Paylaş
Katar’ın yıldızının parlaması öyle çok öncelere gitmiyor. 20’nci yüzyılın başına kadar Osmanlı himayesinde olan ülke 1971 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazandı. Petrol ve doğalgaz yataklarının keşfiyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri oldu.
88 bin 222 dolarla, kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülke. 2022’de Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Ayrıca “Vizyon 2030” diye bir program başlattılar. Eğitim kompleksleri, sağlık merkezleri, metro gibi altyapı çalışmalarına 190 milyar dolar harcayacaklar.
ŞEYH. Katar’ın yükselişinin arkasındaki kişi. 1995 yılında İsviçre’de tatil yapmakta olan babasını saray darbesiyle deviren Hamad bin Halife el Thani, 2000 yılından beri Katar Emiri.
Rivayet o dur ki, Emir El Thani, yönetimi devraldıktan sonra Ortadoğu’nun ağabeyleri Mısır ve S.Arabistan tarafından hor görüldü. İşte bu küçük görme, aslında Katar için önemli bir ivme oldu.
Büyük oynamaya başladılar. ABD ile yakınlaştılar. Katar’ı Amerikan askeri ve uçaklarına açtılar.
Arapça ve İngilizce yayın yapan El Cezire kanalını kurdular.
Öte yandan çölün ortasında gökdelenlerle yeni bir ülke inşa ettiler. Prestijli üniversitelerle birlikte eğitim kampüsleri kurdular. Müslüman ülkelerle işbirliğini arttırdılar.
ŞEYHA. Katar Emiri’nin üç eşinden ikincisi. Aynı zamanda uluslar arası temaslardaki refakatçisi. Nitekim Katar Emiri, Başbakan Erdoğan’ı nekahat dönemi geçirdiği Kısıklı’daki evinde ziyaret ederken yanında yine Şeyha Moza bint Nasser El Missad vardı.
Yedi çocuk annesi. Vanity Fair Dergisi’nin en iyi giyinenler listesinin müdavimlerinden. Londra, henüz Hayrünnisa Gül’ün yüksek ökçelerini konuşmadan bir yıl önce Şeyha Moza’nın Kraliçe Elizabeth’e giderken giydiği ökçesi buz şeklinde, beyaz kürkten tasarlanmış Chanel botlarını yazıp çizmişti.
Şeyha, aynı zamanda ülkesindeki eğitim, bilim ve toplumsal kalkınma gibi meselelerde yaptığı girişimlerle de beğeni toplayan, sevilen bir isim.
EL CEZİRE. 24 saat boyunca kameralarını Arap coğrafyasına yönelten televizyon kanalı, gösterilere odaklanarak kitlelerin isyan dalgasından haberdar olmasında önemli rol oynadı. Suudi Arabistan faktörü nedeniyle Bahreyn’deki isyanı teğet geçen El Cezire’nin, Beşar Esad ülkeyi dış dünyaya kapadığı için Suriye’de işi zor.
Libyalı muhaliflere, para, silah ve askeri danışmanlık hizmeti sağlayan Katar, bu kez Arap Birliği üzerinden Esad’a yönelik politikaların şekillenmesine katkıda bulunuyor.
DOHA. Katar’ın başkenti. Aynı zamanda Sünni İslam dünyasında sözü geçen Mısırlı din adamı Yusuf el Kardavi’ye ev sahipliği yapıyor. Mübarek rejimi yüzünden Katar’da yıllarca sürgün yaşayan Kardavi, El Cezire üzerinden programıyla milyonlarca kişiye ulaşıyor.
Geçtiğimiz günlerde Financial Times’a bir röportaj veren Şeyh “İslami dava yıllarca bastırıldı, hiç şansları, yerleri olmadı. Şimdi diktatörler gitti. Hiçbir şey toplumların gönüllerindeki yerlerini almasını engelleyemez” dedi. Türk modelini beğendiğini gizlemeyen Şeyh, Mısır’daki aşırı dinci Selefistlere de ‘ılımlı’ olmalarını salık veriyor. Kardavi, Libya’ya NATO müdahalesine icazet vermişti. Şimdi de Suriye’de sivil ölümlerin sürmesi halinde BM destekli bir müdahale olabileceği görüşünde. Benden söylemesi.
Paylaş