Paylaş
Ukrayna’ya bağlı Karadeniz kıyısındaki Kırım Özerk Bölgesi kaderini tayin etmek için 16 Mart’ta yani haftaya pazar günü referanduma gidecek.
İbre büyük ölçüde Rusya’ya bağlı özerk bir yapıdan yana.
İyi de bir anda 2 milyon nüfuslu stratejik bir bölgeyi, bir ülkeden alıp başka bir ülkeye bağlamaya yönelik bu tedirgin edici adım uluslararası toplum tarafından nasıl karşılanacak? Büyük merak konusu…
*
KIRIM Yarımadası’nda nüfusun yüzde 58.5’i Rus, yüzde 24’ü Ukraynalı, yüzde 12’si ise Türk boylarından olan Tatarlar oluşturuyor.
Rus kökenliler, 1991 yılında Sovyetler’in yıkılmasıyla yarıda kalan bir hesabı bitirip Rusya’ya dâhil olma hayalini gerçekleştirmek istiyorlar.
Stalin döneminde yaşadıkları Sibirya ve Orta Asya’ya tehciri unutmayan Tatarlar ise Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya katılmayı şüpheyle karşılıyorlar.
Kırımlı Ruslar, paradoksal bir yaklaşım içindeler.
*
UKRAYNA’nın Rusya’nın baskısı karşısında bu kadar rahat çatırdamasının nedenlerinin başında 23 yıldan bu yana ekonomisini düzlüğe çıkaramamış olması geliyor.
Yolsuzluk, adam kayırma, zimmet ülkenin en büyük ekonomik hastalıklarından olmuş.
Sovyetlerin çöktüğü 1991 yılından bu yana Ukrayna ekonomisi yüzde 30 gerilerken, Rusya ekonomisi yüzde 20 büyümüş. Ukrayna’nın Rusça konuşulan doğusu ve Rus nüfusun ağırlıkta olduğu Kırım bölgesinde halk, eğer Moskova’ya ilhak söz konusu olursa yaşam şartlarının da iyileşeceği kanısında.
Ama bunun garantisi yok. Çünkü Rus ekonomisi büyük ölçüde doğalgaz satışına bel bağlamış durumda ki, ABD ve Avrupa bu tekeli kırarak Moskova’ya yönelik enerji bağımlılığını aşmanın yollarını arıyor.
Bir yanda da Avrupa Birliği yeni Ukrayna’yı yörüngesinde tutmanın hesaplarını yapıyor.
*
BATI’nın silahlarından biri ABD’nin enerji bağımlılığını büyük ölçüde hafifleten şeyl enerjisi. Bazı yeraltı kayaç türlerine tazyikli su, kimyasal ya da kum enjekte edilerek çıkartılan şeyl ya da kaya gazı üretiminde ABD dünya lideri olmuş durumda.
Şimdi ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçi kanat, Obama Yönetimi’ni Avrupa’ya doğalgaz satarak Ukrayna, AB, hatta Türkiye’nin Rusya’ya yönelik enerji bağımlılığının azaltılması için bastırıyor.
Bu arada hatırlatalım, Türkiye; Almanya ve Ukrayna’dan sonra Rusya’nın doğalgazda en büyük üçüncü müşterisi. Lakin uzmanlar, diplomatik araç olarak devreye sokulsa bile şeyl gazının Avrupa’ya ulaşmasının 2017-2020 tarihlerini bulabileceğini söylüyor. Yani Ukrayna’daki bu akut kriz karşısında şu anda çok da etkili bir silah olarak gözükmüyor.
*
UKRAYNA’ya dönecek olursak, görünürde halk desteğini büyük ölçüde kaybetmiş, ancak hızla seçime de gitmeyi reddeden bir iktidar vardı. Kırım’da ise başka türlü bir oldu-bitti yaşanıyor. Rus güçleri, amblemsiz üniformalarıyla bölgeyi işgal etti, şimdi ise ilhak gündemde.
Arap baharı sonrasında Libya’da, Suriye’de gözlemlenen ülke nüfuslarındaki çözülme süreci bu defa Türkiye’nin kuzeyindeki bir bölgeye sıçramışa benziyor.
Kırım’daki referandumdan Rusya yanlısı bir karar çıkarsa Avrasya haritası değişecek mi? Batı’nın tepkisi ne olacak? Rusya ne yanıt verecek? Zor bir hafta. Sadece Kırım değil, aslında tüm bölge açısından.
Paylaş