Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Avrupa’dan birkaç gözlem

Bugünkü yazımda biraz klasik formattan çıkıp pandemi sonrası Avrupa’ya dört yıl aradan sonra yaptığım ilk geziden bazı gözlemlerimi aktaracağım.

Haberin Devamı

SINIR KAPILARI YOĞUN

-Schengen dışı ülkeler: Avrupa’ya giriş kapımız İsviçre, Almanya ve Fransa’ya hizmet veren Basel havalimanıydı. İsviçre kapısında pasaport kontrolünden geçerken Schengen vizeleri olsa da bazı yolculara ‘Ne kadar kalacaksınız, nerede kalacaksınız, yanınızda ne kadar nakitiniz var’ gibi ciddi yüz ifadeleriyle sorular soruluyordu.

-Küresel iklimin izleri: Haziran ayında Avrupa genelde yeşilin binbir tonuyla dikkat çeker. Ancak bu kez tarlalar ağustos sarısına bürünmüştü. Hava sıcaklığı 30 dereceye yakındı. Özellikle neredeyse tüm tarım alanlarının ekili olduğu Fransa’da mısır tarlalarının devasa robot sistemleriyle sulanması dikkat çekiciydi. Belli ki, küresel ısınma buraları da etkiliyordu.

SAVAŞLAR VE GÖÇLER

-Ukrayna bayrakları: Gezinin dikkat çeken unsurlarından biri de sarı-mavi Ukrayna bayrakları oldu. Genel bir uygulama olmasa da birçok yerleşimde dayanışma çerçevesinde ülke bayrağı, AB bayrağı ve Ukrayna bayraklarını görmek mümkün. Kriz başından beri Almanya’ya Ukrayna’dan 1.1 milyondan fazla mülteci gelmiş.

Haberin Devamı

-Demografi değişiyor: Gastarbeiter (misafir işçi) jenerasyonunun bir çocuğu olarak Almanya’da yaşadığım yıllarda yabancı olarak en çok Türk, biraz Yunan, biraz İtalyan, biraz Yugoslav şeklinde bir demografik yapı söz konusuydu. Şimdi ise daha farklı bir demografi söz konusu. Malûm savaş nedeniyle Almanya yoğun Suriyeli akımına uğradı. Bunların yanı sıra neredeyse her milletten, her renkten göçmen görmek mümkün.

-Entegrasyon önemli: Gastarbeiter kuşağını dil öğrenme konusunda kendi kaderine terk eden Almanya’nın bu kez entegrasyonu ve Almanca’nın öğrenilmesini daha ciddiye aldığı hemen farkediliyor. Artık birçok fastfood ve kafe işletmesinde Suriyeli kasiyer ya da garsonlar görmek mümkün. Sığınmacılar, nüfusu giderek yaşlanan bu ülkelerde iş gücü açığını kapatmada önemli bir rol üstlenmeye başlamış. Pek çoğu akıcı Almanca konuşuyor.

GÖÇE YENİ DÜZENLEME

-Kalifiye eleman göçü: 83 milyon nüfuslu Almanya’da nüfusun dörtte biri 60 yaş üstü. 2050’de bu oranın üçte bire çıkacağı öngörülüyor. Bu nedenle Almanya, yeni göç yasasıyla kalifiye iş gücü açığını kapatmayı planlıyor. Nitelikli olmayan sığınmacıların engellenmesi için AB’nin dış sınırlarında yeni tedbirlerin alınması da gündemde.

Haberin Devamı

-Döner pahalanmış: Pandemi, tedarik zincirlerindeki sıkıntı, Ukrayna krizi Avrupa Birliği ülkelerinde de enflasyonist baskıyı arttırmıştı. Almanya’da en ucuz fastfood kabul edilen dönerin fiyatı 4 Euro’dan 7-8 Euro’ya çıkmış mesela. Geçtiğimiz aylarda bir Alman’ın Başbakan Olaf Scholz’a “Rusya lideri Putin ile konuş da döner yine 4 Euro olsun” diye bağırdığını hatırlıyorum.

-Enflasyonda düşme eğilimi: Yeni tedbirlerle Fransa’da enflasyon geçen ay itibariyle yıllık olarak yüzde 6’ya, Almanya’da yıllık yüzde 6.1’e gerilemiş. Avrupa ülkeleri, Ukrayna savaşının sınırları aşmaması için Kiev’e yoğun destek verirken krizin sıradan bir Avrupalının günlük yaşamını pek de etkilemediği görülüyor.

Haberin Devamı

TURİZM YOĞUNLUĞU

-Dünya geziyor: Pandemi sonrasında dünya ilk ilkbahar/yaz dönemini yaşarken turizmde olağanüstü hareketlilik de dikkat çekiyor. Hem İstanbul Havalimanı, hem de Avrupa havalimanlarında ciddi bir yoğunluk söz konusu. Planı, programı buna göre yapmak ve kalabalıklara hazır olmak gerekiyor.

-Ve geri dönüş: Yabancı ülkeleri görmek kadar, ülkeye geri dönmek de iyi hissettiriyor. Türkiye bayrağının altında olmak, pasaport kontrollerinde ‘Türkiye vatandaşları’ diye karşılanmak insana iyi geliyor.

-Böyle gezilerden döndüğümde rahmetli babam Mehmet Tekfidan, “Yediklerin, içtiklerin senin olsun, gördüklerini anlat” derdi, bugün biraz da öyle oldu. Bu vesileyle yıllarca Almanya’da çalışmış, Türklere tercümanlık yapmış babamı da anmış olayım.

Yazarın Tüm Yazıları