Paylaş
Binyamin Netanyahu Yönetimi ve ABD bu eğilimi kontrol altına almazsa Suriye ve Irak savaşından sonra Ortadoğu yeni bir küresel krizle daha karşı karşıya kalabilir.
*
BİR süredir tehlikeli bir şekilde tırmanmaya devam eden Kudüs krizi geçen hafta İsrailli güvenlik güçlerinin 1967’den bu yana ilk kez postallarıyla Kıble Camisi’ne girmesine kadar vardı. Gerilimin nasıl yükseldiğine gelince...
İsrail 1967 yılında Kudüs’ü işgal ettiğinde Mescidi Aksa’nın yönetimi Ürdün denetimindeki İslami Vakıflar Dairesine bırakıldı. İçinde Kıble Camisi, altın kubbeli Kubbet üs Sahra’nın da bulunduğu duvarlarla çevrili Mescidi Aksa Külliyesi bu vakıf tarafından idare ediliyor.
*
YAHUDİLERİN Tapınak Tepesi, Müslümanların Harem-üş Şerif, Hıristiyanların Moriah Dağı diye andığı bölge her üç din için de kutsal sayılıyor.
Yahudilikte, buranın Hz. İbrahim’in oğlunu Tanrı’ya kurban vermek için çıktığı tepe olduğuna ve altında Hz.Süleyman’ın tapınağının kalıntıları bulunduğuna inanılır.
İslam’a göre ise burası Hz. Muhammed’in İsra ve Miraç mucizesini yaşadığı yer. Müslümanların 637 yılında Kudüs’ü fethetmesinin ardından burada Mescid-i Aksa ve Kubbet üs Sahra inşa ediliyor. Hz. Muhammed’in Miraç’a yükseldiğine inanılan Muallak Taşı ise Kubbet üs Sahra’nın altında yer alıyor.
*
1967 yılındaki işgalin ardından Müslümanlar, tepenin üstündeki Mescidi Aksa’da ibadetlerini yapıyor. Yahudiler ise tepenin alt tarafında kalan Ağlama Duvarı olarak bilinen Süleyman Tapınağı’nın kalıntısı olduğuna inanılan Batı Duvarı’nda dini vecibelerini gerçekleştiriyor. Yahudilerin, Aksa’da ibadet etmesi yasak.
Mescidi Aksa’da statükonun değişmesini isteyen, burada Yahudilere de ibadet hakkı verilmesini talep eden İsrailli bazı bakan ve vekiller burayı ziyaret ederek tansiyonu yükseltiyor. Bir yandan da Mescidi Aksa’nın altında Süleyman Tapınağı’nın kalıntılarını arama bahanesiyle tüneller kazılıyor. Hatta bazı radikal Yahudiler, Aksa’nın yıkılıp buraya Hz. Süleyman Tapınağı’nın inşa edilmesi gerektiğini savunuyor.
*
İŞTE bu çatışma ortamı saldırıları da tetikledi. Kudüs eylemlerinin başını çekenlerden bir haham suikast girişimine uğradı. İki haftada ikinci kez Filistinliler araçlarını silah gibi kullanarak kalabalığın üstüne sürerek ölümlü saldırılar gerçekleştirdi.
İsrail Başbakanı Netahyahu, ABD ve Ürdün’den gelen baskı üzerine Mescidi Aksa’nın statüsünde bir değişiklik olmayacağını açıkladı.
*
BÖLGEDE yaşanan şiddet eylemleri, 1980’lerin sonundaki 1’nci İntifada (Ayaklanma), 2000 yılında muhalefet lideri Ariel Şaron’un Mescidi Aksa’yı ziyaret etmesiyle tetiklenen 2’nci İntifada’nın ardından 3’üncü İntifada’nın başladığı şeklinde yorumlanıyor. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, El Aksa’da olanları ‘savaş ilanı’ olarak niteledi. Hamas, El Aksa’yı savunmak için 2500 kişilik bir gönüllü ordusunun kurulduğunu açıkladı.
*
NETANYAHU hükümeti şunu anlamalı. Mescidi Aksa; Filistin-İsrail meselesi değildir. Azınlık olan bir grup İsraillinin Tapınak Tepesi ısrarı, bölgeyi kestirilemeyen bir krizin ortasına sürükleyebilir.
Aksa gerginliği, tam da ABD’de Başkan Barack Obama’nın Demokratlarının seçimlerde yenilgiye uğrayıp Başkan’ın resmen topal ördek olduğu bir döneme geldi. Ortadoğu’daki savaşları bitirme vaadiyle yola çıkan Obama’nın iki yılı kaldı. Başkan Barack Obama şimdi tarihe Ortadoğu’ya iki savaş ve IŞİD’i bırakan ABD Başkanı olarak geçebilir. Ya da ABD lideri, İsrail-Filistin meselesini çözen Başkan olarak tarihe adını yazdırabilir. Haydi President Obama, seçim sizin...
Paylaş