245 bin ağaç ne ki

Medyanın çektiği helikopter görüntülerinden projenin 2015’e yetiştirilmesi için olanca hızla devam ettiği anlaşılıyor.
Bir yandan Sarıyer’in Garipçe Köyü, öte yandan Beykoz’un Poyrazköy mevkiine devasa ayaklar için temel çalışmaları yapılıyor.
Hem Anadolu yakası, hem de Avrupa’da bağlantı yolları için elektrikli testereler iş başı yaptı. Ağaçlar peş peşe yere devriliyor.

*

CHP’nin soru önergesi üzerine Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ağaç kıyımını doğruladı.
Bakan, 245 bin 121 adet ağacın Karayolları Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine kesildiğini belirtti.
Bu ağaçların 93 bin 750’si Anadolu yakasında geri kalanı ise Avrupa yakasında. Eroğlu’na göre kesilen ağaçların yerine 5 misli fidan dikilecek.
Ancak ağaçların kesildiği yerler, Türkiye’nin en büyük metropolü olan İstanbul’un nefes aldığı kadim kuzey ormanları.
Bu yetmezmiş gibi, şimdi proje çerçevesinde revizyona da gidildiği anlaşılıyor.
Bazı ağaçların boşu boşuna kesildiği şüphesi var.

*

HÜKÜMET iddiaları reddediyor.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Köprü güzergâhında bazı yerlerde mecburi sapmalar oldu. Kuş yollarına, kaynak sularına rastlayan bölgeler oldu, değiştirdik” dedi.
İyi de Riva Deresi ağzının göçmen kuşlarının uğrak yeri, Taşdelen’in memba sularıyla meşhur olduğu bilinmiyor muydu?
Üçüncü Köprü yıllardır tartışılan bir proje değil mi?
Anlaşılan Yavuz Sultan Selim diye adlandırılan köprünün İstanbul’un fethinin yıldönümünün kutlanacağı 29 Mayıs 2015’te teslim edilmesi için baskı var.
Ama bir yandan da planın aceleye getirildiği gibi de bir intiba çıktı ortaya. Nitekim son anda beliren ‘pürüzler’ her şeyin çok da iyi detaylandırılmadığını ortaya koyuyor.

*

YENİ köprünün ayaklarını İstanbul’un çevresel kirlilikten uzak durabilmiş balıkçı köylerine dikmek, devasa viyadüklerini ormanların üzerinden atlatmak başlı başına hatalı bir tercih.
Nedense insan Fransa’yı bir uçtan diğerine kat eden bisiklet turunu izlerken doğanın ve tarihi dokunun nasıl itinayla korunduğunu görünce bu yanlışlığın daha da farkına varıyor.
Binlerce aracın geçtiği otoyollar, havalimanları sebep oldukları karbondioksit salınımıyla çevrenin bitki örtüsüne, havasına, azalan yağmurlar nedeniyle yer altı sularına, toprağına zarar veriyor.

*

ÜÇÜNCÜ Köprü, yeni havalimanı ve yine aynı bölgeden geçirilmesi planlanan çılgın kanal, İstanbul’un kuzeyine, yabani yaşama alışık doğasına, nihayetinde İstanbullu’ya çevresel stres yükleyecektir.
En kötüsü de bölgedeki ağaç kıyımı 245 bin ile kalmayacaktır. Yeni siteler, gecekondular gelecek, beton İstanbul, daha çok ağaç ve doğal alan yutacaktır.
Gelecekte çocuklarımıza hesap verebilmek için planlanmış, ama henüz düğmeye basılmamış projeler yeniden gözden geçirilmelidir. Kuzeyin stresi azaltılmalıdır.