürece ihanetidir. Basın sağlam ve makul bir yanıt vermelidir” dedi.
Gazete, Leveson raporunun birçok bölümünün mantığını kabul etmekle birlikte illa da bir düzenleme yapılması gerekiyorsa devlet kurumlarını yeni yapıdan uzak tutarak, gazeteciliği ve basın özgürlüğünü koruyacak şekilde olması gerektiğini savundu.
Yıllarca zorba bir şekilde habercilik yaparak pek çok kişinin canını yakan İngiliz basını gerçekten zor bir tartışmanın ortasında. Bir yandan kendine çeki düzen vermek, ama bunu yaparken de basın özgürlüğünden taviz vermemek. İzlemekte fayda var.
Paylaş